Hadi yine iyisiniz :D
Bölüm şarkısı : Cher Lloyd - Swagger Jagger
Multimedya : Eda
Tam bir şey söyleyecektim ki ringin sol tarafından gelen bir kız dikkatimi çekti. Sanırım bu dövüşeceğim kişi yani Eda’ydı. Vay canına. Düşündüğümden daha güzeldi ve aynı zamanda beni ringle fantezi ettirebilecek gücü var gibiydi. Yavaşça bana yaklaştı. Tam elimi uzattığım sırada…
Tam elimi uzattığım sırada arkasından bir çocuk yaklaştı ve onu öptü. Sanırım sevgilisine şans öpücüğü vermişti. Eda da onu öptü ve bana doğru döndü. Elini uzattı ve selamlaştık.
-Selam. Ben Eda. Sen sanırım şu yeni gelen kızsın. Adın neydi? Mm…
- Alex. Adım Alex.
Benimle dalga mı geçiyor yoksa gerçekten mi hatırlayamadı anlamadım. Biz öylece birbirimize bakarken hakem ringin ortasına geldi ve kuralları saydı. Geri sayımın bitmesiyle sol yanağımda büyük bir ağrı hissettim. Gerçekten de güçlüydü. Ama bende bunu yanına bırakmazdım. Ayağımla bacağına vuracakken ters köşe yapıp çenesine vurdum. Yalpalayarak yere düştü. Tam üstüne oturacakken ayağını göğüs kafesime geçirdi. Zemine yapıştım. Nefesim kesilmişti. Kahretsin nasıl unuturum. Bende astım vardı ve ilacım yanımda değildi. Şuan kıpkırmızı olduğuma yemin edebilirdim. Ama bu işi almam gerekiyordu. Yavaşça ayağa kalktım. Eda arkasını dönmüş seyircileri selamlıyordu. Ona doğru hızlı adımlarla yürüdüm ve kaburga kemiklerine tekmemi salladım. Neye uğradığını şaşırmıştı. İlk önce dengesini kaybetse de kendini topladı ve üstüme doğru geldi. Yumruğunu yanağıma geçirecekken hakem sürenin bittiğini işaret ederek yanımıza geldi ve bizi ayırdı. Eda ölümcül bir bakış atarak aşağıya indi. Patron yanıma geldi ve kulağıma eğilip
-Haklıydın ufaklık. Seni istiyorum hem de çok istiyorum.
Yani işe alındım mı bakışımı yaptım o da kafasını salladı. Şuan çığlık atabilirdim ama seyircilerin benim adımı haykırıp alkışladıklarını gördüm. Coolluğumdan ödün vermeyerek önlerine gittim ve onları selamladım. Bu gayet iyi bir başlangıçtı. Ama eğer patrona astım hastası olduğumu söylersem işimi elimden alabilirdi. Tabi bunu istemeyiz değil mi? Hem idare edebilirdim. Onu benden vazgeçemeyecek hale getirdikten sonra söylerdim. Şimdi sırası değildi. Aşağıya inip patronun odasına gittim. İçeri girdiğimde Eda’nın da orda olduğunu gördüm. Eda’nın karşısındaki koltuğa oturdum. Yanında sevgilisi olduğunu tahmin ettiğim çocuk vardı. Gerçekten yakışıklıydı. Ama Eda bana çok farklı bakıyordu. Benden tiksiniyormuş gibi. Sessizliği bozan patron oldu.
- Alex, Eda’yı tanıyorsun. Bugün onun karşısında gerçekten çok iyi iş çıkardın. Uyumunuz gerçekten harikaydı. Ve birlikte çok şık duruyordunuz. Seyircilerin gözlerine hitap ediyordunuz adeta. Zaten bundan sonra daha yakın olacaksınız çünkü ikiniz artık ikili dövüşlerde yer alacaksınız.
-NE? – NE? – NE?
Üçümüzde aynı anda söylemiştik bunu. Ağzım bir karış açık kaldı. Lafa ilk giren Eda oldu.
-Ben bu eşcinsel bozuntusuyla asla takım olmam. ASLA.
Kalbimi kırmış mıydı? Evet.
-Ben eşcinsel bozuntusu değilim. Eşcinselim ve senin gibi hastalıklı biriyle takım olmam.
-Ne hastalığından bahsediyorsun sen be.
-Homofobi tabi ki. Sen homofobiksin ki bu hastalık olarak kabul ediliyor.
-Hah daha ilk gününden bana patronluk mu taslıyorsun sen ha?
-Ne münasebet. Patron karşında oturuyor. Hem beni işe alan sen değilsin, o. Eşcinsel olmamın bir şey değiştirmediğini söyledi. Yani sen benim seçimlerime karışamazsın.
Patronun beni desteklemesi için ona baktım. Göz kırptı ve devam etti.
-Alex haklı. Eşcinsel veya değil. Bu seni ilgilendirmez. Ha yine de onunla takım olmam diyorsan en baştan başlarsın. Yani şuan ki maaşının yarısıyla ve daha kötü dövüşçülerle çalışırsın. Alex bu senin içinde geçerli, eğer kabul etmezsen kovulursun. Ama eğer kabul ederseniz her dövüşte 2000 lira kazanırsınız. Siz bilirsiniz.
Eda’ya baktım ve kararımı söyledim.
-Ben varım.
Eda’nın bunu beklemediği belliydi. Sevgilisi patrona çıkışmaya başladı.
-Ben sevgilimi bi pislikle yan yana çalıştırmam.
Eda onu susturdu ve ilk önce bana sonra patrona baktı ve
-Ben de varım. Sanırım ona katlanabilirim, dedi. Anlaşmayı imzaladım ve patrona kalacak yerim olmadığını söyledim. İlk ikili dövüşü kazanırsak bana bir ev vereceğini söyledi. Kafamla onaylayıp ayağa kalktım. Başımla Eda ve çok değerli sevgilisine(!) selam verdim. Sallanarak odadan çıktım. Dışarıya çıkıp derin bir nefes aldım ve otele doğru yürümeye başladım. Artık bana gereken tek şey şanstı. Büyük bir şans.
----------------------------------------
Eda’nın ağzından:
Başıyla bizi selamladıktan sonra poposunu sallayarak odadan çıktı. Tanrım ne kadar ukala, seksi, havalı, seksi, kendini beğenmiş, seksi ve dik kafalının tekiydi. ( her söyledin 2 kelime arasında seksi dediğinin farkında mısın acaba ?) Ah yine mi sen. Bu benim canımdan çok sevdiğim(!) iç sesim. Cnm bnm. Yavaşça ayağa kalktım. Patrona selam verip Can’ın elini tuttum ve odadan çıktık. Ha bu arada Can benim sevgilim olan çocuk. Çok yakışıklı bir kas hayvanı. Aslında onu sevmiyorum ama herkes bizi yakıştırıyor. Önemli olan bu. Ama şu Alex geldiğinden itibaren bir şeylerin ters gittiğini anlamıştım. Can onun eşcinsel olduğunu duyduğu anda onu benden uzaklaştırmaya çalıştı. Hayır, homofobik değildim ama çevrem öyleydi ve sevgilim. Bu yüzden bende ona soğuk davrandım. Aslında tanışmayı çok istiyordum. Ve aynı zamanda aşırı afetti. Saçları, fiziği. Harikaydı. Onunla tanışma fırsatım olacağından emindim. Can yarın işi gereği yurt dışına gidiyordu. Babasıyla birlikte çalışıyordu. Ne iş yaptıklarını hiç söylememişti. Birkaç defa sordum ama sonra sıkıldım ve sormayı bıraktım. Beni ilgilendirmezdi. Alex’i evime davet eder olanları anlatırdım. Tanışırdık yani. Ben bunları düşünürken çoktan evime gelmiştik. Can’a kalmak isteyip istemediğini sordum. Beni kucağına alıp kapıyı açtı ve odama doğru yürüdü. Beni yatağa bırakıp üstüme çıktı ve öpmeye başladı.
2 saat sonra:
‘‘Alex seni istiyorum’ ‘Ben de seni istiyorum’ Alex vücuduma dokundukça titriyordum. O beni deli ediyordu. Üstüne çıkıp onu öpmeye başladım. Çok güzeldi. Can bana böyle şeyler hissettirmiyordu. Göğüs kafesinde aşağıya doğru öperek iniyord…’’ Yataktan fırlarcasına kalktım. Can üstsüz bir şekilde yanımda yatıyordu. Demek ki rüyaydı. Ahh bu kadar heyecan beni susatmıştı. Mutfağa inip bir bardak su aldım ve salona geçtim. Neden böyle bir rüya görmüştüm ki. Bu çok anlamsızdı. Ben eşcinsel değilim. Asla da olmam. Ama neden öyle davranıyordum. Ona karşılık veriyordum. Kahretsin ki beni etkilemişti hem de fazlasıyla. Ama ben ilk defa böyle bir şey hissediyorum. Yani ilk defa sevgi kelimesinin içimde kıpırdadığını hissetmiştim. Alex bana baktığında kalbim saatte 100km yapmıştı. Bu gerçekten fazlaydı. Koltuğa uzanıp suyumu içtim ve gözlerimi kapatıp yarını düşünmeye çalıştım.