Bölüm 15 - Buraya Kadar

474 14 7
                                    

Gözlerimi yavaşça açıp ışığa alışmaya çalıştım. Neredeyse yataktan düşecektim. Kafamı hafifçe kaldırdığımda teyzemin orda olduğunu tahmin etmediğim için korkuyla yere düştüm. Teyzemin kahkahalarını duymazdan gelerek ayağa kalktım ve söylenerek lavaboya gittim. Bunu bana küçükken de yapardı. Uyurken 100 farklı şekle giriyordum ve o bunu oyun haline getirmişti. İşlerimi halledip odama geldiğimde teyzemin aşağıdan seslendiğini duydum. Üzerimi giyinip aşağıya indim. Yine güzel bir kahvaltı hazırlamıştı. Masaya oturup salatalıkları sıra sıra mideme gönderirken cebimdeki titreşimle çatalı bırakıp telefonumu aldım. Eda mesaj atmıştı. Bugün beni işe bırakacakmış. Evet, güzel bir sabah olacağını söylemiştim. Mesaja cevap yazıp telefonumu cebime koydum. Teyzem karşıma oturup çayını içmeye başladı. “Alex, Serdar seni görmek istiyormuş, müsait olduğun bir gün haber ver olur mu?” “Olur teyzecim.” Konuyu daha fazla uzatmadım çünkü teyzem zorlu bir boşanma süreci geçirmişti ve Serdar’ın ismini duymayı pek sevmiyor. Her ne kadar ayrı olsalar da Serdar beni çok seviyor ve her fırsatta buluşup bir şeyler yapıyoruz. Ve evet, ona adıyla hitap ediyorum, o öyle istiyor. Abi gibi kelimeleri fazla ciddi buluyor.
Salondaki mavi koltukta yayılmış Eda’yı bekliyordum. Kulağıma gelen korna sesiyle kendimi koltuktan aşağı atıp kapıya koştum, ayakkabılarımı giyip teyzeme selam verdim ve hınzır gülümsemesini görmezden gelerek kapıyı açıp merdivenlere yürüdüm. Aşağıya 2’şer basamak inerek arabanın yanına gittim. Kapıyı açıp oturdum ve Eda’ya döndüm. Tam yaklaşıp öpecektim ki suratının asık olduğunu gördüm. Ben sormadan arabayı çalıştırdı ve konuşmaya başladı. “Bugünlerde Can’ı gördün mü?” “E-evet. Dün kafedeydi. Neden?” “Seninle konuştu mu?” “Hayır, yanına bile gitmedim. Neler oluyor Eda? Korkutma beni.” “Can bir şeylerin peşinde Alex.” Güzel bir sabah mı
demiştim? Erken konuşmuşum. “Ortak arkadaşlarımızdan biri bu aralar Emily adında bir kızla sürekli buluştuğunu söylüyor.” Emily ismini duyunca aniden Eda’ya döndüm. O da bu kadar ani bir hareket beklemediğinden şaşkınlıkla bana baktı. “Emily mi?” “Evet. Tanıdığın birimi?” “Hayır, hayır, o olamaz, dünyadaki tek Emily o değil.” Ben sayıklarken Eda arabayı kenara çekip ellerimi tuttu. “Alex. Kendine gel. Anlat, tanıdık mı?” “Bilmiyorum, ben. Ahh, benim Emily adında bir sevgilim vardı.” Yaşanan her şeyi anlatıp gözlerimi ellerime odakladım. Eda derin bir nefes alıp arkasına yaslandı. “Bugün izin alıp işe gitme. Konuşmamız gereken çok şey var.” Kafamı sallayıp telefonumu elime aldım. Cemre’yi arayıp hasta olduğumu söyledim. Sorun olmayacağını söyledi ve geçmiş olsun dileklerini iletip kapattı. Eda arabayı sürmeye başladı.

Yazarın ağzından;
Can cam kenarında ki masaya yerleşip Emily’yi beklemeye başladı. Eda’dan ayrıldıktan sonra Alex’e bunu ödetmeyi aklına koymuştu ve şanslıydı ki Alex’in başında büyük bir dert vardı. Onun hakkında ki her şeyi araştırıp, onu tanıyan herkesle konuşmuş, en sonunda da Emily ile tanışmıştı. Bir aksilik olmazsa Alex kısa zamanda hayatlarından çıkacaktı ve Eda’yla tekrar mutlu olacaklardı.
Emily kafeden içeri girip gözleriyle Can’ı aradı. Gördüğünde el sallayıp yanına gitti ve karşısında ki sandalyeye oturdu. “Geç kaldığım için özür dilerim. Alex’in annesiyle buluştum.” “Ne öğrendin?” “Kadın kızını kandırıyormuş. Alex babasını uyuşturucu satıcısı olarak biliyordu ama asıl kaçakçı annesiymiş. Kocasının sabıkası olduğu için onun üstüne atıyormuş ve nasıl oluyorsa kurtuluyormuş. Beni kaçırıp yaralayanda kadınmış. İnandırıcı olması için kendini bıçaklattırdığına inanamıyorum.” Can şaşkınlıkla Emily’yi dinliyordu. “1 hafta kadar ortalıklarda gözükmeyelim, sonra Alex’in işini bitiririz.” Emily kızgınlıkla Can’a döndü. “Onu öldürmeyeceğini söylemiştin. Anlaşmada öldürmek yoktu.” “Ben sözüme sadık biri değilim. Önceden öğrenseydin keşke.” Can sırıtarak Emily’ye baktı. Emily sinirle
kalkarak son kez ona baktı ve hızlı adımlarla kafeden çıktı. Can’a izin veremezdi. Bunu onsuz halledecekti. O Alex’e zarar vermeden Eda’yı ortadan kaldıracaktı.

Eda’nın ağzından;
Alex’i uyandırmamaya dikkat ederek koltuktan kalktım. Mutfağa gidip bir şeyler hazırladım ve salona geri döndüm. Tekli koltuğa oturup Alex’in mavi koltuğa ne kadar yakıştığını düşündüm. Gerçekten bu kadar çabuk hayatıma gireceğini tahmin bile edemezdim. Her şey çok ani oldu. Onu görmem ve ona âşık olmam. Şimdiyse hayatımız tehlikede ve ben ne yapacağımı hiç bilmiyorum. Ayağa kalkıp bir kâğıda yarım saat sonra döneceğimi yazdıktan sonra masanın üzerine bıraktım. Alex’e yaklaşıp kokusunu içime çektim ve saçlarını öptüm. Hazırlanıp dışarı çıktım.

Alex;
Yavaşça yattığım koltukta doğruldum. Koluma baktığımda yastığın iz bıraktığını görüp gülümsedim. Masanın üzerindeki notu alarak okudum.  Demek yarım saat. O zamana kadar kendime gelmiş olurum sanırım.

Eda;
Kapıyı son kez çaldım ve merdivenlerden inerek umutsuzca etrafa bakındım. Can’ı görmeye gelmiştim ve onunla konuşacaktım. Sondan ikinci basamağa oturup telefonumu çıkarttım. Can’a mesaj atıp buraya gelmesini söyledim. Onaylayıp 10 dakika sonra orada olacağını söyledi. Telefonu cebime koyacakken ekranda Alex yazısını gördüm.

Alex;
40 dakika. Tam 40 dakikadır Eda yok. Sanırım arasam iyi olacak. Rehberden ismini bulup aradım ve beklemeye başladım. “Efendim sevgilim?” “Nerdesin Eda? Tam 40 dakika oldu. Lütfen yalan söylemeye kalkma.” “Can’ın evine geldim. Onunla konuşmam gerek.” “Ne? Nasıl böyle bir şeyi bensiz yaparsın? Ya sana zarar verirse Eda?” “Merak etme lütfen. Bir şey yapacağını düşünmüyorum.” “Bende geliyorum.” “Hayır, gelmiyorsun Alex.” Telefondan gelen araba sesini duydum. “Bana bunu yapma. Sana zarar verirse ben yokum Eda. Anla beni.” Bir süre telefondan ses gelmedi. Sonra ince bir kız sesi duyuldu. Sanırım Eda’yla konuşuyordu ama ne dediğini anlamıyordum.
Eda;
Aniden önümde lacivert bir araba durdu ve içinden benim yaşlarımda bir kız çıktı. Gülümseyerek yanıma doğru geldi. Aramızda 15 cm kala durdu ve elini beline yöneltti. “Adın Eda olmalı değil mi?” Şaşırmış bir şekilde ona bakarken elindeki silahı bana doğrulttu. “Benim ki de Emily. Tanıştığımıza sevindim.” Son duyduğum ise acı bir silah sesi oldu.

Alex;
Telefonun diğer ucundan Emily ismini duyduğumda şoka girdim. “Eda neler oluyor orda. Lütfen kaç, yalvarırım.” Eda’nın sesini duymayı beklerken, tek duyduğum tek el silah sesiydi.

**********
Bu kadar beklettiğim için özür dilerim. Ailevi sebeplerden dolayı bir süredir bölüm yazamıyordum. Bu hikâyeyi 20 bölümde bitirecektim ama ne olduysa ilerleyemiyorum. Bu bölümde takılıp kaldım ve final yapmayı düşündüm. Aranızda üzülenler vardır belki, hikâye tamamen bitmeyecek. Bildiğiniz gibi bir hikâyem daha var.(You are the Sunshine of My Heart). Ona da devam edemiyorum, cidden tıkandım. Bu yüzden yeni bir hikâye yazmayı düşündüm. Böylelikle belki diğer hikâyelere devam edebilirim. Yeni kitabın adı “Chocolate” olucak. Başrolde Lily Aldrigde ve Gigi Hadid var. Söz veriyorum bu hikâye daha düzenli olucak. Şuan bölüm isimlerim hazır. 1 ya da 2 hafta içinde ilk bölüm yayınlanır. Umarım beğenirsiniz. Sizi seviyorum.
Mesaj atmak isteyen çekinmesin. Her konuda, herkesle konuşabilirim. Tanışmak isterseniz mesaj atın

I Promise You ⚢Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin