AFFETIM

150 7 6
                                    

          26 Ekim 2016

Adam ekim ayında zoraki ısıtmaya çalışan güneşin doğmasıyla açtı gözlerini. Hızlı bir duş aldı ve çantasını hazırladı.Bugün yurtta arkadaşlarıyla beraber kalacaktı. 
Boran kahvaltı yapmak için evden çıktı.Bir pastahaneden çay simit peynir üçlüsüyle beraber kahvaltı yaptıktan sonra kalkacağı sırada karşısına izinsiz oturan kadınla duraksadı

-''Boran?''
-''Ne oldu Sibel?''
-''Hocayla konuş beni geri alsın''

Boran o kadar mutluydu ki  Miray'ın Julıet olmasından. Belki tiyatro okumuyordu ama en az okuyanlar kadar yeteneği vardı.

-''Hayır''

-''Boran'' diyerek masanın üzerindeki elini eliyle örttükten sonra adam hızla elini çekti.Mirayı göremiyordu bir haftadır . Miray o olaydan sonra Boranla Julıet ve Romeo harici iletişeme geçmemiş adamı ördüğü duvarla almıyordu adamı. Melek gibi yüzünü görememek üzmüştü adamı.Enerjisini düşürmüştü.

Masadan kalktıktan sonra fakülteye girdi.Mirayı aradı gözleri her yerde. Mirayı bekliyordu  ama arkadaşlarını bulmuştu. Sohbet etti onlarla ayak üstü.Tam kızlardan ayrılıp amfiye gireceği sırada gözleri koridorda gezinen çellolu sarı saçlı kıza takıldı.

-''Miray!'' diye seslendi ve geçtiği yolu genç kız için tekrardan geri geldi.
Genç kız arkasını dönüp gideceği sırada kolunu tutan bir el ile duraksadı.

-''Miray bir dinle lütfen''

-''Ne dinleyeceğim seni . ''
-''İnan bana orada onu mahvetmek istedim ama o benim arkadaşım.Konuyu tam bilmiyorum ağlamıştın ve ben dayanamadım, sen gittikten sonra sorular sordum ama cevab vermedi. Mavilerin yaşlanmıştı ve ... sen haklı olmalısın Miray''

Genç kız duyduğu şeyle oldukça şaşırmıştı. Mutlu etmişti duydukları ve sarıldı adama.
-''Hadi gel provaya gidelim''
-"Afettin mi beni"
-"Tamam affettim.


-"Aşkın hafif kanatlarıyla aştım bu duvarları, durduramaz sevgiyi çünkü taştan sınırlar; Hem aşkın isteyip de başaramadığı ne var! engel olamaz bana bu yüzden akrabalar.

-"Bir görürlerse, sana kıyarlar.  
-"Hayır, daha çok tehlike saklıdır senin gözlerinde onların yirmi kılıcından! Tatlı bak yeter; korur beni onların düşmanlığına karşı.  

-"Miray!"
Miray cümlesine başlayacağı sırada Nihat Hocanın cümlesiyle kafasını ona çevirdi.
-"Efendim Hocam"
-"Miray... biraz tedirgin gibisin ne oldu?"
-"Yok birşey"
-"Var var... istersen rahat edeceksen Boranla çalış önce sonra ben sizi izleyeyim olur mu?"
-"Aslında.. cok iyi olur hocam tabi uygunsa"

Nihat Hoca kafasını sallayıp Borana döndü
-"Siz  Mirayla çalışın yarım saat sonra izlemeye geleyim sizi" deyip çıktı odadan.
Miray Borana döndü.
-"Aynı şeyi mi düşünüyoruz"
-"Evet"  deyip koca bir kahkaha patlattı adam. Sahneden inip sandalyelerden birine oturdular. Boran telefonunu çıkarıp Atakanı çağırdı. Miray ise Nehiri.

Nehir sahnede piyanosunu çalarken Miray ise cellosuyla eşlik ediyordu kıza. Boran ise kimi zaman kızları izliyor kimi zaman ayaga kalkıp Atakanı bekliyordu.
Kızlar sahneden indiğinde Nehir kolunu Boranın omuzuna attı.
-"Ee nerede senin bu arkadaşın"
Dediği sırada Atakan kapıyı açıp içeri girdi. Boran arkadaşını gördüğü için hafif bir gülümsedi. Miray ise gördüğü yüz ile kala kalmıştı.
Atakan Boranla sarılıp Nehirle tanıştıktan sonra Miraya döndüğü sırada adam şaşırmıştı ama yüzünde çapkın bir gülücük vardı
-"Sen ... vapurdaki kız merhaba Atakan ben" dedi sag elini uzatıp sol eliyle saçlarını arkaya yatırıp
-"Miray bende memnun oldum" dedi kız yüzündeki tebessümle
-"Tanışıyormusunuz siz"  dedi Boran merakla
-"Evet vapurda karşılaştık biz" .

Beraberce Atakanın kantinden getirdiği içeceklerle oturup konuştular. Öyle bir konuştular ki  Nihat Hocanın geldiğinin bile farkına varmadılar 

-"Oo çocuklar sohbetiniz bol olsun"
Boran ve Miray ayağa kalkınca hoca gülerek
-"Tamam tamam fazla sıkıldığınızın farkındayım ama biraz sabır sonra bol bol eglenirsiniz"
Miray ve Boran sahneye çıkarken Nehir piyanosunun yanına geçti. Arzunun gelmesiyle beraber başladılar tiyatroya. Atakan ise Nihat Hocayla beraber onları izliyordu.
Esma ve Çiğdem derste Miray ve Nehir için not tutuyorlardı.


Prova bitince herkes ayrılmış. Boran ve Atakan yurta gizlice girmiş kızlar ise yurttan kaçarak bara gitmişlerdi. Miray istememiş ama kızlar ısrar etmişlerdi.
Miray alkolsüz içeceğini içerken çiğdem votkaları götürüyordu.
Nehir'in aklı bugün tanıştığı Atakandaydı.


Boran ve Atakan yurdun bahçesinde geziniyorlardı.
-"Miray şu çizdiğin kıza çok benziyordu"
-"Kendisi zaten"
Adam içmeye çalıştığı enerji içeceğiyle boğuldu. Boran Atakanın sırtına vurarak kendine gelmesini sağladı
-"Başka kız yokmuş gibi"
-"Evet başka kız yok. Sende biliyorsun etrafimdaki kızlara yüz vermediğimi. Hem Miray gerçekten başka herkesten bambaşka. "
-"Ya ne demezsin. Herkes başka"
-"Atakan! Başka diyorsak var bir bildiğimiz"

Boş bir banka geçip oturdular
-"Peki yanındaki arkadaşı Nehir o nasıl?"
-"Insan sarrafımıyım ben sorduğun soruya bak. Ne biliyim oğlum... aa! Yoksa sen Nehiri mi düşünüyorsun"
-"Kardeşim eğer Mirayla olursanız Nehiri bana yapmayı unutma"
Boran sabır çekip içeceğini çöpe attı.


Miray müzik nedeniyle ağrıyan başını hafifletmek için eve geri dönmüştü. Kahvesini içip teraza çıktı.
Yıldızlar bu gece çok güzel gözüküyorlardı.Rastgele bir yıldız seçip uzun uzun baktı ona. Keske Boranda bu yıldıza baksa dedi adamın o yıldıza baktığında haberi olmadan.

SAHNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin