Hello! Geçen hafta bölüm gelmediği için kusura bakmayın, yazmaya zaman bulamadığım kadar yoğun bir hafta sonuydu. Yarın'da bölüm gelecek ve eğer yazarsam Pazar günü de bölüm gelecektir. Umarım bölümü beğenirsiniz, iyi okumalar <3 <3 <3 <3 <3 <3 <3
Finalle son 14 bölüm...
Medya Mira'nın Rüzgar'ı konserde öptüğü anın gif hali gibi ;)
Bölümün Yayınlanma Tarihi: 02/11/2018
~DEMİR~
''Ee anlatın bakalım keratalar, kızlarımıza nasıl çıkma teklifi ettiniz?'' Namjoon amcanın bir anda ortaya attığı soruyla beraber çocuklarla aynı anda birbirimize baktık. Üçü kaç göz hareketleriyle bir şeyler anlatmaya çalışıyorlardı, bense sadece anlatmaya çalıştıkları şeyi anlamaya çalışıyordum.
''Bakın Namjoon amcanız gerçekten çok güzel bir noktaya değindi, söyle bakalım Rüzgar...'' Yoongi amcanın gözleri Rüzgar'a kaydığında, otomatikman bizim bakışlarımız da ona çevrilmişti. Aniden bakışları üzerinde hissetmesiyle beraber alt dudağını ısırdı. Hem strese girmişti hem de korkudan altına yapmak üzereydi:
''Sırıtma sen Emir, sende bu soruya cevap vereceksin'' Jungkook amcanın sesiyle beraber Emir'in yüzündeki alay dolu sırıtış anında silinerek yerini korkuya bırakmıştı. Ah! Cidden onlardan korkuyor olmalılar.
''Peki, önce ben başlayayım. Yoksa altlarına yapacaklar'' diyerek kendimi öne attığımda Yoongi amca, Namjoon amca, Jungkook amca, Emir ve Rüzgar dışında hepsi gülmüştü. Tabii Yoongi, Namjoon ve Jungkook amcanın gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdığı da gözümden kaçmamıştı. Fakat aynı şeyi Emir ve Rüzgar için söyleyemeyeceğim, büyük ihtimalle beni bir kaşık suda boğacaklar ya da sadece korkuturlar belki, sonuçta bir nevi hayatlarını kurtardım.
''Şöyle ben aslına bakarsanız Dolunay'ı küçüklüğümüzden beri seviyorum, küçükken oyunlar oynarken, hep sona kalıp yenildiğim için Dolunay elimden tutup, beni kaldırarak bana yardım ediyordu ve biz ikimiz beraber su balonlarının gazabına uğruyorduk. O beni her daim koruduğu için bende onu her daim koruyacağıma dair kendime büyük bir söz verdim ve ne olursa olsun yanında oldum.'' küçük bir tebessüm beni ele geçirirken, küçük bir öksürükle kendimi toparlayıp:
''Yanında olduğum zamanlarda ona aşık olduğumu anladım. Belki o yaşta bir çocuk, aşktan anlamıyor gibi gelebilir ama'' bakışlarımı babama çevirerek: ''Çocuklar ailelerinin gerçek sevgisini, birbirlerine olan sevgisiyle beraber büyüdüğü için, gördüğü için, aşkın ne olduğunu anlıyor. Ben aşkı onlar sayesinde öğrendim ve böylelikle Dolunay'a gerçekten aşık olduğumu anladım.'' dedim. Babam gözleri dolu bir şekilde kocaman gülümsediğinde, bende gülümsedim. Onların aşkı gerçekten çok güzel, onların aşkı sayesinde buralara kadar geldiğimi biliyorum.
''Eee peki nasıl çıkma teklifi ettin? Filmlerdeki, dizilerdeki gibi romantik bir şekilde mi oldu?'' ne ara yanımıza geldiğini bilmediğim Melisa'nın sesiyle bakışlarımı ona çevirdim. Taehyung amcanın kucağında oturmuş bir şekilde kocaman gülümseyerek, meraklı gözlerle bana bakıyordu:
''Aramızda bir şeyler olduğu için ona doğru düzgün çıkma teklifi etmedim, sadece çıktık ve buradayız işte.'' dedim ve bakışlarımı Emirle, Rüzgar üzerinde gezdirerek: ''Sıra sizde'' dedim.
~EMİR~
''Peki, kendimi feda ediyorum. Lütfen bacaklarımı kırma Jungkook amca, hoş sen bacaklarımı kırsan da ben kızını sevmeye devam edeceğim, tabii o beni sevmeye devam eder mi bilmiyorum.'' dediğinde hepsi bana gülmüştü. Gerçekten gülmüşlerdi, bir de bunu bir kaç hafta önce kırdığım ayakla dile getirince daha da garip olmuştu.
''Her neyse, bende aşkı annem ve babamdan öğrendim. Aynı Demir gibi, aşkın ne olduğunu sizin sayenizde öğrendim baba. Bunun için teşekkür ederim, bana bir kızı nasıl sevmem gerektiğini gösterdiğin için teşekkür ederim'' diyerek babama baktığımda, sadece gülümsemekle yetinmişti. Gözlerinde gurur parıltısını net bir şekilde görebiliyordum, eğer gurur duyulması gereken birisi varsa bu hiç şüphesiz babam. Çünkü, annemi tüm kalbiyle severek, sevgisini gözler önüne seren kişi o.
''Ayağımı kırdığımda, doktor basketbol hayatımın bittiğini söyledi. O an yıkıldım, yanımda kimse yoktu. Tam umutsuzluğa kapıldığım o anda Aksen yanımda bitti. Aramız bozuk olduğu halde o ellerimden sıkı sıkı tutarak beni ayağa kaldırıp, bana sarıldı ve benimle beraber ağladı. Ona o anda aşık olmadım, ben onu gördüğüm ilk günden beri aşığım. Daha doğrusu aşkı öğrendiğim ilk günden beri onu seviyorum. Bir şeylerin farkına çok geç vardım, bu sanırım ayağım sayesinde oldu. Belki basketbol hayatım bitti, belki de hala bir umut var bilmiyorum. Ben, kendimden çok Aksen'i düşündüm. Onu kaybedersem ne olur? Bunun gibi şeyler düşündüm ve bu düşüncelerimi kendimden uzaklaştırarak ona sıkı sıkı sarılıp, onu sevdiğimi söyledim ve işte buradayız.'' diyerek gülümsedim. Aksen'i gerçekten seviyorum, buna inansalar da, inanmasalar da Aksen'i gerçekten seviyorum. Bakışlarımı babamdan, Jungkook amcaya çevirdiğimde gülümsüyordu.
''Peki, çiçeğinizi ve çikolatanızı zamanında alıp gelmeyi unutmayın'' dediği anda hepimiz gülüştük. Gülüşümüz kesildiğinde bakışlar otomatikman Rüzgar'a dönmüştü. Sıra ondaydı.
~RÜZGAR~
Derin bir nefes alıp vererek, bakışlarımı Yoongi amcaya çevirdim. Sert bakmasına rağmen yüzünde yumuşak bir ifade vardı. Bugün ölümün çıkmayacağına emin oldum, tabii anlattığım şeylerden sonra da çıkmazsa bu iş olmuş demektir.
''Bende aşkı annem ve babamdan öğrendim, babama baktıkça her zaman onun gibi olacağıma dair kendime sözler verdim. Anneme baktıkça, her zaman onun gibi birini bulacağıma dair kendime söz verdim ve bu sözlerimin hepsi gerçekleşti, bazı hatalarıma rağmen babam gibi oldum. Anneme benzeyen kızda her zaman gözlerimin önündeydi. Tüm doğallığıyla, tüm güzelliğiyle ve gördüğüm en saf ve en güzel kalple karşımdaydı. Gülüşünde her daim kaybolmak istedim, elini tutmak, ona sarılmak için bin bir takla attım. Korktuğum da da, ağladığımda da güldüğümde de o her zaman yanımdaydı, yaptığım hataya rağmen elimi sıkı sıkı tutup: 'Her şey güzel olacak' ve 'Her şey geçmişte' kaldı diyecek kadar harika birisi. Annem ve babamın hikayesini biliyorum, okulun ilk zamanlarında neler yaşadığını, o pislik kadının anneme neler yaptığını ve babamı oyuna getirdiğini. Annem, ona rağmen babamın elini tuttu ve Mira'da yaptığım şeye rağmen elimi tuttuğunda, annem gibi birini bulduğumu anladım. Aslında, o yaptığım şey olmasa da onu yine anneme benzetecektim. Çıkma teklifi işine gelirsek, onu ben değil, Mira yaptı.'' dedim gülümseyerek. Tabii ki de Yoongi amcaya, bir anda çadırıma girip beni dudaklarımdan öptüğünü söylemeyecektim.
''Hassiktir''
''Ne?''
İçimden kendime küfür ederek, bakışlarımı Yoongi amcaya çevirdim. Beni öldürecekmiş gibi bakmaktan çok, gülmemek için dudaklarını birbirine bastırıyor gibiydi. Kaşlarımı çatıp:
''Kızmadın mı?'' dedim. Başını iki yana salladığında, ne ara geldiğini bilmediğim Mira kollarını koltuğun üzerine eğilerek, babasının boynuna sarıp, yanağına küçük bir öpücük kondurup:
''Babama her şeyi anlattım Rüzgar, kısaca o her şeyi bildiği halde sadece senden duymak istedi.'' dediğinde yüzümü buruşturup:
''Ödüm içime kaçtı'' dedim. Hepsi kahkaha attığında, Duru emekleyerek yanıma gelip, bacaklarıma tutunduğunda onu kucağıma aldım. Yüzümün her bir köşesini öptükten sonra:
''Seyini seviyoyum'' dediğinde gülümseyerek, burnuna küçük bir öpücük kondurup: ''Abi de seni seviyor prenses'' dedim.
''MirMir'i de seviyoy mu?'' bakışlarımı Duru'dan Mira'ya çevirip:
''Abin onu da çok seviyor'' dedim. Duru, o mükemmel gülüşüyle gülmeye başladığında hepimiz de onunla beraber gülmeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızlarda Buluşalım 3 | Yeni Nesil | ✔️
FanficTAMAMLANDI ✔️ Yıldızlarda Buluşalım 3. Kitabıdır, ilk iki kitabı okumanız gerekebilir BTS ve kızlar hayatlarını çocuklarına adamışlardı. Çocuklarsa, kendilerini okul ve okulun içinde dönen duygularının içinde bulmuşlardı. -BTS ve kızları da bol bo...