8.BÖLÜM 'Tatil'

3.5K 139 3
                                    

  Babamın otoriter gözleri beni bulunca kafamı cama doğru çevirdim. Bu işkenceye sırf annem istediği için katlanacaktım. Babamın ısrarları ve annemin tatlı bakışlarına dayanamayıp sevgili cici annem, tatlı kız kardeşim ve okulda başıma bela olduğu yetmezmiş gibi birde tatilimi bana zehir edecek olan Bora Yalçın ile birlikte güzel bir hafta sonu geçirmeyi kabul etmiştim. Her şeyi bu kadar çabuk kabul etmemeliydim.

  "Birlikte çok güzel bir hafta geçireceğiz. Ben de hatalarımı telafi etmiş olacağım." babamın artık beni tiksindiren o sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. Bu adam halâ yaptıklarını telafi edebileceğini nasıl düşünüyordu. Daha fazla sevgili babamı(!) bekletmeyip:

  "Yaptığın hatalar telafi edilecek gibi değil ki." dedim sessizce. Bizi fazlasıyla üzmüştü ve halâ telafisi olduğunu düşünüyordu. Sanırım onunla birlikte gitmeyi kabul ederek büyük aptallık etmiştim ama annemide üzmek istemiyordum.

  Babam ondan sonra bir daha konuşmadı ve ben de bu sayede düşüncelerime geri döndüm. Bora'da orada olacaktı ve benim ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Beni yine köşeye sıkıştırırsa bir şey yapamazdım. Babamın onu tanıdığımı bilmesini istemiyordum. Yazlık eve yaklaştıkça kalbim daha da hızlı atıyordu. Bora beni görünce yanlış anlar mıydı acaba? Peki ben bunları neden umursuyordum?

  Araba durunca kalbim daha da hızlı atmaya başladı. Giderek mavi gözlere yaklaşıyordum. Arabadan indiğimde karşımda küçük ama fazlasıyla lüks bir yazlık duruyordu. Ve yazlığın önünde beni bekleyen sevgili ailem(!). Alışveriş merkezinde gördüğümden daha salaş giyinmiş bir kadın bana içten bir gülümseme ile bakıyordu. Ne kadar salaş giyinmiş olursa olsun fiziği ve güzelliği kusursuzdu. Yanında ise küçük bir kız çocuğu vardı. O da bana gülümsüyordu. Ben de ona yapmacık bir gülümseme göndererek çantamı aldım ve babamı takip ettim.

  "Hoşgeldin tatlım." dedi babamın yanağına bir öpücük kondurarak adının Banu olduğunu hatırladığım kadın. Yanındaki küçük kızda bir çırpıda babamın kucağına atladı. Bu sahneyi görünce içim acımıştı. Babam ve sevgili ailesini takip ederek içeri geçtim. Hava kararmak üzereydi. Banu denilen o kadın bana yüzünde içten bir gülümseme ile dönerek:

  "Gel canım, sana odanı göstereyim." dedi. Ben de yapmacık bir gülümseme takınarak kafamı salladım ve onu takip etmeye başladım. Beni krem renkleri hakim olduğu bir odaya aldı. Bu oda gerçekten de güzel döşenmişti. Banu bana dönerek:

  "İstersen biraz dinlen. Benim aşağı inmem lazım." dedi gülümseyerek. Ben de ona gülümseyerek:

  "Tamam." dedim. Sesim fazla kısık çıkmıştı. Banu yavaşça kapıyı kapattı. Banu'nun gitmesini fırsat bilip kendimi duşa attım.

  Su azda olsa rahatlamamı sağlıyordu. Derim tamamen buruşana kadar ılık ve rahatlatıcı suyun altında kalmaya devam ettim. Odamın içinde banyo olması çok iyiydi. Duştan çıkıp odama geçtim ve hiç zaman kaybetmeden üzerime rahat bir şort ve tişört geçirdim. Bugün fazla yorucu geçmişti. Kendimi yatağa fırlattım. Güzel bir uykuya ihtiyacım vardı. Ama evren benimle aynı fikirde değildi. Kapıma biri tıklatmıştı.

  "Gir." dedim yavaşça. İçeri Banu girdi ve bana gülümseyerek:

  "Ada, canım baban aşağıda seni çağırıyor." dedi. Aslında Banu ailemizi yıkmasına rağmen o kadar da kötü birisine benzemiyordu. Daha fazla saçmalamayı bırakıp Banu'ya kafa sakladım ve odadan çıkıp salona doğru ilerledim. Babam oturmuş beni bekliyordu.

  "Gel Ada, otur." dedi yanındaki koltuğu göstererek. "Bora'yı da çağırdık, geliyor. Tanışırsanız iyi olur diye düşündük." Kahretsin Bora'yı unutmuştum. Beni görürse sinirlenir miydi acaba? Ben daha fazla düşünemeden görüş alanıma o tanıdık mavi gözler girdi.

MASUM (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin