İnsanlar bir şekilde ölür. Hastalıktan, yaşlanmaktan, cinayetten ya da kazadan... Ama bi şekilde ölürler işte. Benim ölümüm pek güzel değildi, ama beni kurtaran adam bana değerli olduğumu söyledi. Bende buna inanarak yaşıyorum şuan. O zaman kendimden biraz bahsedeyim.
Ben Park Jimin. 21 yaşındayım. Üniversite öğrencisiyim. Bir vampirim yani yaşayan ölüyüm. Evet bunu direk sizin yüzünüze söylüyorum. Genellikle bazıları uzatmayı sever ama ben pek sevmem. Bu yüzden direk yüzünüze söylüyorum. Ben sürekli insanlardan beslenen gerektikçe öldüren yaşayan bir ölü, bir vampirim. Bunu böyle açıklıyorum çünkü bazı vampirler böyle açıklamamı dile geteriyor. Ama ben tabikide öyle değil. Ben insanları seviyorum, doğru duydunuz. İnsanları seviyorum ve genellikle onlardan beslenmiyorum. Hastaneden satın alıyorum, orda çalışan bir sürü vampir var. Şimdi birde vampir avcıları var. Onlara tabii dikkat ediyorum. Zaten okulumuzda vampir avcılığı ile ilgili bir klüp kurulucak. Hatta kuruluyor bile. Ama bunla fazla ilgilenen yok. Kendilerini tehlikeye atmak istemiyorlar. Ama tabikide olanlar da var tabii.
" Jimin!! " ismimim söylendiği yere döndüğümde onu gördüm. İlk ve tek insan arkadaşım. Jeon Jungkook. 20 yaşında ve aynı sınıftayız. Siyah saçları havada uçuşa uçuşa buraya yanıma gelmişti. Onu görür görmez ben gülümsemiştim. Sonra ona " seni bu kadar mutlu eden ne? " dedim. Oda konuşmaya başlamıştı. " GAP sistemini yok etmek için okulumuz klüp kurdu. Kağıdı da oraya astı. Bizde girelim mi? " dedi. Benim hemen yüzüm solmuştu. Şimdi ona ne diyecektim. GAP mı? Ahh o bir vampir kuruludur. Şöyle anlatıyım;
Bir tane yaşlı bunak bir vampir geldi ve bu sistemi kurdu. Kurduktan sonra insanlara kendini gösterdi ve herkes vampirlerin varlığına inandılar. İnsanlar tabiki de korktu ve onlar bir çok yerde vampir avcılığı ile ilgili klüpler kurdu. Ama yaşlı bunağın istediği insanlara kendini gösterip korkutmak değil. Vampirler arasında klanlar oluşturmaktı. Klanlar 7 ve 7'den fazla olabilirdi ve kendi aralarında nasıl besleneceği, ne kadar olacakları onlara kalmıştı. Yaşlı bunak bu klanları birbirleriyle savaştırmak ve kazananı ise üste geçirmek istiyordu. O yüzden herkes bu GAP sistemini yok etmeye çalışıyordu. Benim klanım daha 7 olmamamıştık. Sorun şu kii tek 7 kişi olmayan klan bizimkisiydi.
Şimdi konuya dönecek olursak. Ben bu çocuğa ne diyeceğim. " Ben böyle şeylerle ilgilenmiyorum, Jungkook. Üzgünüm " diyip geçiştirdim. Ama bu tavşan kılıklı arkadaşım pes eder mi? Hayır!! Niye pes etsinki. Hemen o meşur insanların ağzında dolandığı köpek bakışını atarak " lütfen~ " demişti. Allahım!! Ben ne yapıcam şimdi. Ama yok yapamıyorum!! Kahretsin!! " tamam " dedim. Ağzımdan çıktığını yeni anlamış olucam ki şaşkınlıkla Jungkook' a döndüm. Oda elini çırpıp şirinlik yapıyor, bir tamam diye havalara uçuyordu. Gel şimdi sen buna ' hayır ' deme.
Sonunda o kağıdı imzaladık ve klüp odasının önünde durduk. Sarı saçlarımı arkaya atıp derin bir nefes aldım ve kapıyı çaldım. Eğer profösyenelseler büyük ihtimal benim vampir olduğumu anlayabilirlerdi. Ama salaksalar bir şekilde yırtabilirdim. İçeriye girdiğimizde siyah saçlı ve uzun boylu bir çocuk karşıladı bizi. Gülümsedi ve " hoşgeldiniz " dedi. Bizde doksan derece önünde eğildik ve kaldırdık. Siyah saçlı olan kendini tanıtmaya başladı. " ben Kim Seokjin. Bana sadece Jin diyebilirsiniz. 24 yaşındayım, soran olursa sınıfta kaldım. O yüzden son seneyi tekrar okuyorum. " dedi. Sonra sol tarafını gösterdi. Orda kırmızı saçlı bir çocuk karşılardı bizi sürekli sırıtıyordu. " buda Jung Hoseok " dedi. Sonra onada doksan derece eğildik. Oda konuşmaya başladı. " Adım Hoseok. 22 yaşındayım, sizinle burda olmak güzel. Ama biraz korkağımdır, yinede denemek istedim " dedi.
Onlarla böyle tanıştım. Onlarla çok güzel bir maceraya çıkacağıma eminim. Bakılım ne olucak??
Pekala bitirdim. İlk yazdığımdakinden biraz daha iyi oldu sankii. Aman neyse umarım buda silenmez yoksa ben burda kriz geçirebilirim.😖😖😖