TORTURE >JJK-•••

12. BÖLÜM

Sabah uyanır uyanmaz karşımda Jungook'u görmüştüm .
Ne güzel bi gün...
Şanslıyım ki uyuyordu . Yoksa sabah sabah hiç çekemem onu .

Kalktım ve kol saatime baktım
Saat henüz 8 di .oturur pozisyona geldim ve öylece bekledim .
Biraz sonra yanımda duran çantadan kıyafetlerimi aldım ve giyisi çadırına gittim . Bu çadır biraz büyüktü bizimkilerin aksine . Sıra sıra burada giyiniyorduk . Şu an henüz sıra yoktu .

3-4 kişiden sonra içeri girdim ve üstüme siyah şort ve birde salaş bir t-shirt giyip çıktım .

Çadıra geri döndüğümde Jungkook uyanmıştı . 
Pikemi düzeltip üstüne oturdum ve telefonu elime aldım .
Tam açarken Junkook;

"Burası orman aptal . Telefonun çekmez ." Dedi .

Doğru... ah sabah sabah uykulu aklıyla nasıl hatırlıyım hem?!
Bide aptal diyo , gerizekalı .

Şu kamp bi an önce bitsin ve ben burdan , şu yanımdaki caniden kurtuluyum yoksa ölücem ! Canımı çok sıkıyor .

Dün yaptığı şeyler zaten ... ah neyse işte .
Şu an intarnet yok... yapıcak bir şey yok.. Jungkook la aynı çadırdayım... ormandayım...
Ve aslında Danbi var! Yanına gitmeliyim .
Çadırdan çıkmak için yerimden kalktım .

Çadırdan tam çıkarken Jungkook'un sesini duydum
"Hey Hei.... okula yeni bir öğrenci gelecek ."

"Huh?"

Okula yeni  öğrenci gelmesi beni pek alakadar etmezdi . Bu sinsi tavşanla da konuşmak istemezdim . O yüzden çadırdan çıkmak için çadırın fermuraını açtım . Yine tam çıkarken seslendi Jungkook .

"Park Jimin . O geliyormuş okula . Aah tanrıığğm"

Son kelimelerini kız gibi dalga geçerek söylemişti .

Park Jimin... bu isim çok..... ımm nasıl desem sanki tanıyomuşum gibi.. ama alakam yok buna eminim

"Bu beni ilgilendirmez . Okula sürekli yeni öğrenci geliyor. Hepsini teker teker kontrol etseydim , ilgilenseydim ...... ilgilendirmiyo işte"

"Emin misin Hei?"

"Evet"

"Jimin'i nasıl tanımazsın? Ah...o şerefsizin bu okula geri dönmesi için sabırsızlanıyorum ."

Ne ? Neden böyle diyordu ki?
Park Jimin'le olan bi anlaşmazlığı olmalı...

Jungkook'u daha fazla dinlemiyip çadırdan çıktım ve Danbi'nin çadırına doğru yürümeye başladım .

Danbi beni soru yağmuruna tutucaktı yine dimi? Ah ölücem bir gün...
Aslında biraz delirtsem güzel olabilirdi ?

Çadırdan içeri girdim ve Danbi'nin yanına oturdum . Şu an tekti . Danbi bana o sinsi soru gülüşünü atınca kendisinin kaşındığını düşünerek rol yeteneğimi takındım ve söze başladım .

"D-Danbi...ben... ah" kafamı eğdim ve devam ettim . "Şey...'

Danbi'nin yüzü ciddileşmişti . Tanrım... neden böyle aptal ?! ÖLÜCEM AHAHAAH

"Hei ne oldu ?" Diye sorduğunda ,  Danbi konuyu değiştirmek için acemice tekrar konuştum "ı-ımm... aaa bu çadırın fermuarı mavi? Bizimki yeşil ya . Değişik demekki fermuarlar" şu an ciddi olsaydım bu konunun iğrençliğinden ve acemiliğinden kendimi asabilirdim !

"Danbi? Güzelim? Kafana sıçan mı oturdu senin? Ah saçmalamayı kes ne oldu ?... bekle... DANBİ!? JUNGKOKK LA AYNI ÇADIRDA KALDINIZ AĞH DELİRİCEM ANLAT HEMEN NE OLDU!?"