7

281 23 2
                                    

Bölümleri hızlı hızlı atıyorum. Çünkü bir kitap daha yazcam. O yüzden üçüyle aynı anda uğraşamam. Bunda baya ilerleyim. Neyse....

İyi okumalar😘

Okuyan yok ama🤣🤣🤣

Uyandığımda hala Yoongi ile kendimi sarılırken buldum. Sanırım hala o uyordu çünkü daha hareket etmemişti. Bu fırsattan bilip Yoongi'nin ellerini belimden çekip bıraktım. Uyarken biraz bakındım, aynı bir bebek gibi uyuyordu. Çok tatlıydı, ama kendimi toparlamalıydım. Onun başına bir öpücük kondurdum ve geri çekildiğimde korktum. Çünkü Yoongi alevler içinde yanıyordu. Ben çok endişelendim yanında kalmam gerektiğini düşündüm. Ama saat 09:30'du. Hemen gitmem gerekiyordu.

Ne yapıcağım çok açıktı. Yoongi bırakamazdım. Kimi kandırıyordum kii. Onu asla bırakamazdım. Hemen mutfağa gidip soğuk suyla bez aldım. Tekrar Yoongi'nin yanına kurulup ona sarıldım. Hem sarılıyor hem de soğuk bezi vücuduna sürtüyordum. O benim için değerliydi ve onu kaybedemezdim.

Seokjin

Bugün çok sıkıcı bir gündü. Okulda yalnızdım. Hoseok bu aralar başlamış karın ağrıları için doktora gitti. Jungkook desen oda grip olmuş. Jimin de gelmedi. Evet bugün okulda yalnızdım.

Boş koridorda yürüyordum. Sonra bir serinlik oldu ve karşımda o belirdi. Namjoon bana doğru gelmeye başladı. Bu vampirin benimle derdi neydi? Bana üç adım kalırcasına uzaklıkta durdu. Ağzını araladı " naber esmer şekerim. Bugün yalnızsın sanırım, bu şansıma gelir " dedi. Bende ona " benden uzak dur dişlek. Duğa et Jimin için bir antlaşma yaptık. Yoksa seni burda deşerdim " dedim kızgın bir şekilde. Namjoon bir kahkaha patlattı. Benim espirimi komik buldu galiba. Genelde espirilerimi kimse beğenmez. Namjoon " kızınca çok tatlı oluyorsun " dedi. Neden böyle bir şey dedi ki. Hemen yüzümün kızardığını fark ettim. Tanrım dediği şeyle neden kızardım kii. Bir anda yüzümü kaldırdığım daha çok yakınımda olduğunu fark ettim. Bu sefer kesin domates olmuş olabilirim. Ama bu kadar yakınımda onu inceleme fırsatı olmuş olabilirim. Şöyle bakınca gerçekten güzel yüz hatları vardı. Gülümseyince o gamzeleri çok tatlı duruyordu. Ve dudakları... çok... güzeldi. Allahım şuan delirebilirim. O dudakları tatmak isterdim.

Nefesimin çok hızlı hareket ettiğini gördüm. Sanırım burda kalp krizi geçirebilirdim. Namjoon " kızarınca daha çok tatlı oldun sankii. Ayrıca çok güzelsin. Gözlerin o kahve tonları çok hoşuma gitti. Tenin pürüssüz ve hoş. Ayrıca çok çekicisin " dedi. Sanırım hipnoz altındayım biri beni uyandırsın. Böyle bir cesaret yokya. Gerçekten onun gözünde güzel miyim? Sonra tekrar araladı ağzını " çok yazık, beni öldürmeye kalkmasan seninle çıkardım. Söylesene vampirlerden neden bu kadar çok nefret ediyorsun? " dedi. Bunu söylerken bir kaç adım gerilemişti ve bende tuttuğum nefesi vermiştim. Sonra sorusuna odaklanmıştım. Neden mi? Bu çok açık değil mi? Hemen cevap vermiştim.

" Beni anlayamzsın. Ailerimin gözlerimin önünde ölüşünü izledim ben. Hemde vampirler tarafından. Bunun nasıl bir duygu olduğunu anlayamazsın. Bu biraz da pisikoloya kaçıyor. Daha henüz ailemin hangi vampir klanı tarafından öldürüldüğünü bilmiyorum. Zaten aramıyıda bıraktım " dedim. Beni anlamış gibi kafa salladı. Biraz duraksadı sonra konuştu.

" Aslında seni anlıyorum. Kendimden bahsetmek gerekirse 22 yaşlarındaydım. Ailemle bir akşam yemeği yiyiyorduk. Sonra bahçeden bir kaç tıkırtı duymuştuk. Annem ile babam bir anda ayağa kalkıp bir kaç silah çıkarmaya başladılar. Büyük ihtimal vampir avcıları olduklarını o zaman öğrenmiştim. Sonra içeriye kara dumanlar içinde bir kaç adam girdi ve annem ile babamla savaşmaya başladı. Ben onları izliyor ağlıyordum. Sonra annem ile babam yere yığıldılar. Saniyeler içinde kalplerinin göğsünden çıkışını izledim. Sonra bana yaklaştılar ve benim kalbimi çıkarmak yerine karnıma bıçak sapladılar. Bilmiyorum belki bana acımışlardır. Ama yere yığıldığımda herşeyin bittiğini anladım. 2 saat geçtiğinde hala nefes alıyor bilincim yerimdeydi. Yani o salaklar beni tam öldüremedi. Sonra içeriye biri girdi ve bana baktı. Kolunu ısırıp bana içirmeye başladı. İçirdikten sonra bıçağı çıkardı ve beni koltuğa yatırdı. İşte tam o an yeniden doğduğumu hissettim. Yoongi beni kurtardıktan sonra bir efendi yerine bir abi olmuştu " dedi. Hikayesini bitirdiğinde benimle benzer olduğunu fark ettim. Peki onca şeye rağmen niye vampir olmayı seçmişti. Namjoon " çünkü insanken tam bir eziktim. Herkes benden nefret ederdi. Bu yüzden güç istedim. Ayrıca ailemin intikamını almak için kendimi geliştirdim. Nedense böyle daha çok mutluyum Seokjin. Bunu rahatlıkla söyleyebilirim " dedi. İlk defa ismimle sesleniyordu ve beni tahrik ediyordu. Nedense onu anladığımı fark ettim. Onu daha çok yakın olduğumu fark ettim o an ona aşık olduğumu fark ettim. Namjoon tekrar konuşmaya başladı " aşık olmanı anlıyorum. Çok çekiceğim çünkü " dedi. Gülümseyince iyi olduğunu anladım. Bu beni rahatlatmıştı. Bu yüzden bende gülümsedim. Ama sonra aklıma gelen şeyle hemen suratımı astım.

" Yahh!!! Aklımı okumayı kes. Yemin ederim gebertirim seni!? " dedim. Allahım fazla utanç verici. Namjoon yaklaşıp gülümsedi ve " bende seni seviyorum esmer şekerim " diyip yanağımı öptü. Sonra hoplaya zıplaya benden uzaklaştı.

Allahım az önce ne oldu? Biri bana açıklasın. Orda birileri var mı? Sanırım bayılıcam. Şuan yüzüm domates gibi kırmızı bundan eminim. Kalbim delircesine atıyor ve ben ayakta durmakta zorlanıyorum. Burası sıcak mı ne? Sanırım ben gerçekten aşık oldum. Hemde bir vampire...

Zıt kutuplar✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin