1.0

3.7K 352 93
                                    

Sıcak kafeye adımımı attığımda gözlerimle Jaemin'i aramıştım. Bakışlarım bir çift kahverengi yorgun gözle buluştuğunda dudaklarımı birbirine bastırarak adımlarımı ondan tarafa doğru ilerlettim. Tam önünde durduğumda bana bakmamıştı, elimdeki dosyaları ve çantamı masaya bırakarak karşısına oturdum ve "Merhaba." diyerek selam verdim.

"Geç kaldın, Arin."

Başını kaldırıp gözlerini benimkilere buluşturduğunda telefonumun ekranından saate bakıp "Hayır." dedim. "Beş dakika erken gelmişim, Jaemin."

"On beş dakikadır seni bekliyorum." Kollarını birbirine bağlayıp geriye yaslandığında hafifçe kaşlarımı çattım. "Erken gelmen benim sorunum değil. Üç buçukta buluşacaktık işte."

"Hayır, üçte buluşacaktık aptal. Aklın nerede senin?" İşaret parmağıyla alnımdan ittiğinde eline vurup uzaklaşmasını sağlamıştım. Masadaki telefonunu aldıktan sonra instagrama girdi ve mesajlarımızı açıp ekranı bana doğrulttu.

"Bak," parmağıyla benim mesajımı gösterdiğinde sinirle nefesimi üfledim. "Tamam, üzgünüm. Kafam dağınık bu sıralar."

Telefonu kapatıp tekrar masaya koyduktan sonra tekrar arkasına yaslandı. "Kişisel sorunlarını ödevimize karıştırma, Arin."

"Üzgünüm? Kavga mı etmek istiyorsun bu kadar insan içinde?"

"İyi." diye mırıldanırken masadaki büyük dosyasının kapağını araladı, ben de montumu çıkardıktan sonra Jaemin'i izledim. 

"Ne yaptın?"

"Ekolojinin diğer bilim dallarıyla ilşkilerine dair bir tablo oluşturdum ve," dosyayı önüme bıraktıktan sonra tabloyu gösterdi. "ekosistemde canlıları etkileyen faktörler hakkında düz yazı yazdım." Diğer dosyayı da önüme bıraktığında başımı kaldırıp ona baktım.

"Yani benim kısmımı da mı yaptın?" Dudaklarım aralık bir şekilde ona bakarken başını salladı. "Sürekli kafanın dağınık olduğunu söylüyorsun, ben de araştırmayı yaptım ama slaytlar sende."

"Neden yaptın bunu?" diye sorduğumda derin bir nefes alarak dudaklarını büzdü. "İlk defa ödev teslim ediyorum, senin yüzünden mahvolmasını istemedim."

Çantamdan MacBook'umu çıkardıktan sonra Jaemin'in dosyalarını aldım. "Gerçekten,"

"Ne?" Telefonuyla uğraşırken bana bakmadan sorduğunda bilgisayarımı açıyordum. "benden nefret etseydin yapmazdın bunu."

"Çok mu umursuyorsun?"

"Evet." diye cevapladım sorusunu. "İnsanların hakkımda düşündüklerini umursuyorum."

"Her neyse." diye mırıldandı ayağa kalkarken. "Ben gidiyorum, slaytları halledip mailme at."

Çantasını topladıktan sonra omzuna astı ve yanıma yürüyüp alnıma sert bir fıske attı.

"Sonunda anladın." dediğinde Jaemin sarı montuyla yavaş adımları çıkışa doğru ilerkerken arkasından bakakalmıştım.

19.8.18

eheh arada böyle normal bölümler atabilirim.

my dilemma :: na jaeminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin