4

330 29 1
                                    

Temkin adımlarla ilerledim sınıfa. Sırama oturdum ama oturur oturmaz o bakışları hissettim. Bana bakıyorlardı. Yanımda Jungkook, arkamda Hoseok hyung ve Jungkook'un arkasında Jin hung. Hepsi bana bakıyor ve beni hazmetmeye çalışıyorlardı. Olaylar çok karmaşıktı ve bana kızgınlardı. Onları umursamamaya çalışarak kitaplarımı açtım. Sonra gözlerimi tahtaya diktim, onlar bakmasın diye. Ama dikmez olaydım.

Diker dikmez ağzım ve gözlerim aynı oranda açılıp yeni gelen öğrencilere baktım. Diğerleride şaşırmış olmalı kii onlarında ağzı ve gözlerinin aynı oranda açıldığını gördüm. Sonra yeni gelen öğrenciler kendilerini tanıtıp boş yerlere oturdular. Neyseki bizim sınınta o kadar boş yer var kii, bir tanesi önüme, bir tanesi onun yanına, bir taneside benim sol tarafıma oturdu. Benim hala tip değişmezken sonunda kendimi toparlayıp önümdekini dürttüm. Bana doğru dönüp sırıtmaya başladı.

" Yoongi, burda ne işin var ya? " dedim. Yoongi omuz silkip " sadece üniversiteye gitmek nasıl bir duygu öğrenmek istedim " dedi ve önüne döndü. Cidden çıldırıcaktım, hayır daha dün bunun hakkında kavga etmiştik. Ben hiçbir şey demeden dersime odaklanmaya başladım.

Öğle tenefüsünde kitaplarıma odaklanmış ders çalışıyordum. Benim yanımda Jungkook'ta ders çalışıyordu. Sonunda önüme oturan kişiyle dikkatim dağıldı. " Hey! Sevgilim... " diyip duraksadı. Ben hala onun yüzüne bakmıyor sadece not alıyordum. " sanırım saçlarımı sabah farketmedin " dedi. Ben hala ona bakmazken " ne olmuş saçlarına? " dedim. O ise biraz surat asmıştı. Onla uğraşacak vaktim yoktu, ders çalışmalıydım. " Saçlarımı boyattım " dedi. Ben hemen " ah, öyle mi? Güzel olmuş " dedim. Hala ona bakmıyordum ve gitmesini umut ediyordum. Sonra Yoongi, kaşlarını çatıp " ama bakmadın ki? " dedi. Bende " hmm hmm " dedim kısaca. Şimdi gerçekten kızmış olmalıydı. Ama ben umursamıyordum.

Sonunda Namjoon hung içeriye girmiş ve " Yoongi burda basketbol sahası var " dedi. Yoongi istemeyerek ve kızgın şekilde " tamam geliyorum " diyip yanımdan uzaklaştı. Sonunda biraz sessizlik dedim içimden. Ondan sonra ders kitaplarına tekrar gömüldüm.

Derslerin hepsi bittiğinde klüp olduğunu hatırladığımda kendime bir küfür geçirdim içimden. Onlarla yüzleşemezdim, hemde vampir avcılığı ile ilgili bir klüpte. Hemen Jungkook'un kolundan tutup " bugün klübe gelemicem " dedim. Oda sadece kafa sallayıp hemen benden uzaklaşmıştı. Benden gerçekten nefret ediyordu bu belliydi. Bende çantamı aldım ve önümdeki Taehyung'a ilerlemeye başladım. Omzuna dokunup " Yoongi nerde? " dedim. Oda hemen " o erkenden gitti. Biz Namjoon hyungla geç gelicez ona söylersin " dedi ve yanımdan ayrıldı hemen. Bazen klanımdan nefret ediyordum. Hiç benimle iletişime geçmiyorlardı ve tersliyorlardı. Ama benimde yapabileceğim bir şey yoktu.

Eve geldiğimde Yoongi'yi her zamanki koltukta otururken gördüm. Çok tatlı duruyordu düşünürken. Şimdi daha dikkatli incelediğimde saçlarına kaymıştı gözlerim. Saçı açık maviye boyamış ve dağıtmıştı. Gerçekten çok tatlı duruyordu. Ona yaklaşıp konuşacaktım kii yanıma vampir hızıyla gelip " o okula bir daha gitmiyorsun " dedi. Ben yüzümdeki ifade solmuş ona anlamazca bakmaya başladım. O ne dediğinden farkında mıydı?

" n-ne d-demek i-istiyorsun? "

" beni duydun Jimin. Okula falan gitmiyorsun. Oraya adım dahi atmana izin vermiyorum " dedi. Ben sinirlenmeye başlamıştım. Kaşlarımı çattım ve dilimi ağzımda gezdirdim.

" Yoongi, bunu konuşmuştuk. Senin yanında çalışmam karşılığında beni insan gibi yaşamama izin verecektik " dedim sakin olmaya çalışırak. Ama o sakin olmuyor ve beni daha çok strese sokuyordu. Sonra bana baktı ve " tanrı aşkına Jimin seni takip eden bir sürü vampir var okulunda. Seni oraya bunu bile bile gönderemem. Ayrıca tek sorun buda değil. Oraya o kadar bağlanmışsın ki beni hiç fark etmiyorsun. Saçımı boyattım diyorum hiç pas vermiyorsun gözün hala defterde. Tanrı aşkına sen insan değilsin!? ANLA BUNU ARTIK! "

" KES SESİNİ! "

" İnsan olmadığımı bende biliyorum tamam mı? Peki hiç sorguladın mı? Vampir olmak istiyor muyum diye. Hayır! O yüzden benim acımı asla anlayamazsın anladın beni. Sana gel beni kurtar falan demedim TAMAM MI? "

biraz sessizlik olduktan sonra devam ettim.

" Keşke ölseydim "

~~~~~~~~~~~

Seokjin

Kütüphanenin orda Jungkook'u bekliyorduk. Jimin'e hala kızgındım, bunu bize nasıl yapar diye. Onu tanıyalı üç ay olmuştu ve biz onun vampir olduğunu farkedememiştik. Sonunda Jungkook geldi ve " Jimin bugün gelmiyeceğini söyledi " dedi. Ne yani bizden mi kaçıyordu? Ehh zaten kaçmalıydı. Onu yanımda görmek istemiyordum. Hemen " iyi o zaman biz üçümüz araştırırız " dedim. Onlar sadece kafa sallamıştı.

Kütüphaneye girdik ve bir kaç kaynak kitap aldık ve tam çıkıcaktık kii onları görmemizle duraksadık. Şu Namjoon denen herifler. Daha çok vampirler. Bizi gördüler ve " ooo! Benim esmer şekerim burdaymış " dedi. Ona iğrenircesine baktım. Benden ne istiyor bu vampir? Neyse ben hemen Hoseok'la Jungkook'u yanıma çektim çünkü yanımızda alet yoktu. Hepsi klüp odasındaydı. Ben hemen " ne istiyorsun? " dedim. Temkinli davranıyordum. Namjoon " seni. " dedi. Ben affallamış şekilde ona baktım. O ne dedi az önce?

Bir anda Namjoon kahkahalarla gülmeye başladı. Ne yani dalga mı geçiyordu? Namjoon " nasıl da şaşırdı. Ama ben ciddiyim. Senden güzel kan kokusu alıyorum " dedi. Ben sana nah veririm kanınımı piç. Sonra Namjoon sorusunu değiştirdi. " Jimin nerde? " dedi. Ben hemen " nerden bileyim ben? Ayrıca umrumdada değil " dedim. Namjoon şaşırmış şekilde kaşlarını kaldırdı. Sonra " o sizin arkadaşınız değil mi? Aynı klüpte olduğunuzu duymuştum " dedi. Sonra Jungkook söze atladı " hayır değil " dedi. Bundan en çok etkilenen Jungkook olmuştu. Jimin'i gerçekten en yakın arkadaşı olarak görmüştü.

Namjoon kaşlarını çatmış Jungkook'a baktı. Sonra kaşlarını düzleştirip sıkıntıyla bir nefes verdi. Sonra konuşmaya başladı.

" Bak, ona kızgın olduğunuzu biliyorum. Haklısınızda ama onun hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz. Ne kadar acı çektiğini bilmiyorsunuz. Bu yüzden insanları kalıbına göre değerlendirmemelisiniz. Ve tabiki vampirleride " dedi. Ben çok şaşırdım. O böyle akıllıca konuşurmuydu ya. Sonra aklıma gelen şeyle konuşmaya başladım.

" Aydınlat bizi o zaman "

" N-ne? "

" Yani demek kii Jimin'i çok iyi tanıyorsun. O zaman bahset bize ondan. Bizde ona karşı olan önyargımızı kıralım " dedim. Namjoon ilk önce Taehyunga baktı sonra bana sonra tekrar Taehyunga. Taehyung " kızmaz heralde " dedi. Ondan sonra Namjoon ' tamam ' anlamında kafa salladı. Bir masaya geçip dinlemeye başladık...

Zıt kutuplar✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin