Kucağımda bira şişesi, başımı Jaemin'in omzuna yaslamış yalnızca ortada dönen sohbeti dinliyordum. Kör kütük sarhoş olmuştum ve kendimi rezil etmemek için susmak en iyisiydi.
Şişemden birkaç yudum daha aldıktan sonra Jaemin elimdeki şişeyi çekip aldığında kafamı kaldırıp yüzüne baktım. "Tekrar üzerime kusmazsın umarım." demesiyle yüzümü buruşturmuş ve elimi kaldırıp parmaklarımı siyah saçlarından geçirmiştim.
"Bazen ne yapmak istiyorum, biliyor musun?" Tepki vermeden gözlerime bakmaya devam ettiğinde saçlarını kavrayarak başını ittim. "Böyle suratını duvara sürte sürte çıkan elektirikle telefonumu şarj etmek istiyorum."
Kırmızı dudakları arasından küçük bir kahkaha döküldü ve bedenini bana çevirip o da beni saçlarımdan yakaladı. "Böyle mi?" diye sorduğunda geri çekilmeye çalıştım fakat saçlarımı daha sıkı kavramıştı.
"Ya! Bıraksana saçımı!"
Saçlarımdan tutarak yüzümü yüzüne yaklaştırdığında dudaklarımı ısırarak irice açtığım gözlerimle badem gözlerine baktım. O kadar yakındı ki nefesi tenimi okşuyor, tanıdık parfüm kokusunu daha net duyuyordum. Eli saçlarımdan yavaşça yanağıma kaydığında ikimiz de gülmeyi kestik.
Uzun parmakları yavaşça yanağımı okşarken iyice mayıştığımı hissediyordum. İyice yaklaştı ve alnını alnıma yaslayıp burnunu burnuma sürttü. Tepkisiz bir şekilde onu izlerken bakışlarını dudaklarımdan çekmiyordu.
Sonunda dudaklarımız buluştu ve soğuk dudakları dudaklarımı yumuşak bir şekilde öptü. Gözlerimi istemsizce kapatmış saçlarındaki elim omzuna düşmüştü. Bakışlarını üzerimde hissettim, tepkimden memnun kaldığında tekrar dudaklarımızı birleştirdi.
Ne yaptığımızı bilmiyordum fakat sarhoşluğun verdiği arsızlıkla Jaemin'i öpmeyi deli gibi istiyordum. Dolgun dudaklarının dudaklarıma yaptığı her dokunuşta midem kasılıyor, kalbim küt küt atıyordu. Öpüşüne karşılık vermeye başladığımda kolu çizgili kazağım üzerinden belimi sardı ve aramızdaki mesafeyi kapatarak bacaklarımızın çarpışmasını sağladı. Diğer eli yanağım ve saçlarım arasında gezinirken omzuna serbest bıraktığım elimi ensesin götürdüm ve parmaklarımı saçlarından geçirdim.
Dudaklarımız tatlı bir sesle ayrıldığında gözlerimi açmadan başımı yere eğdim ve kucağımdaki şişeye baktım. Eli hala sıkıca belimi kavrarken hiçbir şey yapmamıştı, ikimiz de hala öylece duruyor etraftaki kimseyi umursamıyorduk.
Hoş, kimse de bizi umursamıyordu.
Sertçe yutkundum ve elimi saçlarından çekip kucağıma bıraktım. Bundan sonra ne olacağını bilmiyordum, yakın arkadaşımla öpüşmüştüm ve ben arkadaşlığımızın bozulmasından deli gibi korkuyordum. Konuşamamaktan, mesajlaşamamaktan, ona yakın olamamaktan korkuyordum.
Başını hafifçe eğip çenesini anlıma yasladığında dilimi kuruyan dudaklarımda gezdirmiş ve derin bir nefes almıştım. Başımı kaldırıp gözlerimi yüzüne sabitlediğimde çenesini alnıma yasladığından dolayı öne daha çok eğildiğinden yüzlerimiz düşündüğümden daha fazla yakındı ve kalp atışlarımın hızlanmasına engel olamamıştım.
"Az önce," diye başladığımda dudaklarına tatlı bir gülümseme yerleştirdi ve "seni öptüm." diye tamamladı. "Ve sen de beni."
"Yarın bunu hatırlamayacağız."
"Yanılıyorsun." Hadifçe güldü ve yanağımdaki elini de belime götürüp kollarımı sırtında birleştirdi. "Unutmak istemediğin hiçbir şeyi unutamazsın."
4.9.18
kudurun hadi eyw
yorumlarınızı bekliyorum bu arada :3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my dilemma :: na jaemin
Fanfiction❝seni oreolu milka kadar çok seviyorum.❞ ©hisblackpearl 2018 | na jaemin • [fluff x texting] started: 28.5.18 published: 27.6.18 finished: 11.9.18