♢ 3 Yıl sonra♢
//ADRİENE//
''Bak Adriene artık gitmen lazım''dedi babam. Birkaç yıl yer altındaki sarayda yaşamıştım. Bazı yeni güçler keşfetmiş kendimi geliştirmiştim. Burda yeni iki arkadaş edinmiştim Kelli ve Bob. Babamın benden istediği şey Melez Kampı'na gitmem.''Ama baba zaten her hafta gidiyorum Elizabeth'i görüp geliyorum.''dedim umutsuzca. ''Bak kızım sen yer altı koşullarına alıştın. Şimdide biraz yeryüzü koşullarına alış ki zamanı geldiğinde hazır ol. Zaten ben Khairon ile konuştum''dedi babam. Siyah zemine baktım bu konuda haklıydı. ''Tamam ne zaman gidiyorum.''dedim. ''Hazırlan eşyalarını topla arkadaşlarına veda et. Kelli seni av dan gelince götürücek''dedi. Odama doğru yürüdüm. Çantama birkaç parça eşya koydum ve Bob'un yanına uçtum. Bob iskelet kedisini besliyordu. ''Merhaba Bob''dedim. ''Merhaba Adriene''dedi. ''Bob ben gidiyorum.''dedim hüzünle. ''Nereye''diye sordu. ''Melez Kampına babam öyle istiyor''dedim. ''Sen de mi''dedi hüzünle. Olumlu anlamda başımı salladım. ''Ama sizi görmeye gelicem''dedim. Oturdum ve Küçük Bob'u sevmeya başladım.
●Birkaç saat sonra●
Bir kez daha Bob ve babama sarıldım. ''Hadi Adriene gitmeliyiz''dedi Kelli. Olumlu anlamda başımı salladım. Onlara el salladım ve gölgelere karıştık. Kelli normal insan görünümü almıştı. Beni tahalianın ağacını yanına bıraktı. ''Seni görmeye geleceğim arkadaşım.''dedim ve sarıldım.''seni özleyeceğim arkadaşım''dedi Kelli. Yukardan yıldızlar parladı avcı kız hiç durmadan koşuyordu.''Bob'a söyle yıldızlar ona selam söyledi.''dedim Kelli başıyla onayladı. Son bir kez daha sarıldım ve kampa doğru yürümeye başladım. Kamp hiç olmadığı kadar sesizdi. Büyük eve yürümeye başladım nerdeyse her hafta geldiğimden artık her şeyi biliyordum. Babam Khairon'şa konuşmuş bana direk Büyük Eve gitmemi söyledi. İçeriden sesler geliyordu. Dışarıda beklemeye karar verdim. Terastaki korkuluklara yaslandım ve beklemeye başladım. İçerden sıra sıra çıkmaya başladılar. Çıkan bana bakıyordu. İki çocuk geldi yanıma''Ben Travis''dedi bir tanesi. ''Ben Corner''desi diğeri birbirlerine o kadar çok benziyorlardı ki zor ayırt ettim. ''Ben Adriene''dedim soğuk bir sesle. Çocuklar güldü. Elini uzattı bi tanesi''Ben kimsenin elini sıkmam''dedim sertçe. Sanırım korktular bu iyiye işaret hatta baya iyi. Artık kalabalık azalmıştı içeriden son olarak bir çocuk çıktı bu o çocuktu her şeyi siyah olan. Beni görünce şaşırdı. Ve üstüme atladı. Hemen eğildim ve arka ayağına dokundum böylece hem saldırıdan kaçtım hem dengesini bozdum. Çocuk çalıklara yapıştı. ''Çok yavaşsın velet''diye bağırdım ve Büyük Eve daldım arkamdan kapıyı kapattım. Khairon şaşırmış gibiydi. ''Ben Adriene. Beni unutmadın değil mi Khairon''dedim. Khairon'un jeton anca düştü. ''Nasıl unuturum Def- ay Adriene. Görmeyeli baya büyümüşsün ''dedi sevinçle Khairon. ''Tabikide sen beni görmeyeli 1000 yıldan fazla oldu ama sende hiç yaşlanmamışsın''dedim ve sırıttım. O sırada içeride bir gölge belirdi ve içinden yine o velet çıktı. Kılıcını çekti ve bana saldırdı. Ben rahat durur muyum tabi kide hayır. Bende anne yadigarı kılıcımı çektim ve saldırılarını kolaylıkla engelledim. ''Nico dur. O bizim yeni kampçımız''dedi Khairon. Nico olduğu yerde kaldı ''ama...ama ben bu kızı üç yıldır arıyorum bulamıyorum. Şimdi mi gelesi tutmuş. Lanet olsun böyle işe''diye mırıldandı. ''Nico bize bira izin ver Adriene ile biraz konuşmamız lazım.''dedi Khairon. ''Bu kızın ismi Defne değil miydi''dedi soğuk bir sesle. ''Değil. Benim adım Adriene''dedim tıslayarak. Nico dışarı çıktı. ''Baban Tartarus her şeyi anlattı. Seni Hades kulübesine yerleştirmemi söyledi. Hangisini istersin''dedi. ''Tamam''dedim kısaca ve dışarı çıktım. Her yer kalabalıktı. Yolda bir kızı durdurdum ''Hades kulübesi neresi''dedim. Kız kaçtı ya bildiğin kaçtı. Bu sefer esmer tenli ve karamel rengi kıvırcık saçları olan bir kızı durdurdum''Bana Hades kulübesini gösterirmisin''dedim kıza. Bu kız kaçmadı aksine sevinçle zıpladı ''Sen Hades'in kızı mısın''dedi. ''Hayır. Ama orada kalacakmışım''dedim. ''Tamam. Ben Hazal Hades'in kızı. Seni kulübeme götürebilirim. Beni takip et''dedi ve yürümeye başladı. Ben de doğal olarak onu takip ettim. Kulübenin kapısında küçük sevimli bir kurukafa vardı. İçeride siyah hüküm sürüyordu. Buraya şimdiden bayıldım aynı benim odam gibi.Hazal bana bir yatak gösterdi.''sen burada yat yanında ben benim yanımda da kardeşim yatıyor. Bu dolap ta senin. Yerleş yarı saat sonra akşam yemeği var''dedi ve neşeyle kulübeden çıktı. Gösterdiği dolaba eşyalarımı dizdim. Hava sıcaktı ama kanatlarımı sklayabilmek için siyah kot ceketimi giydim. Burası güzel kulübeydi anladığım şey babam benim zevkimi biliyor. Dışarı çıktım. Afrodit kulübesine Elizabeth'in yanına gidiyordum. Birden önüme bi mızrak çıktı eğer eğilmeseydim kelle gitmişti. ''Önüne baksana''dedim soğuk bir sesle. ''Asıl sen önüne bak çaylak. Sanırım tuvalete sokulacak yeni kafa gelmiş''dedi kız baya baya beni tehdit ediyordu bu. Yer altında o kadar ders aldım içlerinde sakin olmak ve acıyı unutmak vardı. Kız mızrakla bir hamle yaptı ondan da kurtuldum. Kılıcımı çektim ve kıyasıya mücadele başladı. O saldırdı ben engelledim,sonunda yoruldu ve bu sefer ben saldırdım. Kızı yere yapıştırdım. Mızrağı elinden fırladı. Kılıcımı kınına geri koydum ve kıza elimi uzattım. Kız güldü ve elimi tuttu. Normalde temas sevmem ama bu kızı sevdim.''Be-'' kendini tanıtıcaktı biz zaten önceden tanışmıştık sanırım 3 yıl önce. ''Ben zaten seni tanıyorum Clarise. Ares kızı diğil mi? Sen beni Defne olarak tanırsın''dedim. ''Ah evet. Evet öyle Baya oldu. Defne. Kimin kızısın''dedi. ''O zaman adım buydu ama şimdi baştan başladım. Ben Adriene''dedim. Bi an şaşırdı. ''Hafızanı falan silmişler sanırım. Hala soruma cevap vermedin. Kimin kızısın?''dedi tekrar. Bunu söyleyemezdim. Dur bir dakika söyleyebilirim bu tamamen benim seçimim. ''Skaxy nehri üstüne yemin edersen söylerim''dedim. Başıyla onayladı, etrafa bakındım kimse yoktu. ''Ben Tartarus'un kızıyım. Khairon bunu zaten biliyor''dedim. ''Vay vay vay. Bizim kız çukur un kızı çıktı. Baban en sevdiğim tanrılardandır. Tartarus acımasız ve kana susamış mı''dedi heyecanla. ''Hayır çok sakin biri ve şu ana kadar kızdığını görmedim. Yani anlatılanlar gibi degil''dedim. Babamı ne biçim tanımlıyorlar bunlar. Clarise ile açık hava gazinosuna yürümeye başladık. Bana bu güne kadar kampta olanları anlatıyordu.
//NİCO//
Kaçak geri dönmüş. Ben onu 3 yıl boyunca arayım hanfendi canı isteyince ortaya çıksın. Var mı böyle birşey. Bu kızı Tartarus'a atmak lazım belki aklı başına gelir. Kulübeme doğru giderken Adriene'ye lanet okuyordum. Kulübeden içeri girdiğimde 4 yataktan birinin saha bozulmuş olduğunu gördüm. Buraya sadece Hades çocukları girer diğer kampçılar burdan korkar. Zaten ikisi bozuktu biri daha. Yoksa Bianca gri mi döndü belkide bir yolunu bulup dönmüştür. Umarım dönmüştür. Eğer dönmüşse kesinlikle yemeğe gitmiştir. Hadi Nico yemeğe.
//ADRİENE//
''Yani Annabeth,Percy ve Nico tartarusa mı düştü. Bildiğin düştüler diyosun''dedim hasretle çünkü şimdiden orayı özlemiştim. Tam biz bunları konuşurken dışarıdan bir çığlık geldi. Dışarıya koştum etrafıma bakındığımda bir kız thalianın ağacının orda birine kılıç çekmiş. Kıza doğru koştum daha doğrusu kızın kılıç çektiği Kelli'ye doğru. Kızın yanında birde siyah saçlı bir çocuk vardı. Çocuk Kelli'yi öldürmeye çalışıyordu. ''Hey hey hey ağar ol bakalım.''dedim çocuğa. Nefes nefese kalmıştım çocuk arkasını bile dönmeden devam etti. Sinirlenmiştim kimse benim arkadaşlarımı öldüremez en azından tekrar değil. Kılıcımı çekip çocuğun önüne geçtim.''hey napıyorsun çekil önümden o bi canavar''dedi çocuk. Çocuğu ittirdim yere düştü. Arkamı dönüp Kelli'ye sarıldığım sırada kız arkadan geldi ve hançerini tam Kelli'ye saplayacakken Kelli'yi arkama çektim ve hançer benim bacağıma saplandı. Kız şaşkınlıktan dondu kaldı. Birkaç kampçı da vuraya toplanmıştı.'' Adriene revire gitmemiz lazım''dedi Clarise. ''Acımıyor. Şimdi burdan defolun''dedim. Lanet olsun ki hiçbiri gitmedi. Umursamadan Kelli'ye döndüm ve tekrar sarıldım. ''Kraliçem iyimisiniz bence kız haklı bi revire gidin isterseniz''dedi kelli yarama bakarak. ''Hayır Kelli iyiyim. Sen neden geldin.''dedim. Bu gözlerden rahatsız olmuştum. Hemen araya sisten bi duvar çektim. ''Bob efendim o çok ağır yarası var sizi görmek istiyor''dedi Kelli. Bob.''hadi gidelim''dedim ve gölge yolculuğuna başladım. Belkide babamla araları tekrar açılmıştır çünkü eskiye dayalı bi anlaşmazlıkları varda. Gözlerimi açtığımda Bob karşımda yaralı bir şekilde yatıyordu. Babam da yanındaydı. ''Ne oldu burda''dedim endişeyle. ''Güney Titanı saldırdı''dedi babam. ''Bob...''dedim gerisi gelmedi. ''Kelli git ona ambrosia getir. Benim görülecek bir hesabım var.''dedim. Hışımla kanatlarımı açtım ve Güney titanına doğru uçmaya başladım. Onu bulduğumda o da yaralıydı ama pek bir şeyi yoktu. Kılıcımı çektim ve öfkeyle Titanın arkasından tan kalbinin ortasından kılıcımı geçirdim. Ölmeden önce bana lanetler okurken yüzüne tükürdüm. ''Her doğdunda bu suratla karşılaşacaksın. Her seferinde seni geberticem''dedim. Mal mal güldü''kehanet var. O kehanet senin kaderini belirlicek.''dedi. Altın toza dönüşmeden öncede veni lanetlemeyi unutmadı tabi. Yanımda bir çocuk belirdi. ''Senin burda ne işin var''dedi Nico. ''Asıl senin burda ne işin var''dedim tereddütle. Hades'in oğlu olabilir ama burası babamın bölgesi. ''Ben gidiyorum geliyormusun''dedim. Fazla yorulmuşa benziyordu. ''Tamam. Ama nasıl''dedi. Kanatlarımı açtım ve hafifçe salladım. ''Ama ben daha senin kimin kızı olduğunu bilmiyorum.''dedi.''Tamam. Ben Adriene Tartarus'un kızı''dedim ve şok oldu. Babamların yanına vardığımızda Bob'un yaralarını sarmışlardı ama hala kötü durumdaydı. ''Bob!?''dedi Nico hem şaşırmıştı hem de kızmıştı. ''Bunu ki-''diyecekti diyemedi sözünü kestim.''Kuzey Titanı''dedim. ''Senin burda ne işin var Hades'in Oğlu''dedi babam. ''Şey...Lord Tartarus kızınız empousaya sarılıp bacağından yaralanınca takip ettim.''dedi çekinerek. Babam önce bana sonra bacağımdaki yaraya baktı.''Merak etme baba onca dersten birşeyler öğrendim. Acıyı hıssetmiyorum''dedim bıkmışçasına. ''Hadi gidelim gölge çocuk''dedim. Başıyla onayladı.Tam o sırada Bob bize seslendi''Percy ve Annabeth'e benden selam söyleyin.''dedi. Nico bileğimi tuttu''temas yok''dedim ve ardından Nico'nun ceketinin ensesinden tuttum. ''Sizi görmeye gelicem''dedim ve gölgelere karıştım.
//ELİZABETH //
Afrodit masasında yemek yiyiyorduk o sırada gazinoya doğru yürüyen Adriene'yi gördüm. Ayağa kalktım ve ona doğru yürüdüm. Tam o sırada bir çığlık geldi. Adriene thalianın ağacına doğru koşmaya başladı tabii bende arkasından. Oraya vardığımda Adriene bir empousaya sarılıyordu. Gitmemizi istedi ama hiç kimse yerinden kıpırdamadı. Tam şoku atlattığımızda bu sefer araya sisten duvar çekti ardından duvar kayboldu ve arkasında kimse kalmadı. O sırada gözlerim en arkadaki Nico'ya takıldı tam o tarafa gidiyordum ki gölgelere karıştı. Of bunlar neden hep kayboluyor bi yakalayamadım gitti. Sonunda pes edip gazinoya geri döndüm ve zorunlu olarak Drew'i dinlemeye başladım. Gerçekten bu kızdan nefret ediyordum hatta kardeşim olduğuna bile inanamıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇUKUR'UN KIZI [NİCO Dİ ANGELO]
RandomSavaş yaklaşıyor. Düşmanlar yeniden doğuyor. Peki hangileri hayatta kalabilecek. Bir seçim yapmak zorunda. O seçim onu ya yaşatacak ya da yok edecek.