I drove by all the places we used to hang out getting wasted
Sarhoş olduğumuz, tüm o takıldığımız yerlere gittim
I thought about our last kiss how it felt the way you tasted
Son öpüşmemiz hakkında düşündüm, nasıl hissettirdiğini, tadının nasıl olduğunu
and even though your friends tell me you’re doing fine
ve arkadaşların bana iyi olduğunu söylemesine rağmen
and you’re somewhere feeling lonely even though he’s right beside you
ve sen bir yerlerde yalnız hissediyorsun, o senin hemen yanı başında olmasına rağmen
when he says those words that hurt you do you read the ones I wrote you?
O sana seni inciten bu şeyleri söylerken, sen benim sana yazdıklarımı okudun mu?
sometimes I start to wonder, was it just a lie?
Bazen merak etmeye başlıyorum, bu sadece bir yalan mıydı?
if what we had was real, how could you be fine?
Eğer sahip olduğumuz şey gerçekseydi, nasıl iyi olabiliyorsun?
'cause I'm not fine at all
çünkü benim hiçte iyi değilim
the day you told me you were leaving
bana gittiğini söylediğin gün
I remember the makeup running down your face
Makyajının yüzünden aktığını hatırlıyorum
and the dreams you left behind you didn’t need them
ve arkanda bıraktığın, ihtiyacın olmayan hayalleri
like every single wish we ever made tıpkı
şimdiye kadar dilediğimiz her bir dilek gibi
I wish that I could wake up with amnesia
Keşke belleğimdeki her şey silinmiş olarak uyanabilsem
forget about the stupid little things
küçük salak şeyleri unutmak için
like the way it felt to fall asleep next to you
senin yanında uyumanın nasıl hissettirdiği gibi
and the memories I never can escape
ve asla kaçamadığım anıları
'cause I'm not fine at all
Çünkü ben hiç iyi değilim
the pictures that you sent me they’re still living in my phone
Bana gönderdiğin fotoğraflar, hala telefonumda yaşıyor
I admit I like to see them all the time I feel alone
İtiraf ediyorum, yalnız hissettiğim her zaman onlara bakmayı seviyorum
all my friends keep asking why I’m not around
Tüm arkadaşlarım neden etrafta görünmediğimi sorup duruyor
it hurts to know you’re happy and it hurts that you’re not mine
Mutlu olduğunu bilmek acıtıyor ve benim olmadığını bilmek
it’s hard to hear your name when I haven’t seen you in so long
Seni uzun zamandır görmezken adını duymak zor
it’s like we never happened, was it just a lie?
Bu tıpki biz hiç olmamış gibi, bu sadece yalan mıydı?
if what we had was real, how could you be fine?
Eğer sahip olduğumuz şey gerçekseydi, nasıl iyi olabiliyorsun?
'cause I'm not fine at all
çünkü benim hiçte iyi değilim
the day you told me you were leaving
bana gittiğini söylediğin gün
I remember the makeup running down your face
Makyajının yüzünden aktığını hatırlıyorum
and the dreams you left behind you didn’t need them
ve arkadan bıraktığın, ihtiyacın olmayan hayalleri
like every single wish we ever made
tıpkı şimdiye kadar dilediğimiz her bir dilek gibi
I wish that I could wake up with amnesia
keşke belleğimdeki her şey silinmiş olarak uyanabilsem
forget about the stupid little things
küçük salak şeyleri unutmak için
like the way it felt to fall asleep next to you
senin yanında uyumanın nasıl hissettirdiği gibi
and the memories I never can escape
ve asla kaçamadığım anıları
if today I woke up with you right beside me
Eğer bugün sen tam yanımdayken uyansaydım
like all of this was just some twisted dream
sanki bunun hepsi birkaç karmakarışık bir rüyaymış gibi
I’d hold you closer than I ever did before
Seni daha önceden tuttuğumdan daha da sıkı tutardım
and you’d never slip away
ve sen asla sıvışmazdın
and you’d never hear me say
ve asla dediklerimi duymazdın
I remember the day you told me you were leaving
Gittiğini söylediğin günü hatırlıyorum
I remember the makeup running down your face
Makyajının yüzünden akışını hatırlıyorum
the dreams you left behind you didn’t need them
Arkanda bıraktığın hayaller, onlara ihtiyacın yok
like every single wish we ever made
tıpkı şimdiye kadar dilediğimiz her bir dilek gibi
I wish that I could wake up with amnesia
Keşke belleğimdeki her şey silinmiş olarak uyanabilsem
forget about the stupid little things
küçük salak şeyleri unutmak için
like the way it felt to fall asleep next to you
senin yanında uyumanın nasıl hissettirdiği gibi
and the memories I never can escape
ve asla kaçamadığım anıları
I’m not fine at all
Ben hiçte iyi değilim.