4.Bölüm- Mesajcı Hödük

111 14 6
                                    

"HADİİ! GÖZDE KALK ARTIK."

Evet yine uyandım hemde annemin sesiyle. Ben alarm kurmuyorum uyanmıyım diye kadın aşağı kattan beni uyandırıyo. Bu adalet mi hayat. Where is the Adalet. (Biliyorum çok saçma.)

Peki ne yaptım tabiki kalktım. Sonra rutin işleri halledip mutfağa indim.
Kokusunu yukarıdan bile aldığım çikolatali muzlu pankek. Allahım sanırım sana geliyorum. Anneme günaydın öpücüğünü verip mesaja oturdum. Hemen önüme çikolata, muz ve pankek alıp yemeğe başladım.
Doyunca yukarı çıkıp dişlerimi fırçaladım. Sıra kıyafet seçmekte.

Bugün dedektiflik günü. Bana mesaj atan hödüğü bulma günü. Kıyafetlerim ona uygun olmalı. Yani siyah olmalı. Bu arada en sevdiğim renkte mordur. Bilin istedim.

Üzerime dizi yırtık siyah kot pantolonumu ve Teen Wolf'lu hudimi giydim. Şapkası olması işimi görür. Son olarak saçlarımı bağlayıp gözlüklerimi taktım. Ayakkabılarıda giydik mi tamam.

"Anne ben çıkıyorum. Geç gelebilirim Açelya'lara gidicem. Merak etme."

Yalan. Bugün tüm günüm okulu gözlemlemekle geçicek. Araştırma, soruşturma, takip filan derken geç kalabilirim. Ama annemin bunları bilmesine hiç gerek yok.

Geçen seferki dolmuş saçmalığından sonra akıllanan biz durağa erken gitme kararı aldık. Ama sadece aldık, uygulama desen 0, çünkü beklenilmesi gereken bir Yaman Uluer var.

Yaman'ı 8384685 saat beklemizden sonra Ali amca (Yaman ve Atlas'ın babası) bizi okula bırakmaya karar verdi. Çok yaşa Ali başkan.

Ali başkan bizi okula bırakır bırakmaz koşarak kampüslere ilerledik. Sınıfa girdiğimde morak katsayım eksilere düştü.

Bizim Atlas'la oturduğumuz sıranın önüne bir kız ordusu yığılmıştı. Way bee bu günleride mi görecektik?
Saçmalama Gözde kendine gel. Sen bir Ziyagil'sin. Doğru

İçimden bildiğim bütün küfürleri sayarak sıraya ilerledim. Peki kızlar bu savaşı siz başlattınız ben bitiricem.

"Atlas ben arkadan hocayı tam duyamıyorum, bugün ön tarafa oturalım." İçimden kıs kıs gülerken kızlar bana ölümcül bir şekilde bakıyorlardı. Korkmadım desem yalan olurdu.

Yinede deli cesaretiyle onlara dil çıkartıp sıraya oturdum. Atlas bişeyler olduğunu anladığı gibi bana döndü.

"Gözde, ne yapıyorsun dünden beri. Garip garip hareketler, konuşmalar filan ne oldu hemen söyle." Aha şimdi yedik ayvayı. Düşün Gözde düşün.
Buldum.

"Ya benim aslında bira..." Cümleyi tamamlayamadan Atlas kendi kendine konuşmaya başladı.

"Dünkü araba olayı yüzünden böyle davranıyor. Birşey oldu. Kafasını filan çarpmış olabilir mi? En iyisi revirde bir kontrol ettirmek." Kaşlarını çatıp alt dudağını ısırmaya başlayınca sinirlendiğini anladım. Konuyu düzelt Gözde konuyu düzelt.

"Duyuyorum Atlas. Hem hiçbir şeyim
yok benim. İki dakikada kıyamet senaryosu yazdın bir sakin ol. Sen o araba meselesini takma kafana en kısa zamanda mükemmel bir planla karşındayım." Atlas'ın yüz ifadesi yumuşarken rahatladım. Sorun halloldu. Ama sadece kolay sorun halloldu.

Doğru birde zor sorun var. Şu salak mesajcı hödük. Şimdi okulu Açelya ile turlasam. Hödüğe mesaj atsam telefonu titreyen yada telefona bakan kimse mesajcı hödük  o olabilir. Baya iyi plan haa! Ama..
Ya aması var tabi, çocuk seni engelledi nasıl mesaj atıcaksın.
Ya bir susarmısın yazarcım?
Susmam sanane napıcan hikayeden mi atıcan?
İyice psikopata bağladım ya olmayan yazarla konuşuyorum. Neyse neyse.

Manyaklar Çetesi #wattys2018 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin