Hello! Hello! Bölümü bu kadar geç attığım için özür dilerim, ancak eve geldim ve ancak yazabildim. Umarım bölümü beğenirsin, iyi okumalar <3 <3 <3 <3 <3 <3 <3
Şu voteler beni yeyip bitiyor, aslında hiç bölüm atmamam gerek ama sırf bittirmek istediğim için bölüm atıyorum, lütfen şu voteleri ve yorumları biraz arttıralım. Sanki bu 70'leri, 80'leri ve 90'lı voteleri sizler hiç vermemişsiniz gibi, gerçekten bu sizin için normal gelebilir ama benim için gerçekten ama gerçekten çok üzücü bir durum, elimden geldiğince haftada iki bölüm atmaya çalışıyorum ama emeklerimin karşılığını alamıyorum, gerçekten üzücü bir durum. Neyse, iyi okumalar.
Finalle son 10 bölüm...
Bölümün Yayınlanma Tarihi: 11/11/2018
~DEMİR~
''Ah! Sonunda aşkıma kavuşabileceğim.'' diyen Emir'e bakışlarımı çevirmemle, Aksen'in: ''Aşkın derken?'' demişti. Ah! Şu kızlar ve kıskançlıkları.
''İki haftalık dinlenme, uyuma tatili'' diyerek açıklama yaptığında Aksen: ''Haaa'' diyerek derin bir nefes alıp vermişti.
''Sen kıskandın mı?''
''Yooo, ne kıskanacağım be!'' Emir, tek kaşını havaya kaldırıp: ''Öyle mi?'' dedi.
''Tabii, sonuçta senin tek aşkın benim, o yüzden kıskanmama gerek yok'' diyerek tam olarak piç smile Emir'e sunduğunda Emir onu kollarının arasına alıp: ''Tabii ki de öylesin'' dedi.
Yedimiz de şu anda karnelerimizi almak için okula gidiyorduk, normalde otobüs kullandığımız halde bugün bir değişiklik yaparak yürümeye karar vermiştik. Bir yandan iyi bir yanda da yorucuydu, çünkü okul pekte bize yakın değildi ama çokta uzakta değildi. Her neyse...
''Demir''
''Efendim güzelim?''
''Derslerin nasıl? Aramız bozulduğundan beri senin notlarını hiç takip etmedim. Umarım çok fazla düşük değildir.'' dediğinde başımı iki yana sallayıp, dudaklarımı şakağına bastırıp:
''Merak etme güzelim, hepsi beş" dedim kocaman gülümseyerek, kaşlarını çatıp:
"Niyeyse hiç inandırıcı gelmedi"
"Öyle mi? Var mısın iddiaya?" diyerek onu durdurup, serçe parmağımı ona uzattım. Bakışları serçe parmağım ve yüzüm arasında gidip gelerek:
"Neyine?" dedi ve serçe parmağını serçe parmağımla birleştirdi:
"Eğer takdir alırsam, beraber hız trenine bineceğiz" dedim. Hız treni ve Dolunay asla bir araya gelmemesi gereken bir kişi ve bir şey. Yüzü hızla düşerken, gözlerimi kısıp:
"Korktun mu?" dedim. Sesli bir şekilde yutkunup, kendini toparlayarak:
"Korkmak mı? Tabii ki de hayır. Eğer ben kazanırsam, bir geceliğine okulda kalkacağız" dedi. İkimizin de iddiaları fazla yüksekti. Ben koca bir okulda gece kalmaktan korkarım, o da hız treninden korkarak.
"Peki" dedim ve göz kırparak, önden ilerlemeye başladım.
~DOLUNAY~
Demir taktir belgesini bana doğru salladığında yüzümdeki gülümseme anında uçup gitmişti. Hız trenine binmek zorundayım, hız trenlerinden gerçekten çok korkarım. Allah aşkına insanlar nasıl biniyor o trene ya, ya raylar koparsa, ya birinin kemeri açılırsa, hiç böyle şeyler düşünmüyorlar mı ya? Kalp krizi geçiriyorum sanırım.
"Ne oldu güzelim?"
"H-hiç" dedim ve diğerlerinin de karnelerini almasıyla beraber sınıftan çıkıp, çıkışa doğru ilerlemeye başladık.
Kalbim korkuyla beraber küt küt atıyordu, Demir'den olabildiğince uzağa kaçmalıydım. Ah! Koskoca okulda gece tek kalmaktansa bir hız treninde korkuyordum, gerçekten bir değişim. Böyle bir şey olabilir mi ya?
"Ah!" ellerimi saçlarımın arasına daldırıp, saçlarımı karıştırarak kendimi rahatlatmaya çalıştım ama olmuyordu. Nasıl rahatlayabilirim ki, korkuyorum.
Omzumda hissettiğim ağırlıkla korkuyla yerimden sıçradığı da çığlık atmadığım için şükrettim. Eğer çığlık atsaydım sorun olabilirdi ama neyse ki atmamıştım.
"Özür dilerim" diyen Demir'i başımı sallayarak: "Sorun değil, dalmıştım" dedim. Şakağıma küçük bir buse kondurup:
"Merak etme seni kesinlikle o hız trenine bindirmeyeceğim, bu kadar korkarken, korkunu yaşamana nasıl izin verebilirim" dediğinde parlayan gözlerimle:
"Cidden mi?" dedim. Başını sallayıp: "Cidden güzelim, eğer kaybetseydim aynı şeyi sende yapardın değil mi?" dediğinde yalancı bir gülümsemeyle: "Evet" dedim. Gözlerini kısıp, söylediğimin doğruluğunu ölçmeye çalışıyordu, yalan söylediğimi anlasa da yine de üzerinden durmamıştı. Onu zorla da olsa oraya götürürdüm ve o bunu gayet iyi biliyor.
~AKSEN~
"Emir"
"Hı?"
"Beraber sinemaya gidelim mi?" dedim. Emir, başını başıma yaslayıp:
"Yani, normal sevgililer gibi olmamızı istiyorsun" dediğinde kaşlarımı çatıp:
"Zaten normal sevgili değil miyiz?" dedim. Başını, başımdan geçip iki yana sallayarak:
"Sence, normal bir çift gibi mi duruyoruz? Normal sevgililer birbirlerini çocukluktan beri tanımazlar yani genel olarak. Bir kaç yıldır birbirini görmezden gelen kişilerdik biz ve yıllarca birbirimizi sevmemize rağmen 18 yaşımızda çıkmaya başlıyoruz, sence normal miyiz?" dediğinde gülerek başımı iki yana salladım. Haklıydı. Yıllarca birbirimizi sevdik ve küstük, daha barışalı 1 veya 2 ay olmuştu. Zaten barışır barışmazda çıkmaya başladık, gerçekten normal değildik. Nasıl normal olabilirdik ki?
"Haklısın" dedim. Burnumun üzerine küçük bir öpücük kondurup:
"Ama bu normal çiftlerin yaptığı şeyleri yapmayacağım anlamına gelmez. O zaman, sinemaya gidiyoruz" sesi ve elimi tutarak koşmaya başladığında, arkasından kahkahalar atarak peşinden koşuyordum. Normal bir çift değildik orası kesin ama hala o küçük çocuklardık. Aşkı ailesinden öğrenen çocuklardık.
~RÜYA~
"Seni iki hafta görememek işkence gibi olacak" diyerek kollarımı Hong Bin'e sardım. Saçlarımın üzerine ardı ardına küçük öpücük kondurduktan sonra:
"Benim içinde aynı ama bu telefonda konuşmayacağımız, birbirimizi görüntülü aramayacağız anlamına gelmez." dediğinde başımı sallayıp:
"Haklısın" dedim.
"Hem tatilde burada olursan, her günümüzü beraber geçirebiliriz. Sonuçta aynı sitede yaşıyoruz, aslında aynı sitede yaşamamıza gerek yok, sen dünyanın bir ucunda olsan bile ben bir şekilde sana ulaşırdım, bu yüzden merak etme ve içini rahat tut" dediğinde ondan ayrıldım. Gamzelerinin gösterecek şekilde gülümseyerek, yüzümü avuçlarının arasın alıp, dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdığında gözlerimi kapattım. Dudaklarımı öpmesini beklerken o dudağım ve burnum arasındaki boşluğa dudaklarını koyup, küçük bir öpücük kondurarak geri çekilmişti.
Gözlerimi araladığımda gördüğüm bakışlarının arasından hızla erimeye başladım. Bir insan, nasıl bu kadar güzel bakmayı becerebiliyordu? O bana böyle bakmaya devam ederse kalp krizi geçirebilirim. Bu yüzden benden beklenmeyecek bir hareket yaparak dudaklarımı onun dudaklarıyla birleştirdim. İki kez beni beklenmedik bir anda öpmüştü, sanırım beklenmedik bir anda öpme sırası bendeydi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızlarda Buluşalım 3 | Yeni Nesil | ✔️
Hayran KurguTAMAMLANDI ✔️ Yıldızlarda Buluşalım 3. Kitabıdır, ilk iki kitabı okumanız gerekebilir BTS ve kızlar hayatlarını çocuklarına adamışlardı. Çocuklarsa, kendilerini okul ve okulun içinde dönen duygularının içinde bulmuşlardı. -BTS ve kızları da bol bo...