Medya; SVRCINA and Tommee Profitt - Tomorrow we fight
Olayların olduğu gün;
Etrafa bakıyordu küçük bir çocuk. Herkes ona ne kadar iğrenirmişcisine bakarken çocuk onlara ' ne bakıyorsunuz ' bakışları atıyordu. Hiç sokak çocuğu görmemişlerdi. Hiç terkedilmiş çocuk görmemişlerdi. Çöpün yanında köpeklerle birlikte insanlara bakıyordu. 3 gün yemek yemiyor su içmiyordu. Bazen köpeklerin getirdiği yemekleri yiyor onlarla oynuyordu. Neyseki okuma ve yazması vardı ama diğer her şeyden mahrumdu. İlk başta aileden, sonra evden, paradan, dosttan, herşeyden. Yere bakıyordu, insanların ayaklarına bakıyordu. Hangisi önünde durur kurtarır diye. Yetimhanelerin hepsinden atılmıştı. Yanına gelen sadece soru soruyordu. Ona hiç yardımcı olmuyorlardı. Hala insanların ayaklarına bakıyordu. Sonda iki çift ayakkabı önünde durmuştu. Olabilir mi? Onun hayatını kurtaracak kahramanı o olabilir mi? Hemen önünde duran iki çift ayakkabıdan yukarıya süzdü. Yüzüne geldiğinde bir şaheserle karşılaştı çocuk. Karşısındaki adam o kadar yakışıklı ve pürüssüz bir tene sahipti ki çocuk hemen yutkundu. Adam ona etkilenmiş gibi bakıyordu. Arkadan bir ses duydu " Yoongi niye durdun? " dedi. 'Demek karşımdaki kahramanım ismi Yoongi' dedi çocuk içinden. Siyah saçları o kadar güzeldi kii çocuk büyülenmişti adeta. Yoongi denen adam yaklaştı çocuğa. Sonra " iyi misin? " dedi. Ama çocuk pas vermiyordu ona. Hala onun etkisinde kalmıştı. Sonra tekrar araladı ağzını Yoongi " yemek ister misin? Aç olmalısın " dedi. Çocuk sadece kafa sallamakla yetindi. Yoongi gülümsedi ve elini uzattı " gel benimle " dedi. Çocuk hiç tereddütsüz elini tuttu ve onu takip etmeye başladı.
Bir restoranta gelmişlerdi. Çocuk artık onu iyi tanıyordu. Ortada oturan kahramanı Yoongi, sol tarafındaki krem saçlı Namjoon, sağ tarafındaki gri saçlı Taehyung. Ama çocuk ismini sormamışlardı. Oda daha tam olarak güvenmeden söylemicekti zaten. Yemekler geldi ve çocuk saldırmaya başlamıştı. Yoongi ve diğerleri onun yiyişini izliyordu. Namjoon Yoongi'nin kulağına fısıldayıp " neden ona yardım ettin? " dedi. Yoongi biraz gülümsedi ve Namjoon'a döndü. Yoongi " çünkü onu köpeğim yapmayı düşünüyorum " dedi. Namjoon ve Taehyung şaşırcasına baktı ve önlerine döndüler. Önlerine döndüklerinde çocuğun yemeği silip süpürdüğünü gördüler. Çocuk rahatlamış şekilde nefes verdi. Sonra kahramanına döndü. Ona " ne istiyorsun? " dedi. Yoongi şaşırmış bir şekilde " ne? " diyebildi sadece. Yoongi onun sesini ilk defa duyuyordu ve sesiyle mest olmuştu. Çok güzel bir sesi vardı. Çocuk yarım ağız gülümsedi. Artık ciddi bir moda girip sorgulaması gerektiğini düşündü. Çocuk " dedim ki benden ne istiyorsun? Bunları öylesine yapmış olamazsın. Benden karşılığinda bir şey alıcaksın. Ne istiyorsun? " dedi açıklayarak. Yoongi şaşkındı. Dışardan onu biraz aptal sanmıştı. Ama kesinlikle yanılmıştı. O zekiydi, hemde çok zekiydi. Yoongi bundan hoşlanmıştı.
" Kölem olmanı istiyorum " dedi Yoongi. Oda açık sözlüydü. Kesinlikle karşılıklı kumar oynuyor gibilerdi. Eğer çocuk böyle oynamak istiyorsan Yoongi de böyle oynuyacaktı. Çocuk tekrar sırıttı ve " oldu paşam başka? " dedi dalga geçercesine. Sonra ellerini göğsünde birleştirip bağdaş yaptı. Arkaya yaslanıp kahramanını süzmeye başladı. Yoongi de onu süzüyordu. Yoongi " ismin ne? " dedi. Çocuk " sana güvenmiyorum o yüzden söylemicem " dedi. Yoongi yarım ağız gülümsedi. Serti oynuyacaktı. Neyseki Yoongi serti severdi.
" Hadi ama, böyle sokaklarda yaşamaya devam mı ediceksin? Sana her istediğini veririm. Ev, para, dost, aile, güç, herşey " dedi Yoongi. Çocuk biraz düşündü, gerçekten bunların hepsine ihtiyacı vardı. Ama nasıl sağlıyacaktı mesela gücü nasıl verecekti? Hala emin değildi. Yoongi gülümsedi ve " güç mü istiyorsun? Onu vermek sana en kolayı " dedi. Bir dakika bunu sesli mi düşünmüştü. Hayır, ağzını açmamıştı. Peki nasıl anladı? Çocuk bu Yoongi denilen adama daha çok çekiliyordu. Sonra nedense hiç düşünmeden " tamam kabul " dedi. Çocuk yapacağı şeyden pişmanmıydı bilmiyordu ama denemeye değerdi. Çünkü bunlara ihtiyacı vardı.
Yoongi son kez " adını söyle? " dedi. Çocuk boğazını temizledi ve ismini söyledi.
" Jimin. Park Jimin. "
~~~~~~~~~~~~~~
" senden nefret ediyorum "
Ses aşağıdan yankılanmıştı. Taehyung ve Namjoon merdivenlerin ordan salona baktı. Jimin ile Yoongi kavga ediyorlardı.
" senden daha güçlüyüm bence " dedi Jimin. Saçını ortadan ayırıp arkaya attı. Yeni boyattığı sarı saçları ben burdayım dercesine parıldıyordu. Yoongi bu dediğine iyice gülmüş ve " kim daha güçlüymüş görelim o zaman " dedi. Taehyung ve Namjoon tırnaklarını yemeye başladılar.
Sonunda kavga etmeye başlamışlardı. İki vampir ölümüne savaşıyordu. Jimin şuan o antlaşmanın cezasını çekiyordu. Sonunda kavga bitmiş klanın lideri olan Yoongi kazanmıştı. Yere düşen Jimin yaralar içinde ağlamaya başladı. Burdan çıkış yolu yoktu. O antlaşmayı kabul etmemesi gerekiyordu. Çünkü insan benliğinden çıkmış ve canavara dönüşmüştü. Ağlayarak odasına gitti. Namjoon aşağı inip Yoongi'nin yanına gitti.
" Yoongi- hayır! hyung, bence onu bu işe bulaştırmamamız gerekiyordu " dedi Namjoon. Genellikle Yoongi ona hyung deninmesinden nefret ederdi. Özellikle Namjoon'un demesi hoşuna gitmiyordu. Taehyunga bişey demiyordu çünkü daha o 21 yaşındaydı. Ama yine de hoşuna gitmiyordu işte. Yoongi kaşlarını çatmış şekilde " sana kaç kere dicem bana hyung deme diye " diye azarladı onu. Sonra devam etti " ayrıca ben istedim onu sen karışma ben hallederim " dedi. Namjoon sıkıntılı bir şekilde nefes verdi. Sonra merdivenlerin ordan Taehyung ile birlikte odalarına gitti.
Yoongi onu bu hale bilerek getirmişti. İlk başta onunla oynamayı planlıyordu ama sonra kıyamamıştı. Çünkü ona tutulmuştu. Bir kere gönlünü kaptırmıştı küçük sarışınına. Odaya girdi ve yerde ağlarken buldu onu. Sonra onun yanına gidip sarıldı küçük şeytanına. Sonra onun gözyaşlarını sildi ve dudaklarına baktı. Sonra yavaş ve sakince kendi dudaklarını onun dudaklarına bastırdı. İşte tam o an onlar için bir dönüm noktası olmuştu.