Daha önce hiç görmediğim bir yerdeyim, çok güzel bir yer her tarafta çeşitli çiçeklerin bulunduğu bir bahçe , bir salıncakta sallanıyorum , biri beni sallıyor , kendimi hiç olmadığım kadar huzurlu hissediyorum, daha da yükseğe ulaşmak istiyorum "daha hızlı" diyorum beni sallayan kişi daha hızlı sallamaya başlıyor , arkamı dönmemle onu görmem bir oluyor , Oliver'ı . Sonra birden duruyor ve ben ayağı kalkıp onun yanına gidiyorum, elleriyle yüzümü okşuyor , sonra birden beni öpüyor ..
Nefes nefese uyanıyorum , bu ne saçma bir rüya böyle , o pisliğin benım rüyamda ne işi vardı ? Yoksa ondan gerçekten hoşanmaya mı başlamıştım ? Tamam saçmalıyorum sadece ondan hoşlandıgımı söylemesi bilinç altımda kalmıştı ve bende böyle saçma bir rüya görmüştüm.Onun gibi bir ukaladan hoşlanmam imkansızdı. Hem hala mektubu okuyup okumadıgını bılmıyordum , ya okuduysa ve benım düşmanımsa , babamın mektubundaki gibi o bir ajansa ..Öz ailemi anlıyordum , beni korumak için bunları yapmışlardı ama bu onlara kırgınlığımı geçirmiyordu , içimin sızlamasına engel olamıyordu,ama tüm kırgınlığıma ragmen onları merak etmekten kendımı alıkoyamıyordum. Herneyse iş işten geçmişti , belkide bunların olması gerekıyormuş , onlar beni göndermeseydi ne Chris'i ne de John amcayı tanıyabılecekıtm..
Yeniden uyumak istiyorum ama kafamı bosaltamıyordum , aklımdan onlarca soru geçiyordu , napmam gerektiğini bilmiyordum , mektubu yakmıştım ve bekliyordum ,üstünden 1 hafta geçmişti , bana ulaşmaları gerekmez miydi ? yada bir haber yollamaları ? Peki ya Oliver ? Ya mektubu okuduysa ?
Dışarı çıkmak hava almak istiyorum ama saat çok geç olmuştu , hava kararmıştı , Chris uyumuştur bile. Uyumaya çalışıyorum , yatakta bir o yana , bir bu yana dönüyorum ve olanları düşünüyorum , kimbilir kaç saat sonra uykuya yenik düşüyorum.
***
Sabah uyanıyorum, kalkıp camı açıyorum sıcak tenimi yakıyor ama rahatsız olmuyorum , yazı seviyorum . Kışın o kasvetlı , boğuk havasından çok daha güzel.. Elimi yüzümü yıkayıp ,aşağı iniyorum Chris'in henüz uyanmadığını görüyorum . O da sarsılmıştı , öz kardeş olmadığımızı ve bir peri olduğumu , üstelik önemli bir peri olduğumu öğrenmek onun için zor olmalıydı, ama bana belli etmemeye çalışıyordu beni mutlu etmeye . Ama onunda aklında benimki gibi onlarca soru olduğu her halınden belli oluyordu.Bende onu mutlu etmek istedim ve ona enfes bir kahvaltı hazırlamaya karar verdim.
Onun sevdiği gibi çikolatali krep ve tost yaptım,kahvaltılıkları masaya cıkardım , domates ve salatalık kestım ,sonrada portakal sıktım . Masaya baktığımda gerçekten güzel görünüyordu eminim çok şaşıracaktı çünkü bu tur seyler yapmak adetim değildi .Sonra Chris geldi , muhtemelen kokulara uyanmıştır . Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı ve bır ıslık caldı " Bu güzel kahvaltıyı neye borçluyum Cands ? "dedi . Gülümseyerek cevap verdim "Sadece içimden geldi " Oturup birlikte güzel bir kahvaltı yapıp , sohbet ettik , uzun zaman sonra eskisi gibiydik . John amcamın hastalığı , ölümü sonra öz kardeş olmadığımızı öğrenmemiz ve peri olayı bütün bu olanlar bizim için fazlaydı , ama bir anlığına da olsa tüm bunları unutmuştuk , gerçekten mutluyduk .
Sonra kapı çaldı "Ben bakarım " dedim ve kapıyı açmaya gittim . Kapıyı açmamla mavi gözlü , sarışın gerçekten çok güzel bir kızla yanındaki hemen hemen benim yaşlarımda yakışıklı bir çocuğu görmem bir oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Peri Masalı
Fantasy....efsanelere göre eskiden dünyada periler varmış ve bu perilerin kendilerine özel güçleri .kimisinin iyileştirme kimisinin ışınlanma ,kimisinin ise akıl okuma.Ve akla hayale gelemeyecek bir sürü güç... İnsan gibi yaşayıp güçlerini gizlerlermiş ama...