20.BÖLÜM 'Pişmanlık'

2.7K 126 4
                                    

  İki haftadan beri Bora'nın ciddi ve aynı zamanda uyarıcı sözleri beynimde yankılanıp duruyordu. Bora'ya karşı, kendime bile zor itiraf edebildiğim duygularım hiçbir değişime uğramamıştı. Ege ile tam olarak çıkıp çıkmadığımın farkında bile değildim ki. Her yakınlaşmamızdan bir bahene ile kaçıyordum. Ama sonunda kaçamayacağım bir zaman gelecekti ve ben kesinlikle Ege'nin kalbini kıracaktım. Bundan adım gibi emindim.

  Bora'nın sözlerinin altında sanki farklı bir duygu yatıyordu. Gerçekten de ciddi olmalıydı. Ege'de bana zarar verebilecek ne olabilirdi ki? İşte asıl yanılgıya düştüğüm kısım burasıydı.

 "Ne dersin? Bugün nerelere gidelim?" Doğa'nın saçma sapan çift planları ile uğraşmak zaten beni yormuştu. Kaya'yı nasıl ikna ettiyse hep birlikte randevulaşmayı kabul etmişti. Kaya ve Doğa gerçek bir çift olabilirdi ama Ege ve ben değildik. En azından benim için...

  "Doğa, bence hiçbir şey yapmayalım. Ne dersin?" Doğa bana olumsuz anlamda kafasını sallayarak kızgın bir bakış attı. Doğa'nın deli olduğunu düşünmekte gerçekten de fazlasıyla haklıydım. Ama deliliğini başkalarına da bulaştırabiliyordu. Bazen beni o kadar çok deli ediyordu ki.

  "Bana ititraz etmemen gerektiğini ne zaman öğreneceksin sen ha? Gidiyoruz, bu kadar." Bana cevap hakkı tanımadan odanın kapısını çekip gitti. Bazen onu boğmak istiyordum. Ve şimdi de o anlardan birisiydi. Yine de kendime hakim olmalıydım. Sakin olmaya çalışarak odamdan çıkıp salona, Doğa'nın yanına indim.

 "Geleceğim ama sadece bir kez tamam mı? Bu tür şeylerden nefret ederim bilirsin." Bana kocaman sırıtarak başını olumlu anlamda salladı. Şimdi ise bunu Ege'ye anlatmak vardı ve onu tanıdığım kadarıyla o da böyle şeylerden pek hoşlanmıyordu. Ama yine de şansımı denemeliydim. Ne de olsa Ege benim sevgilimdi(!), değil mi?

******************

  "Hangi filme girelim? Korku, romantik, komedi... Ne dersiniz?" Yola çıktığımızdan beri Doğa'nın soruları ile boğuşuyorduk. Hem bizi zorla götürüyordu hem de film seçme şansını da bize tanıyordu. Tanıdığım Doğa fazla değişmişti doğrusu.

  "Doğa, korku dışında istediğini seç, benim için fark etmez canım." dedim Doğa'ya kibar görünmeye çalışarak. Korku filmi bana yine Bora'yı hatırlatmıştı. Korkup ona sarılışım, onunla aynı yatakta uyanmış olmam... Sabah kalkınca yanımda olması belki o zaman iyi bir şey değildi ama bir de şimdi düşününce o kadar güzeldi ki.

  Ege bana bakarak:

 "Ada, hayatım iyi misin?" diye sordu endişeyle. Ona olumsuz anlamda kafamı sallayarak kocaman ve içten olmayan bir şekilde gülümsedim. 

 'hayatım'. BU kelimeyi duymak isteyeceğim yer, zaman ve kişi o kadar farklıydı ki. Ege benim için sadece kardeş gibi olabiliyordu. Şu an bunu fark etmiştim. Beni nasıl o teklifi kabul etmiştim bilemiyorum. Sanırım bir an yakınlaşmanın vermiş olduğu heyecanla bir özgüven gelmişti ve ben de tam o anda karar vermiştim. Ne kadar da salaktım ben.

  Ege ile daha fazla bu şekilde devam edemezdim. Kendimi onu kandırıyormuş gibi hissediyordum. Zaten o da bunu bana birçok kez dile getirmeden anlatmaya çalışmıştı. Sanırım Bora'ya olan özlemimi ve kızgınlığımı Ege ile dindirmiştim. Kendimi şu an o kadar iğrenç biri gibi hissediyordum ki...

  Uygun bir zamanını bulup Ege ile bu konu hakkında uzunca konuşmalıydım. Ne saçmalıyordum ben? Onunla konuşamazdım ki. Konuşacağım zaman dilim tutulurdu. Bunu ben hak etmiştim.

********************

 Uyumak istediğim zaman gelmeyen uykumdan nefret ediyordum. Ege ile konuşmaya karar vermemin üzerinden tam üç hafta geçmişti ama ben hâlâ Ege ile konuşamamıştım. Belki zamanla benim de ona karşı olan hislerim değişir diye düşünmüştüm ama bu tamamiyle saçmalıktı.

MASUM (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin