"Hoş geldin Rüya, geç.. geç otur." Doktorum Cenan Bey bana aşılamaya çalıştığı pozitif enerjisiyle karşısındaki sandalyeyi gösterirken kapıda dikiliyordum. Ardından, üstümdeki siyah, deri cekete sıkıca sarılarak geçip sandalyeye oturdum.
"Üşüyor musun? İstersen oda sıcaklığını yükseltebilirim."
Başımı hayır anlamında sallıyorum.
"Bu, ondan bana kalan tek şey."
**
En son çardakta oturuyorduk değil mi?
Ertesi gün, hep birlikte toplanıp okula gittik. Haberin bize ulaştığı akşam, diğer ülkelerden gelenler çoktan şehre varmış, kalacakları otellere yerleştirilmişti.
"Herkes isim listesine baktı mı? Evet, çocuklar gün boyunca onları gezdirmek için bir öğretmeniniz olacak. Size düşen kısım, tüm bu tarihi tur olayları bittiğinde onların gerçekten eğlenmesini sağlamak. Anlarsınız ya.. diskolar, barlar." demişti Efsun Hoca iki elini de etrafında sallayıp dans ettiğini ima ederken.
Hepimiz gülerek onaylayıp gelmelerini beklerken okulun bahçesine yayılmıştık. Bizim dışımızda birkaç grup öğrenci daha vardı.
İsim listesinden ise uzak durmuştuk. Gelecek kişinin süpriz olması fikri hepimize nedenini açıklayamayacağım bir şekilde eğlenceli geliyordu.
Ela, uzun kahverengi saçlarını geriye doğru atarken, iri gözlerini sanki yapabilecekmiş gibi daha da açmıştı. Bazen, hala öyle yapıyor mudur diye merak ediyorum.
"Umarım bu seferki adayım yakışıklı olur." Melodik sesiyle iç çekerken, bugün için ne kadar da süslendiğini fark etmiştim.
Gelecekler olanlara 'Aday' diyorlardı çünkü herkesin amacı belliydi ve gelecek her birey onlar için birer adaydı.
Batuhan'ın sürekli alaycı çıkan sesiyle saçlarını düzelttiğini hatırlıyorum.
"Bana kız gelsin yeter. Neye benzediği gerçekten umurumda değil. Geçen seneki çocuk neydi öyle.."
Ardından sanki Çağrı'dan destek bekliyormuş gibi ona bakmıştı. O gün, her zaman giydiği düz tişörtlerden birini ve siyah pantolonunu giymişti. Her zamankinden biraz fazla yakışıklı durduğu da gözümden kaçmamıştı. Sanki o da.. diğer herkes gibi bir 'aday' bekliyordu.
"Umurumda değil benim pek." dedi o genizden gelen sesiyle. Ve daha sonra, ben hafifçe gülümserken bana dönüp göz kırptı.
Gerçekten de böyle şeyleri umursayacak bir insan değildi. Hiçbir zaman bir kızın peşinden koşması gerekmemişti. Bir kız. Yalnızca bir kız hariç.
**
"İçecek bir şey ister misin?"
Kucağımda birleştirdiğim ellerime bakarken başımı hayır anlamında salladım. Sürekli anıların peşini kovalamak.. göründüğü kadar kolay değildi.
**
Geldiklerinde hepimiz okulun bahçesindeki çimlere uzanmış kelime türetmece oynuyorduk. Buradan anlarsınız.. gerçekten beklemiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüyanın Çağrısı
Teen Fiction"Biliyor musun bir gün buradan gideceğim." Gülüyorum. "Nereye?" Düşünüyor. "Bilmem. O an nereye gitmek istersem." Tekrar gülüyorum. "Gel Rüya, gidelim buradan." "Nereye olduğunu bile söylemedin ki." "Sonsuza kadar mutlu olacağımız bir yer olsa..yetm...