1.3

59 4 0
                                    

Ağır bir baş ağrısıyla gözlerimi açtığımda gördüğüm tek şey zifiri karanlık bir yerdi.

Ya kör olmuştum, ya gözlerim bağlıydı.

Ama tüm bu şeylerin arasında düşündüğüm tek şey, Yoongi neredeydi?

Ellerimi gözüme götürmeye çalıştığımda birşey buna engel olmuştu.

İpler.

İşte o anda her şey kafamda canlanıyordu.

3 saat önce

Yoongi'nin kanayan başına bakıp, aynı zamanda arabanın ön koltuğunda oturan adama söyleniyordum.

"Siz nesiniz ve bizden ne istiyorsunuz? Bırakın, gitmemize izin verin. Hastaneye götürmeliyiz, çok kan kaybediyor!"
"Hiç susmaz mısın sen?"
"Ama has-"
"İndir şunu da."

Konuşmama izin vermeden, sürücü koltuğunda ki adam yaninda ki adama indir şunu da dedikten sonra bende bayılmıştım.

Şuan

Duyduğum sesler bizi buraya getiren adamların sesleriydi.

"Uyanmış mıdır?"
"Kız belki ama patronun oğlunu bilmiyorum, sanırım biraz sert vurduk. Yere düşünce de ağır darbe almış olmalı."
"Seni orospu çocuğu! Patron ikisinide canlı istedi! Sadece kızı değil. Yoongi olmadan kızı ne yapabilir!"
"Abi üzgünüm sen vur diyince geçirdim kafasına."
"Her neyse. Sen çocuğu uyandırmaya bak ben şu kızla ilgileneceğim."
"Tamam abi."

Yanimda ki hareketlenmeye her ne kadar irkilsem bile ne bir ses çıkarabiliyordum ne de bir şekilde hareket edebiliyordum.

Yanimda ki adam ellerini kafamin arkasına götürüp gözümde ki bandajı çıkardığı anda elini ısırmıştım.

"AH SENİ KALTAK!"
"Senin yerinde olsam bir kadınla konuşurken sözlerime dikkat ederdim. Patronunuz kim ya da bu işin başında kim var inan bilmiyorum ama tahmin yeteneğim çok kuvvetlidir. Mesela Yoongi'nin kendisini "babası" olarak tanımladığı insanlıktan nasibini almamış varlık? Amacı ne ne istiyor onu da bilmiyorum, ama dua etsin ki Yoongi'ye birşey olmasın. Ah pardon, siz dua edin yoksa patronunuz sizi çiğ çiğ yer. Sadece küçük bir tavsiye."
"Ee küçük hanım, başka tavsiyeleriniz var mı?"
"Tabiki. O da şu ki, birisi baygın halde yatarsa ve çok kan kaybettiyse ne yapılacagi ya da nasıl önlem alınacağını biliyorum. Söylemek istediğim şey, ellerimi ve ayaklarımı çözerseniz size yardımcı olabilirim."
"Sana neden inanmalıyım?"
"Ölmek isterseniz yani tabi orası size kalmış. Birşey demedim farz et."

Umursamaz bir şekilde önüme döndüğümde yanımda ki adam kalkıp diğerinin yanına gitmişti.

Kapının aralık ölmesinden faydalanarak kulağımı o tarafa verdim ve neler konuştuklarını dinlemeye başladım.

"Uyandı mı?"
"Nefes alıyor, nabzı da yerinde. Ya 15-20 dakika arasında uyanır ya da yarın uyanır. Ama yarına kadar yaşar mi bilmiyorum."
"Ya var ya sen tam bir aptalsın. Bekle onun yaninda."
"Tamam abi."

Adamın yanıma geleceğini anladığımda tekrar önüme dönmüş bir şekilde oturuyordum.

Yanıma gelip comeldiginde yüzüne bakmış ve ne diyeceğini merak ediyordum.

"Eğer."

Dedi soğuk ses tonuyla.

"Eğer yanlış birşey yaptığını görürsem, önce onun kafasına sıkarım sonra senin."

Nefarious;; MYG ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin