Üzerimi silktim.
Bay bilmiş prens wang so beni odama getirdi ve gitti....gitti?.
Göz devirdim. Ona sırıttım diye ne yaptı biliyor musunuz???.
Beni kenara çekti ve bıraktı?!?!.
SONUÇ YERDE ACIYAN KIÇISINI OVAN BEN. Cidden çok garip biri bu adam.
Aishh başım ağrıyor.
Yarın akşam parti var. Aslında bugün olması gerekiyormuş ama aksilikler çıkmış. Odamın kapısının çalmasıyla irkildim."Prenses hae soo?."
Dedi biri. Genç bir kız sesine benziyor ama tanıyamadım.
"Evet, gelin."
Dedim ve içeri diğer hizmetliler gibi giyinen bir sevimli kız girdi.
Bana bakıp gülümsedi. Şimdi farkettim de elinde üstü çiçek desenli kumaşla sarılı bir paket var.
Bana yaklaştı ve elindekini uzattı."Prenses bu elbiseyi prens wang so giymeniz için özel olarak diktirdi."
Dedi kız utanaraktan.
Şimdi utanma sırası bende.
Wang so?.benim için?.özel olarak?.
Uh, burası neden çok sıcak ki...
Elinden nazikçe alırken konuştum."Peki, gidebilirsin."
Kız kafasını eydikten sonra hızlı adımlarla çıktı ve ardından kapıyı kapattı. Paketin kumaşı beyaz ve üstünde kırmızı çiçekler var.
Çiçeklerin kırmızı sarmaşıkları adeta dans eder gibi her tarafına yayılmış.
Kumaşı yavaşça açmaya başladım.
Bana özel olarak diktirmiş...
Sabah ki yaptığı odunluktan ötürü özür dileme şekli sanırım.
Kumaşı açtığımda içinden çıkan elbiseyi yaka kısmından tutup kaldırdım. Gördüğüm büyüleyici elbise karşısında nutkum tutuldu.
Elbise beyaz renkte ve göğüs kısmından kollara kadar dantelli.
Dirsek kısmından gerisi genişliyor.
Etek kısmı kabarık ve kaygan bir kumaş. Eteğinin her yerinde canlı bir tonda kırmızı çiçekler var.
Bu kırmızı renk gerçekten harika.
Kırmızının içinde pembe tonda var
Eteğin üstünde parlayan tülü var.
Sanırım gerçekten prenses gibi gözükeceğim.
Kumaşın içinde bir çift beyaz alçak topuklu ayakkabı var. Bu ayakkabılar bile eski dönemden olduğu çok belli.
Ayakkabının uçları kare ve topuklar alçak. Beyaz renkte ve krem tonların da hafif simler var.
Bunları alıp dolaba koydum bozmadan ve odadan çıkıp wang so yu aramaya başladım.
Teşekkür etmem gerekiyor.(Isimleri değiştireceğimm.bu arada
@sonnefess01 'in ısrarı için devam ediyorum, yoksa yazmayı düşünmüyordum.)"YAKALADIIMMM!!!."
Diye biri bağırınca sıçradım.
Önüme o havuzda ki koreli geçti.
Bir an dilim içime girdi sandım!."Sen o sunn. Hae soo bir dahakine benim güzel vücudumu izlemek istiyorsan bunu bana söyleyebilirsin."
Dedi ve otuz iki diş gülümsedi.
Göz devirdim.
Değişik çocuk."Izliyim de gözlerim yansın demi?."
Dedim alayla. Bana bakıp homurdandı.
Kolumu tuttu ve neşeyle şarkı söylemeye başladı..sanırım."Yarın var parti!."
"Güzel gelecek bir peri!."
"Daha belli değil eşi!."
"Güzel gelecek bir peri!."
Yazık...beni peşinden sürüklemeye başladı ve şarkısına devam etti.
"Prens onun sahibi!."
"Sevecek kızı deli gibi!."
"Kız da aşık ona bes belli!."
"Oofff yeter susar mısın ne saçma bir şarkı bu."
Wang soo 'nun yanına geldiğimiz de sustu .
"Abi , hae soo seninle konuşmak istiyor."
Dedi ve beni bırakıp koşarak gitti.
Çocuğun kafasına vurdular galiba.
Her neyse. Wang soo ya baktım ve gülümsedim."Elbise için teşekkürler wang so."
Bana bakıp içten bir şekilde gülümsedi.
"Senin üstünde güzel duracağını düşünüyorum."
Dedi ve göz kırptı.
Vuruldum!.
Bana yaklaştı ve elini yanağıma koyup okşadı. Ikimizde birbirimizin gözlerine bakıyoruz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşka Yolculuk
Teen Fiction"aşka yolculuk" kore dizisinden alıntıdır bu hikayem. Içinde biraz farklılık var tabi hikayemde. Gelecekten geçmişe giden bir genç kızın hikayesi.. (kore ile ilgili.eski kore zamanı.)