"Neden yaptın bunu?"
"Bilmem, sadece iyilik."
"Baksana Taehyung, sence sana inanır mıyım?"Sert, soru soran gözlerle Taehyung'a baktığımda, o da bana bir cevabi yokmuş gibi bakıyordu.
Çok geçmeden, konuşmak için dudaklarını araladığında, yüzüne bakmış ve ne diyeceğini bekliyordum.
Tekrar kapattı, tekrar bir cevap veremeyeceğini anlamıştı çünkü.
"Bende öyle tahmin etmiştim zaten."
Tek bir cümle söyleyip, ayağa kalktığımda Taehyung bileğimden tutmuş ve o da kalkmış, karşıma geçmişti.
"Sadece.. Bilmiyorum Hwa Young, suçlu hissediyorum. Sana karşı, Yoongi'ye karşı. Hatta hepinize karşı."
Taehyung konuştuğunda, yüzüne bakıp gayet soğuk bir şekilde, yüzümde hiçbir kas ve hiçbir mimik oynatmadan konuşmuştum.
"Hissetmelisin de."
Arkamı dönmüş giderken, benim bu olmadığımı düşündüm.
Çünkü içimde en ufak bir acıma duygusu bile yoktu.
Ama biraz düşününce, o da giderken bana acımamıştı.
***Hastane koridorları,o kadar berbat yerlerdi ki.
Sanki bir kara delikti ve biz bekledikçe içine düşüyorduk.
Daha çok, daha çok, ve daha çok..
Yoongi, şuan da yoğun bakımdaydı ve uyanana kadar da burada kalacağı söylenmişti.
İçeride doktor vardı, ben ise duvara yaşlanmış ve yere çökerek sadece bekliyordum.
Elimden birşey gelmemesi, beni harap ediyordu.
Ellerim başımda, cenin pozisyonunda otururken yanıma Hoseok gelmişti.
"Nasılsın? Ah, bu saçma bir soruydu. Üzgünüm."
Gülümsemiş ve gözümden akan yaşları teker teker silerken konuşmaya başlamıştım.
"O içeride Hoseok. Yoongi içeride ve ben ne yapacağımı bilmiyorum. Uyanınca her şey iyi mi olucak kötü mü bilmiyorum. Güçlü değilim, güçlü olmaya çalışıyorum ama değilim. Yaralarım var benimde, benimde kalbim var. Dayanamıyorum.."
Ağlamam, hıçkırılarım git gide artarken Hoseok elini omzuma, sırtıma koymuş ve teselli edercesine sıvazlamıştı.
"Sen güçlüsün Hwa Young. Sen güçlü bir kızsın. Güçlü olmasaydın bu kadar şeye nasıl katlanabilirdin ki? Aynı zamanda senin kadar Yoongi'de güçlü birisi. O yataktan sağ salim kalkacağına kalıbımı basarım ben. Sana birşey söyleyeyim mi? Yoongi babasından bu gibi daha çok dayak yediği zamanlarda, öldürürcesine dövüldüğü zamanlarda bile birseyim yok benim diyerek geçiştiriyordu. Bana bakmayın kendi işinize bakın siz diyordu. Hem Hwa Young, senin tedavi süren boyunca sana gönderdiğim umutlarımın hepsini şimdi Yoongi'ye gönderiyorum. O gayet mutlu bir şekilde uyanacak, eminim."
Hoseok gülümseyip bana baktığında bende ona gülümsemiş ve daha çok sokulmuştum.
Lise hayatım boyunca, bir sürü kardeşim oldu, bir sürü abim, bir sürü ablam, bir sürü ailem oldu.
Şanslı mıydım? Evet.
O sırada yanımıza gelen doktor ile Hoseok ve ben ayağa kalkıp neler olduğunu sormuştuk.
Doktor tam konuşmaya başlayacağı sırada sözünü kesmiştim.
"Bir dakika! Ben sanırım dinleyemeyeceğim."
"Sorun yok, hastamız gayet iyi. Endiselenecek birşeyi yok. Sadece vücudunun ilaçlara verdiği tepkiyi incelemek için en az 1, en fazla 2 hafta burada misafir edeceğiz. Ayrıca bu kadar dövülmeye, güçsüz düşmüş bedeni bile ameliyat masasında çok şey başlardı. O çok güçlü birisi. Artı olarak, hastamıza kan veren arkadaşta sanırım hastanın yakını. Kardeşi mi? Ah afedersiniz haddim olmayan bir soruydu ama kan verirken sürekli sorular soruyordu. Bilmek istersiniz diye söylüyorum. Sürekli olarak 'O iyi olacak, değil mi? Güçlü birisidir Yoongi, o masadan ve o yataktan sağ salim kalkacağına eminim.' Gibi şeyler söylüyordu. Tekrar geçmiş olsun arkadaşlar."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefarious;; MYG ✔
No Ficción"Bazen ne kadar kötü olabilir diye düşündüğümüz zamanlar da, karşımıza en kötüsünü getirip koyardı hayat. Ve ben o gün her şeyin iyisini dilerken, sen girdin hayatıma, Min Yoon Gi. Her şeyin iyisi misin, kötüsü müsün bilmiyordum ama, hayatım şimdide...