"benim için mi ağlıyorsun?."

1.1K 67 5
                                    

Sepeti alan kişiye doğru kaldırdım kafamı.bu wang so..yine...ay kurtarıcım bu halime fazla dayanamayıp geldi.
Yanımdaki o kız başıyla selamladı so' yu.
Bana ters ters bakmaya başladı so.

"Bu senin işin değil. Başkalarının işlerine karışma."

Dedi ve sepeti o kıza verdi. Kız sepeti aldı ve yüzünü eydi.

"Efendim lütfen prensesimize kızmayın, bana yardım etmek istedi sadece."

Dedi chae ryung.
Sesi titrek çıkıyordu. Belli ki bu so dan korkuyordu. Demekki korkulcak biri.
So bir chae ye baktı, birde bana.

(Isimlerin okunuşlarını pek bilmiyorum.)

"Herkes kendi işini yapsın. Ayrıca ben konuşma hakkı verdiğimi hatırlamıyorum hizmetli chae ryung?."

Dedi ve yanımda ki kıza baktı.
Ay aman izin ver yada verme. Bikere senin iznine kalmadı tamam mıı??.

"Bikere izin ver veya verme. Yani bu kızın ağzı konuşmak için var ve konuşabilir.herkes özgür."

Dedim ve kız tekrar selamlayıp uzaklaştı. Kesin üzdü kızı ya!.
Wang so bana baktı dik dik.
Sanki gözlerinden...gözlerinden hüzün geçti..sanki düşüncelerle boğuşan küçük bir çocuk gördüm gözlerinde.

"Herkes özgür değil."

Dedi kısık sesle. Ama ben zorda olsa duymuştum.
Yüzü tekrar ciddi bir ifadeye büründü.

"Yoksa sende mi kararlarıma karşı geliyorsun?."

Bidakka..'sende mi' dedi, yani başkası da mı karşı geldi ki?.
Ne kadar ciddi biri olmaya çalışsa da o masum küçük ve acı çeken bir çocuk gibi duruyor.
O halde tamam o zaman ben o ne söylerse yapicam.

"Benden ne istersen iste yapicam tamam mı?."

Dedim ve sıcak bir gülümseme takındım yüzümde. Ona gıcık kapsamda onun da içinde ağlayan bir çocuk var ve ben bunu görebiliyorum.

Sağ elimi gözündeki maskeye doğru uzatmamla bileğimi tutması bir oldu.

"Ne yapıyorsun sen?. Maskeye dokunmaya kalkışma bir daha."

Dedi ve bileğimi sıkmaya başladı. Aishh ama a-acıyor.

"Ne-neden."

Diye sordum ve bileğimde ki acı yüzünden biraz kekeledim.
Kaşlarını çattı.neden görmemi istemiyor ki.

"Ne o yoksa çirkin yüzümü görüp sende mi dalga geçeceksin!.
Yaramı gördüğünde benimle alay mı edeceksin."

Diye âdeta kükremişti.
Gözlerinin dolduğunu görüyorum.çirkin mi dedi o?.
Ne saçmalıyor bu. Belkide benim gördüğüm en güzel yüz bu.

Diğer elimi yanağına koydum ve okşamaya başladım.

"Wang so...sen çirkin değilsin.
Benim gördüğüm en güzel yüze sahipsin..sana çirkin diyenlerin içi pis ve bu pislik yüzlerine yansımasın diye badana kadar boya kullanırlar veya yüzlerine ikinci yüz maskesini takarlar.."

Yutkundum ve devam ettim.

"Maske derken...seninkinden değil .onların taktığı maskenin haddi hesabı yok. Insanlar içinde ki pisliği belli etmemek için iyi gibi davranır insanlara.ardından arkasından da kuyusunu kazarlar. Işte o insanlar benim gördüğüm en çirkin insanlar.
Senin yüzün...fazla masum ve güzel. Yaranın olup olmaması umrumda değil."

Dedim ve wang so baş parmağı ile gözümün altını silince farkettim ağladığımı.
Oda ağlıyordu. Yanağımdaki elimi yukarı kaldırdım ve bende baş parmağımla onun yaşlarını sildim.

(Sen ağlama wang so. Kıyamam ki ben sana. Ama bir yazar olarak azcuk kıydım shshh.
Ileri de biraz romantik vede hüzünlü bölümler gelecekk.
Oy ve yorum plss. Şimdiden teşekkürler kitabımı okuduğunuz için.😍😗🙆🙇👀💋✌💝)

Aşka YolculukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin