Multimedia: Violetta Cararra
"Merhaba" diyerek selamlıyor doktorum beni. Bugünkü hikayesini dinlemek için beklerken. Gelişme kaydettiğimizi sanıyor. Mutlu oluyor belki benim için... Bilmiyor ki, ortada bir gelişme yok. Bilmiyor ki, anlattıklarımın benim üstümde bir etkisi olmadığını. Acıtmaktan, beni parçalara bölmekten başka bir işe yaramadığını...
Gülümsüyorum.
Belli etmeyeceğime dair söz verdim çünkü kendime. Her anlattığım anıyı, ağzımdan çıktıkları gibi geride bıraktığıma dair ikna edeceğim onu. Annemi, babamı, herkesi.. kendim dışında, herkesi.
**
Tanıştırılma faslı biter bitmez değişim öğrencilerinin hepsi kalacakları otele doğru yola çıkınca biz de her zamanki gibi Batuhanların sitesindeki çardağa gitmiştik.
"Abi, ben o kızla yapamam." diye ağlıyordu Batuhan. Hiçbir zaman grupla pek fazla ilgilenmemiştim, bu yüzden kısaca güldüğümü hatırlıyorum.
Çağrı ve diğerli ise karınlarını tutarak kahkahalar atıyordu. En çok da Çağrı gülüyordu Batuhan'ın haline. Şimdi düşünüyorum da... bir şeyler vardı yüzünde. Kahkahasıyla kırışan yüzüne, adını koyamadığım ifadelerin gölgesi de düşüyordu arada. Kahkahanın altına saklanmış bu ifadeleri geriye dönüp bakmadan fark edememişim demek ki.
"Violetta'mı paylaşırız bizde." Gülerek Batuhan'ın omzuna hafifçe vurmuştu.
Violetta'm. O zaman bile yüzüm, şu an aldığı hali almış olmalı, Fırat bana bakarak sırıtmıştı.
"Ne oldu Rüya? Kıskandın mı yoksa?"
Ona dil çıkarırken göz ucuyla Çağrı'ya baktığımda, bana baktığını fark etmiştim. Görüyorsunuz ya... klasik bir aşk hikayesi gibi durmuyor mu öykümüz? Bundan sonra da asıl kızın utanarak başını eğmesi gerekir. Ama öyle yapmamıştım. Hoş, asıl oğlanın kendini öldürmesi de yoktur böyle hikayelerde...
"Ne kıskanacağım elin italyanını." diyerek gülmüştüm sadece. Çağrı da bakışlarını başka yere çevirmişti.
"Ya hele benimki! Kız satanist gibi. Gece uykumda boğar beni.." Ela ellerini boğazına sararken ağlayacak gibi duruyordu.
"Benimkinin halini görmediniz herhalde..O çocuğun on birinci sınıf olması bir kere imkansız."
Doğrusunu söylemek gerekirse Fıratın haline gerçekten acıyorduk. Acımakta da haklıydık ya. Çocuk birden fazla kez onu uyuşturucu kullanmaya davet etmişti.
Burukça gülümserken ellerime bakıyorum. Fıratın annesinden aldığı o biçimli yüzü, mavi gözlerinden hiç eksik olmayan merak geliyor aklıma. "Rus güzeli." diyorduk ona. Batuhan sürekli onu annesinden aldığı rus genleri yüzünden kıskanırdı. Çağrı'nın ise kıskanacak bir şeyi olmadığından sanırım, bu konuya hiç alakası yoktu. O sürekli benimle ilgilenirdi. Çağrı Atay. Sürekli benimle ilgileniyordu. Kendi kendime inanamayarak bir kez daha gülümsediğimde doktorumun öksürdüğünü duyuyorum.
"Rüya? Devam etmeyecek misin?"
"Ah.. evet."
**
..O akşam onları alıp barlar sokağı diye tabir ettiğimiz yere götürmüştük. Çağrı'nın fikriydi ve akşamın sonunda kesinlikle diğer öğrenciler gibi normal bir kafeye gitmeyi yeğler duruma gelmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüyanın Çağrısı
Fiksi Remaja"Biliyor musun bir gün buradan gideceğim." Gülüyorum. "Nereye?" Düşünüyor. "Bilmem. O an nereye gitmek istersem." Tekrar gülüyorum. "Gel Rüya, gidelim buradan." "Nereye olduğunu bile söylemedin ki." "Sonsuza kadar mutlu olacağımız bir yer olsa..yetm...