Biliyorum biliyorum. Çok beklettim ve kısa oldu.Kabul ediyorum. Ama evde internetim bulunmuyor ve bende bölümleri hazırlayıp imkan buldugum zamanlarda yayınlayabiliyorum. Lütfen beni affedin. Bir de size 2 ufak soru.
1) Emily/Alex yada Alex/Eda ?
2 Emily'yi daha sık görmek istermisiniz veya karakterimizden hoşlandınız mı?
Ve beğenmediğiniz yerleri yorum veya mesaj yoluyla iletirseniz sevinirim. You are the Sunshine of my heart adlı hikayeme göz atın pls. Sizi seviyorum. Buyurun okuyun sevgililerim.
Bir şort.(tabi ki kıçımın neredeyse dışarıda olduğu bi şort) ve salaş bir tişört. Tekrar aşağıya indim. Uzanıp gözlerimi kapadım. Uyumakta pek zorlanmamıştım. Gözlerimi kapadığım gibi uykuya daldım.
Yatağımdan yavaşça kalktım ve telefonumu alarak aşağıya indim.Koltukta uyuyan Alex'i gördüm.Ah melek gibi uyuyordu.Onu uyandırmadan öpebilir miydim ? Herneyse kendine gel Eda.Senin bir sevgilin var.Tekrar yukarı çıkıp düzgün birşeyler giydim ve evden çıkıp pastaneye doğru yürüdüm.
Gözlerimi zorlukla açabildikten sonra telefonuma uzanıp saate baktım.Kahretsin 9 olmuş ve ben daha bu evdeyim.Ah yerimden doğruldum.Hayır belim falan tutulmadı.Aksine koltuk yumuşacıktı ve bulutların üstünde gibiy..Ah lkendine gel dostum.Başımı sallayıp yukarı çıktım.Eda'nın odasına girdim.Eda yoktu.Nerede olabilirdi ki.Oww sanırım işi çıktı ve gitti.Ve bana kibarca uyanınca git demek istedi.Güzel.Tamam.Hemen.Dün geceki giysilerimi giydim ve banyoya girip işlerimi halletim.Aşağıya indim ve botlarımı giydim.Elimi kapıya uzattığım sırada kapı açıldı ve Eda karşımda belirdi. ''Eee geçmeme izin yok mu ?'' Şaşkınlıkla kenara geçip elindekileri masaya koymasını izledim.Bana döndü.Gözleri vücudumda ve botlarımda gezdi."Nereye Black Angel ?" "Seni daha fazla rahatsız etmek istemiyorum. Zaten dün gece burda kalmışım. Bir de sabahını mahvetmeyeyim." "Saçmalamayı kes ve botlarını çıkar." Cevap vermeden botlarımı çıkarıp kenara koydum. Elimden tutup mutfağa sürükledi. "Üstümü değiştirip geliyorum." Parmaklarımla masada ritim tutarken ayak sesleri geldi ve Eda karşımda belirdi. "Ah unutmuşum sende üstünü değiştirsene" Yavaşça yerimden kalkıp yukarı çıkmaya başladım. Arkamdan bir çift gözün beni izlediğini hissetmiştim. Ve bana Black Angle demesi.
Burnuma gelen kokuyla Eda'nın mutfağa koşması bir olmuştu. Ben gülme krizine girmişken Eda asık suratıyla yanıma geldi ve yere çömeldi. Sabahtan beri kek yapmaya çalışıyorduk ama 5 denemenin de sonucu yanmış parçacıklardı. Kahvaltıyı hazırlamak bile 1 saat sürmüştü. Şimdiyse oturmuş Battleship izliyorduk. Eda aniden ayağa kalktı ve televizyondan rastgele bir müzik kanalı açıp dans etmeye başladı. Bana yaklaştı ve elimden tutup ayağa kaldırmaya çalıştı. Birkaç direnme hareketinden sonra pes edip ayağa kalktım ve saçma hareketler yapmaya başladım. Şarkı her 2 dakikada bir değişiyor bizde yakalamaya çalışıyorduk. Slow bir parça çalmaya başlayınca Eda sağ elini belime, sol eliyle de sağ elimi tuttu ve dans etmeye başladık. Çevremizde dönüyorduk. Eda ayağını masaya çarptı ve tam düşecekken belinden tutup kaldırdım. Yüzlerimiz birbirine çok yakındı. Eda daha da yaklaşmaya başladı. Tam o sırada aklıma gelen şeyle kendimi toparladım ve Eda'yı kaldırıp elini bıraktım. "Ben gitsem iyi olucak." "Ama eğleniyorduk.Ne oldu ki birden ?" "Seninle alakası yok. Sadece gitmek istiyorum. Istersen sonra tekrar uğrarım." "Tamam sen bilirsin. Ve bugünki hersey için teşekkür ederim. Hayatımda hiç bu kadar eğlenmemiştim." "Benim için zevk. Neyse sonra görüşürüz." Botlarımı da giyip evden çıktım. Koşarak nereye kadar gittim bilmiyorum. Sonra bir bara girip yanımdaki ne içiyorsa ondan söyledim.
Sabah feci bir baş ağrısı ile uyandım. Gozlerimi ovusturdum ve etrafa bakındım. Bir dakika. Burası benim odam değil. Ve aşağıdan gelen kadın sesinin de komşum olmadığına eminim. Ama sanki tanıdık geliyordu. Kapının aniden açılmasıyla irkildim. Sonra kafamı kaldırıp gelenin kim olduğuna baktım. Siktir. Bakalım şimdi ne yapacaksın Alex.