JULIET

182 12 5
                                    

2 Ekim 2016

Genç kız sabah erkenden kalkmış hem kendine hemde Ayşe Teyzeye sıcacık ekmek almıştı fırından. Daha sonra Ayse Teyze onu kahvaltıya davet etmiş beraber kahvaltı yaptıktan sonra genç kız durağa doğru ilerledi.

Mirayın aklında hala dünki dans şovu vardı. O kadar güzel dans etmiştiki aklından çıkaramıyordu adamı . Dersteki tek bir kelimeyi bile anlamamıştı. Telefonunu açmış Boranın isteğini kabul etmişti, fotoğraflarını bakmayı denedi.
Yapamadı... buna cesaret edememişti.


Boran atölyeye geçmiş bir kaç resim çizmeye çalışıyordu. Aklında bir şey yoktu ve ne çizeceğini bilmiyordu.
Aklına çello geldi. Miray 'ı çizmeye karar verdi. Ve paleti çıkarıp yağlı boylaradan sıktı.
Fırçayı eline aldı ve çizmeye başladı. Öyle dalmıştı ki atölyeye küfrederek giren Zehrayı bile duymamıştı. Genç kız çantasını bir hışımla masaya atınca irkildi adam fırça birkaç yere boya sıçrattınca dağılan saçına gitti elleri ve bir küfür savurdu.
Zehra Boranın çizdiği tabloya bakmak için yanına gideceği sırada Boran durdurdu kızı.
-"Dur! Daha bitmedi bakmanı istemiyorum"
-"Ay tamam be!"
Deyip kendine bir tuval çıkardı genç kız. Kendinede bir palet alıp Boranın karşısında yerini aldı ve çizmeye başladı.


Çiğdem ve Esma kızlara getirdiği kahveyle beraber bahçeyi turluyorlardı. Futbol oynayan erkekler karşılarından geçerken Esmanın sözlerinden kurtulamadı genç kız
-"Aa! Seninki yok. Nerede acaba?"

Miray Esmaya ters bir bakış atıp tek başına anfiye geri döndü.

Burnuna dolan sigara kokusuyla öksürmeye başladı kız.
Arkasını dönünce esmer birinin sigara içtiğini gördü. Bu duruma çok sinirlenmisti genç kız. Hızla adamın yanına gitti
-"Burada sigara icemezsin" diye sitem etti.
Genç adam sigarasını söndürüp ayağa kalktı ve genç kızın üstüne yürümeye başladı.
-"Sana mı sorucam lan "
-"Lan? Kaba olma"
-"Ne yaparsın? "
Adam genç kıza elini kaldırdığı sırada Boran girdi anfiye.
-"Rahat bırak kızı"

Miray yumduğu gözlerini açınca Boranı gördü karşısında. Rahatlamış bir şekilde nefes alıp verdi ve hızla Boranın arkasına geçti. Adam birkaç kelime daha söyledi ve çıktı anfiden.
Boran korkudan koluna sarılmış kızı sakinleştirmek için kızın yüzlerini elleri arasına aldı.
-"Şş sakin ol"
Kahvelerini mavilerle buluşturdu. Nemlenmiş maviler canını acıttı adamın.
Miray kendini Borandan uzaklaştırmak için iki adım kadar geri çekildi. Cesaret edemedi gözlerine bakmaya

-"Teşekkür ederim"
Boran ensesini kaşıyarak rica etti ve
-"Şey... Nihat Hoca bizi çağırıyor prova var"
-"Tamam"

Miray çantasını alıp Boranla beraber konferans odasına çıktılar.
Nihat Hoca elinde beyaz güllerle gelince Miray gülerek hocanın yanına gitti
-"Beyaz gül! En sevdiğim. Ama bunlar burada kurur"

Boranda Hocanın ve Mirayın yanına giderek Mirayı doğruladı. Ve vazo almak için hocayla beraber atölyeye geçtiler. Miray ise elindeki telefonla bekledi. Boranın ınstagramına girerek birkaç fotoğrafına baktı.
Boranı ve Nihat Hocayı beklemeye başladı . Yelkovan akrepi kovalıyor dakikalar geçmişti ama ne konferans salonuna gelen vardı ne de baska bir şey .
Sahneye çıktı, masanın üzerindeki textingi aldı.

Romeo ve Julieti çok severdi. Julietin ilk paragarafını okumaya başladı.

-"Ah, Romeo, Romeo! Neden Romeo'sun sen? İnkar et babanı, adını yadsı! Yapamazsan, yemin et sevdiğine, vazgeçeyim Capulet olmaktan ben. "

Romeo kısmını sadece kendi duyacak şekilde okudu ve

-"Benim düşmanım olan adındır yalnızca sen sensin, montague olmasan da. Hem montague nedir ki?
......

Nihat Hoca ve Boran kapının aralığından genç kızı izliyorlardı. Boran hayranlıkla izliyordu kızı. Sanki çello çalarmış gibiydi. 'Bir insan her şeyde yetenekli olabilir mi ' diye geçirdi içinden.

Miray elindeki textingi yerine bıraktığı an Nihat Hoca kollarını açarak, ağzı kulaklarına vararak girdi içeri. Miray beklemediği için yerinde sıçradı. Nihat Hocanın arkasından kendide girdi. Miray adamın bakışlarındaki hayranlığı farkedince kafasını eğdi hafiften.

-"Harikaydın Miray! Tiyatro gibi bir yeteneğin ve merakın olduğunu bilmiyordum"
Miray gülerek teşekkür etti. Boran ise bunların karşısında sessiz kalamayacaktı.

-"Hocam bence Sibelle beraber bir düello yapsınlar. Zaten sibelin ezberi tam değil, provalarada yeni başladık. Bence Miray...."
Sözünün kesilmesiyle duraksadı adam. Hoca gülerek onayladı Boranı ve Sibeli çağırdı. Nehirde yanlarındaydı.


Yaklaşık bir saatin sonunda yerlerine oturabildiler iki kız. Boran ikisinede partnerlik yapmış ikisinede yardım etmişti.
Nihat hoca diğer tiyatro hocasının yanına gitti ve oyuncu değişikliği yapmak istediğini bildirince Nebahat Hocada gelmişti.
Esma ve Çiğdemde gelmişti seçime.
Nebahat Hoca da izlemek istedi kızları.
Boran yorgunlukla derin bir nefes verdi ve Çiğdemin uzattığı mendille alnını sildi ve devam etti.

Nebahat Hoca ve Nihat Hoca Miray'ı seçmişti. Sibel ise hocalar sitem edip duruyordu. Hatta o kadar sinirlenmiştiki, soyunma odasına girip Miray'ı sıkıştırmıştı. Miray ise yıllardır aldığı tekvando eğitimi için teşekkür edip kendini kurtarmıştı kızdan. Zarar vermedi ona sadece kendini savundu.

Bir günün daha sonuna gelmişti Boran. Çalışma odasından textingini alıp çalışmayı denedi ama yapamadı. Yeni partneri Miray olmuştu ve bu onu çok heyecanlandırıyordu. Başarabilecekmiydi? Onun karşısında heyecanlanmadan yapabilicekmiydi?

SAHNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin