5.bölüm- Rus Ruleti

86 11 5
                                    

Medyada Açelya var.

Hocanın ağzından ders bitmiştir lafını Duyar duymaz Atlas'ın koluna yapıştığım gibi sınıftan çıkardım.

Az önce ne yaptığını sormaması için hemen konuşmaya başladım. Sorsa, söyleyecek bir nedenim yok çünkü.

"Atlas benim hemen Açelya ile konuşmam gerekiyor." Lütfen Sebebini sorma lütfen.

"Tamam bulalım ama sen sınıfını biliyor musun?"
Buda sorumu TC kimlik numarasına kadar biliyorum. Lisede bizden notlarını saklardı. Yaman ile beraber annesinden kimliğini alıp bakmıştık. O günden beri hala ezberimde.

"Tabiki biliyorum. Hemen gidelim.'' dedim.
Bizim sınıfa çok uzak değildi. Arada sadece bir otopark, mimarlık bölümü ve cafe vardı. Yani çok uzak sayılmaz.

"Bu kadar önemli olan konu ne?'' Hayır ya senin bu soruyu sormaman lazımdı. Ne diyeceğim şimdi ben.

"Şeyy..., yani aslında o şey değil, başka bir şey..., o da değil. Hani şey varya, hah işte o şey. "
Gözde elindeki malayı yavaşça yere bırak sıvadın, sıvıyacağın kadar zaten.

''Gözde ne saçmalıyorsun?" Buyur burdan yak! Bir dakika, erkekler hangi konuyu kurcalamaz.

"Ya kızsal birşey senlik bir durum yok." Lütfen inan, lütfen inan.

"Kızım baştan söylesene, bende birşey var sandım." Şuan nasıl rahat rahatladığımı bir ben, birde interneti paketi bitmişken tarifesinden hediye internet gelenler anlar. "Ama benimde Yaman' ı bulmam lazım. Sen Açelya ile işini hallet biz Yaman'la her zamanki kafede oluruz."

Elimle tamam işareti yapıp Açelya'nın bölüme doğru koşmaya başladım. Konu önemli napıyım.

Açelya'nın dersinin olduğu kata gelince hocanın kapıdan çıktığını gördüm. Yani dersleri bitmişti.
2 dakikalık beklemenin ardından sonunda sonunda Açelya sınıftan çıktı. Koşar adım yanına gidip koluna yapıştım.

"Konuşmamız gereken çok önemli bir konu var."
Açelya'nın afallamış suratına rağmen çekiştirip dışarı çıkardım. Hemen boş bir bank bulup oturdum.

"Ya Gözde ne bu telaş noluyo? En son bu kadar telaşlı olduğunda lisedeydik."

Yaman evden yumurta getirip rus ruleti oynamak istemişti. Tabi bunu yapan bizim Yaman, ne beklersin. Salak yumurtaları haşlamamış. Ben bunu oyunun sonunda öğrendim. Başladım Yaman'la oynamaya. Tabiki sonunu tahmin edebilirsiniz. Üstüm iğrenç bir şekilde yumurtayla kaplanmış ve kokuyordum. Oyun bitince ben Yaman'a söverken içeri hoşlandığım çocuk girmişti, bende o telaşla sınıfın ortasında koşturup bayılma numarası yapmıştım. O günü unutmak için beynimi komple yıkamalarına razıyım.

"Dur karıştırma liseyi. Bu konu o günü ikiye katlar öyle döver." Açelya'yı iyice meraklandırdıktan sonra konuya girdim. E bir zahmet artık kız meraktan çatlaklıcak.

"Biri bana mesaj atıyor."

"İyide bana ne bundan? Banada mesaj atıyorlar."
Ya bu kız Yaman'ın yanında dura dura iyice onun gibi salak oldu.

"Allah'ım bana akıl fikir ver. Öyle bir mesaj değil. Bilgisayar üzerinden geliyor ve kim atıyor bilmiyorum. O gün içinde ne yaşadıysam hepsini biliyor."

"Haa! Kısacası bir mesajcın var." Şükürler olsun be. Sonunda anlayan biri çıktı.

"Aynen. Seninle onu bulmamız lazım. Birde adı mesajcı değil. Mesajcı Hödük. Ben verdim ismini."

Manyaklar Çetesi #wattys2018 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin