Bölüm -8-

278 5 0
                                    

Ama ben buna rağmen aslında bütün gün seni beklemekten ve sana pusu kurmaktan başka bir şey yapmıyordum. Kapımızda pirinçten yapılma küçük bir göz deliği vardı ve bu yuvarlak delikten senin kapın görülebiliyordu. İşte o göz degiliği       -hayır, gülme sevgilim, çünkü ben bugün bile, evet bugün bile orada geçirdigim saatlerden utanç duyuyorum!- benim dünyaya açılan gözümdü, o aylarda ve yıllarda orada, o buz gibi holde, annemi kuşkulandırmaktan çekinerek, elimde kitap bütün öğleden sonraları boyunca pusuya yatıyordum, bir tel gibi gergindim ve varlığının ona her dokunuşuyla tınlıyordum. Hep senin etrafındaydim, hep gergin ve hareketliydim; ama sen beni anca cebinde taşıdığın ve karanlikta sabırla senin saatlerini sayıp ölçen, yollarında sana duyulmayan nabız atışlarıyla eslik eden ve senin acele bakışlarin saniyelerin tik takların ancak milyonda birinde yöneldiği saatin yayının gerginliğini hissettiği kadar hissedebiliyordun. Senin hakkında her şeyi biliyordum,  her alışkanlığını, her kravatını ve her elbiseni tanıyordum, tanıdıklarının kim olduğunu kısa zamanda öğrenmiş ve aralarında ayrım yapmaya başlamıştım, onları hoşlandıklarım ve bana itici gelenler diye sınıflandırıyordum: on üc yaşimdan on altı yaşına kadar her saat sende yaşardım. Ah ne delilikler yaptın bir bilsen! Elinin değdiği kapi tokmağını öptüm, dairenin girmeden önce fırlatıp attığın puro izmaritini  çaldim ve onu, dudakların değmiş oldugu icin, artık kutsal bir nesne saydım. Akşamları belki yüz kez bir bahane icat ederek, odalarindan hangisinden ışık yandığıni görmek , böylecede senkn varlığını, o görünmeyen varlığını daha bir bilerek hissetmek icin aşşağıya, sokağa koşardım. Ve senin yolculukta olduğun haftalarda -sevimli Johann'ın yolculuklarında kullandığın sarı bavulu aşağıya taşıdığını ne zaman görsem kalbim korkudan duracak gibi olurdu -evet, o haftalarda hayatım sanki söner ve anlamsızlaşırdı. Asık suratla, canım sıkkın ve etrafa kötü kötü bakarak dolanıp dururdum ve annem ağladığımı belli eden gözlerimden üzüntümü anlamasın diye sürekli dikkat etmek zorunda kalirdim

Biliyorum, bütün bunlar, sana burada anlattıklarım hepsi itici aşırılıklardan ve çocukça çılgınlıklardan ibaret. Aslında onlardan utanmam gerekirdi, fakat utandim, çünkü sana olan askım hicbir zaman o çocukca taskınlıklar sırasındaki kadar tertemiz  ve tutkulu olmadı. Saatlerce, hatta günlerce o zamanlar nasıl seninle yasamış olduğumu anlatabilirim, hem de benim yüzümü neredeyse hiç tanımayan seninle, çünkü sana merdivende rastladiğımda ve kaçamadığımda, o yıkıcı bakışlarin karşısında duyduğum korkuyla başım eğık, sanki ateş  beni yakıp kavyrmasın diye suya atlarcasına, yanından koşarak geçerdim. O simdi coktan uçup gitmis yillari saatlerce, günlerce anlatabilirim, bütün hayatının takvimini gozlerinin önüne serebilirim; ama canını sıkmak istemiyorum, sana acı çektirmek istemiyorum. Tek istediğim, çocukluğumun şu en guzel yaşantisini da seninle paylaşmak ve anlatacagim sey cok onemsiz oldugu icin benimle alay etmemeni diliyorum, çünkü  o zamanki cocuk icin, benim icin o sey, basli başına bir sonsuzluktu. Bir pazar gunu olmus olmalı. Sen yolculuga çikmistin ve usağın silkmiş oldugu agır halilari dairenin açik duran kapisindan iceriye sürüklüyordu. O iyi yurekli adamcagiz zahmet cekiyrodu bu işi yaparkeb ve ben de ansizin gelen bir cesaretle yanina gidip yardim edebilir miyim diye sordum. Adamcagiz şaşırmıştı, fakat izin verdi ve böylece ben de -ne kadsr büyük bir saygiyla oldugunu ayrica soylememe bilmem gerek var mi! -evinin içini, dünyanı, hep basinda oturdugun ve üstünde, icinde birkac cicegin bulundugu mavi bir kristal vazonun durdugu yazi masani gorebildim. Sonra dolapların, resimlerin, kitaplarin. Bu hayatına kacarcasına, neredeyse hirsızlama bi bakıstı, çunku sadık Johann, tam bi gözlem yapmamı hic kuskusuz engellerdi, fakat ben o tek bakışla bütün atmosferi içime cektim ve boylece hem uyanikken hem de uyurken gördüğüm sonsuz rüyalarım icin gerekli besini almış oldum.

Beğenmeyi ve düşüncelerinizi yazmayı unutmayın ❤

Bilinmeyen Bir Kadının MektubuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin