BAŞLANGIÇ

439 16 0
                                    

18 Eylül 2016

Miray ekmek arasına koyduğu peyniriyle merdivenlerden inmeye başladı. Ayşe Teyze silinen yerlere basıldığını görünce genç kıza sinirlenmisti

-"Miray kızım yaa buraları yeni silmiştim çamur oldu hep "

-"Ayşe teyzem kızma hemen.. okuldaki ilk günüm bugün ondan bu heyecanım. Kolay gelsin "
Diyerek Ayşenin yanağına bir öpücük kondurup durağa gitti.

Miray hafif topuklu ayakkabılarıyla fakültenin koridorlarını aşındırarak girdi anfiye. Heyecandan kalbi yerinden çıkacaktı.
Ilk gun olmasına rağmen dört kişilik kız grubu çoktan kendi aralarında kaynaşmışlardı. Miray çantasını bırakarak kızların yanına gidip tanıştı herbiriyle.
-"Nehir ben"
-"Çiğdem "
-"Esma"

-"Ee miray sende mi yurtta kalacaksın? "
-"Yok... kendi evim var benim... sende mi derken siz yurtta mı kalacaksınız"
-"Evet... ama seni istediğin zaman kaçak sokabiliriz" dedi Nehir gülerek

Öğretmenin gelmesiyle herkes yerlerine geçmişti. Prof. Sırayla herkese Necil Kazım Akses'in Idil'ini çaldırıyordu.
Sıra Miraya geldiğinde hocadan aldığı çello ve yayla çalınacak sandalyeye geçti.
Notalara göz gezdirdikten sonra yayı eline aldı ve çalmaya başladı.
Bütün gözler üzerindeydi. Liseden beri çello çalıyordu ve bu onu herkesten 1-0 önde yapmıştı.

Ders bitiminde Esma ve Miray hava almak için bahçeye indiler. Esma kantine gittiği sırada Nehir yanına geldi. Üç kız dedikodularını yaparken önlerinden geçen birkaç kişilik erkek grubuyla duraksadılar.

-"Kim bunlar" dedi Miray merakla.
-"Tiyatro bölümündeler... üst sınıf"
-"Sen bu bilgileri nereden topluyorsun böyle Nehir"

28 Eylül 2016

Okul başlayalı yaklaşık bir buçuk hafta olmuştu. Miray yine cellosunu sırtlayıp vapura doğru ilerledi. Bugün Uskudarda kursu vardı. Her haftasonu Beşiktaş Üsküdar  arası memkik dokuyordu.

Genç kız çantasından çıkardığı simiti martılarla paylaşarak yiyiyordu. Kulaklığını çıkardığı sırada vapurda kavga olduğunu farketti. Cellosunu sırtlanıp olaya bakmak için yöneldi.
Iki genc adam kavga ediyorlardı. Konunun ne olduğunu anlayamadı genç kız. Ta ki kavga kanla sonuçlanana dek. Korkmuştu genç kız hızla uzaklaşmaya çalışıyordu. Lakin boyu kadar olan çello buna izin vermiyordu.

Genç kız çalan telefonunu meşgule atacağı sırada tahmini 1.90 olan adama çarptığında birkaç adım geri kaçtı genç kız.
-"Özür dilerim" mavileri kahverengilerle buluştuğunda yutkundu.

Genç adam kızın gözlerine daha fazla yaklaşarak konuştu kızla
-"Korkmuşsun... korkma birşey yapmam"

Miray kendine iyice yaklaşan adamdan uzaklaşmak için birkaç adım daha geri gitti.
-"Yok sizin yüzünüzden değil..."

Çellosunun iplerini sıkıca tutarak başka bir yer aradı kendine.

29 Eylül 2016

Adam elindeki textinge hızla bir göz gezdirdi. Rome ve Juliet karakterleri için Sibel ve kendisi seçilmişti. Textingin bazı yerlerinde cellist cellosunu çalıyordu. Ve Nihat Hocaya dönerek
-"Iyide hocam bize cellist lazım... hazır mı?"
-"Hayır Boran... onu bugün seçeceğiz sen ve arkadaşların sadece çalışın gerisi bizde"

Genç kız stüdyoda çalışırken rahatsız edilmeyi pek sevmezdi. Cellosunu sadece yanlız çalmayı seviyordu. Nihat Hocanın içeri girmesiyle irkildi genç kız. Yayı notaların yanına koyup hocayla tanıştı.
Ferhunde Hocası önermişti Miray'ı Nihat Hocaya.
Genç kız ilk önce biraz çekinmişti. Ilk senesinden böyle bir başarı elde etmek ve hocaların dilinde olmak biraz ürkütmüştü genç kızı.

Miray teklifi geçde olsa kabul ettikten sonra Nihat Hoca ile birlikte sahneye geldiler.
Etrafta kimse yoktu ve Nihat Hoca Miraydan çello çalmasını istemişti. Genç kız yavaşca çıkardı celloyu kılıfından.
Notaları aldı karşısına gözlerini kapatarak çalmaya başladı çellosunu.

Adam sahnenin kapısından sessizce izledi çello çalan kızı ve hocasını kız yayı bıraktıktan sonra kapıya işaret parmağıyla vurarak girdi içeri. Genç kız adamın ne zamandan beri onları izlediğinin farkında değildi.

-"Rahatsız etmiyorum değil mi?  Hocam? "
-"Gel Boran gel!  Beğendin mi çello çalışını?  Cellistimizi seçtik"

Boran Mirayla tanıştıktan sonra Miray hocaya döndü
-"Peki ben ne zaman çalacağım?"

-"Sana notalarını bugün ferhunde hocadan ulaştırırım... bide bizim provalar yarın itibariyle başlayacak ama seni bir hafta sonra alacağız iyice alışsınlar bizimkiler"
Dedi Boranın sırtına sert olamayacak bir şekilde vurarak.


Adam kafasını yastığa gömerken bugün ki kızı hayal etti. Melek gibiydi. Çello çalarken parmakları adeta çello ile sevişiyordu. Yan yataktan arkadaşı Atakan ile mutfağa inmeye karar verdiler.  Atakan çakmak bulup sigarasını yaktı önce Boran da takip etti onu.  Sigaralarını söndürdükten sonra yavaşça merdivenlerden çıktıkları sırada Nehir ve Esma indi.
Boran ve Atakan hızla merdiven boşluğuna saklandılar. Yurdun mutfağı birdi ama odalar kız ve erkek olarak ayrıydı.
-"Miray niye kabul etmediki bu gece burada kalmayı"

'Miray?  Bunların arkadaşımı? '
Boran Atakana dönüp
-"Bekle... biraz daha kalalım"

-"Çello çalacakmış.  Şu her yıl yapılan büyük tiyatro sahnesinde Romeo ve Juliet oynanacakmış bu sene ondada çello çalacak sahnenin yanında"

'Evet miraydan bahsediyorlardı'

-"Amaaan neyse hadi gel şu çikolatalar buz olmadan alalım şuradan "

SAHNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin