" Bu gece ava çıkıyoruz "
Jin hyungun söylediği ile kendimi ciddeye aldım. Çünkü şuan korkmaya başlamıştım. Ya avladığımız vampirler beni tanırsa onlara ne dicem. Ahh şimdi hiçbir şey anlaşılmadı. Şöyle anlatıyım.
Biz tanışma fastından sonra bizden başka klübe giren olmamıştı. Yani klüpte 4 kişiydik. Sonra birbirimizle konuşduk ve birbirimizi iyi tanıdık. Hoseok hyung bildiğin hayat hikayesini anlatmıştı. Jungkook'un hikayesini biliyordum. Ama Jin hyungun kii gerçekten kötüydü. Ailesi yoktu, ailesini vampirler öldürmüştü. O yüzden ona temkinli davranıyordum. Bir kaç gün böyle konuşarak harcadık klüpte. Sonra işte bu gece ava çıkıcağımızı söyledi Jin hyung bize. Ne güzel kafiye yaptım değil mi? Neyse odaklan.... Bir kaç şey aldık ve Jin hyungu takip ettik. Şuan sadece yürüyorduk ve kimse de bir şey demiyordu.
Ben merakıma yenik düşüp soru sormaya başladım. " Hyung nereye gidiyoruz? " dedim. Jin hyung gülümsemeye başladı. " Bir arsada bir depo var. Bi deponun tam yanımda şehre giden bir yol var. Ordan geçen bir kızı yakalmışlar ve depoya sürüklemişler. Orda öldürüp kaçmışlar. Bizde kanıt bulmak için oraya gidiyoruz " dedi. Çok bilgili, kesinlikle şuan kendini kaptırmıştı. Biraz yutkundum, benim vampir olduğumu bilebilirdi. İlk geldiğimde nedense hiçbir şey anlamamışlardı. Sonra Jin hyung tekrar gülümsemiş ve " merak etme tekrar oraya gelmezler sadece kanıt bulmaya gidiyoruz " dedi. Haklısın, ne kadar rahatladım bilemezsin. Bazı vampirler bazen avlandığı alanları kendi yerleri yaparlar. Şuan bile bile canavarın inine gidiyorduk.
Sonunda depoya gelmiştik. İçeri girdik ve kimse yoktu. Çok şanslıyız hemde çok. İçeri girip incelemeye başladık. Çok sakindi hemde fazlasıyla sakin. Sonra bu sankinlik bozuldu. Kim mi bozdu? Bu sakinliği Jungkook bozmuştu. Oraya baktığımızda Jungkook tutuluyordu. Onu tutan çocuk " hey hyung haklısın, gerçekten vampir avcıları geldi " dedi. Sonra bir kaç vampirde ortaya çıkmıştı. Evet belkide şanslı değildik. Zaten şuan tuzağa düşürüldüğümüz çok barizdi. Ama Jin hyung bozuntuya vermedi ve saldırmaya başladı. Bunu takip eden bizde saldırmaya başladık. Çeşişmeli savamış devam ederken beni bir vampir tuttu. Aynı güçte olduğumuzda ona tutabiliyordum. Sonra bana dikkatle baktı ve " sen bir insan gibi korkmuyorsun " dedi. Bunu söylediğinde herkes bize bakmıştı. Ahh bunu bekliyordum. Hemen bozuntaya vermemek için " hahahah... tabikide insan gibi kokmuyorum. Çünkü ağır bir parfüm kullanıyorum. Bu yüzden benim kokumu alamazsın sen. Ayrıca burnun bozuktur senin, bak " dedim ve kollarından kurtulup burnuna bir yumruk geçirdim. Sonra " gördün mü? Bozuk işte " dedim. Sonra Jungkook'a yardıma gittim. Jungkook ile ikimiz aynı anda yumruk geçirip vampiri yere serdik. Sonra Jungkook bana dönüp " az önce yaptığın harikaydı. Bir ara o parfümü bende denemek istiyorum " dedi. Bende ona üzgün surat yaptım ve " üzgünüm kookie, parfüm benim dışında herkese alerji yapıyor en çokta senin gibi deriye sahip olanlara " dedim. Oda üzüldü ve " yazık oldu " dedi.
Yah, ben gerçekten harika bir yalancıyım. Bir ara gerçekten götüm kalktı sandım... kkkkk
Neyse bir şekilde vampirleri alt etmiştik. Şimdi soluk soluğadık ve dinleniyorduk. Jin hyung sonunda " iyi işti, yani ilk işimiz başarılı bir şekilde geçti " dedi. Sonra bizde biraz daha dinlendikken sonra evlerimize gitmiştik. Ben onlarla çok iyi anlaşacağıma yüzde yüz emindim...