Göz yaşı

2.1K 147 755
                                    


Derin derin uyurken, uykumun derinliklerinden yanımdaki kipirdamayi hissetmemle uyandım. Gözlerimi yavaşça aralayıp yanıma baktım. Yanımda Ash'i göremeyince odada gözlerimle onu aradım. Pencere önünde dışarıyı izliyordu.

'Saat çok geç olmalı.. Ash'i uyku mu tutmadı?'

Yavaşça yatakta doğruldum, ve bunun üzerine yatağın çıkardığı gıcırtılar yüzünden Ash uyandığımı fark etti. Arkasına döndü, yüzünde kederli bir ifade ile. Gözleri kızarmış ve o turkuaz gözleri iyice yeşil bir hal almıştı.

'Ash... Ağlamış mı..?'

Hızlıca yataktan kalkıp yanına doğru ilerledim.

"Ash.."

Dikkatlice hareketlerimi izlerken pencereye geri döndü.

"Seni de mi uyandırdım? Özür dilerim."

Kafamı hızlıca sağa sola salladım.

"Hayır hayır.. Sorun değil."

Ash'in yanına gelince tereddütle omzunu kavradım.

"Kötü mü hissediyorsun?"

Ash buruk bir gülümseme ile cevap verdi.

"Yoo sadece ayı izlemek istedim uyku tutmadı."

Kaşlarımı çattım bu cevap üzerine.

'Yalan söylüyor..'

"Ash.. Biliyorsun böyle zamanlarda ağlamak en normal şeydir."

Ash bana doğru döndü ve gülümsedi.

"Ağladığımı mı düşünüyorsun?"

Bana döndüğü an şimdi yakınında olduğum için, yanağındaki kurumuş yaşların parladığını görebiliyordum. Yavasca elimi yanağına doğru götürüp yanağını okşadım. Bu hareketim üzerine şaşırmış bir şekilde bana bakmaya başladı.

Kendimi ağlayacak gibi hissettiğim icin yavaşça başımı eğdim ve titrek bir sesle konuşmaya başladım.

"Ash.. Seni ağlarken göreceğim diye benden çekinme lütfen.."

'Hayır.. Ağlamamalıyım ama.. Ash'in yaşadığı şeyleri düşündükçe.. ve onu böyle üzgün gördükçe.. Kalbim acıyor.. Onun her şeyden çok mutlu olmasını istiyorum.. O bunların hiç birisini hak etmedi..'

Kendimle yaptığım iç savaşta galip gelememiş ve ağlamaya başlamıştım.
Yanaklarimdan göz yaşları süzülürken. Yavaşça ellerimi Ash'in yanaklarından çektim. Ancak tam cekemeden Ash iki elimi de kavrayıp tekrar yanaklarina götürdü.

Yavaşca başımı neler olduğunu görebilmek için yukarı kaldırdım. Bulanık görüşüme rağmen Ash'in de şu an ağladığını görebiliyor, ellerime düşen o sıcak göz yaşlarını hissedebiliyordum.

"Aptal.. Sen neden ağlıyorsun ağlaması gereken benim."

Diyerek ellerimi kavramayı bıraktı. Belimden kavrayıp beni kendine çekti ve sarıldı. Kollarımla hiç düşünmeden onu sarmalayarak karşılık verdim.

'Ash'in daha fazla ağlayıp üzülmesini istemiyorum... Bence o dünyadaki mutluluğu en çok hak eden kişi! Keşke sıradan bir çocuk olarak büyüseydi.. Ve yaşıtları gibi davranabilseydi.. Ben.. Bu düzeni doğru bulmuyorum. Ash'den yaşca büyük olmama rağmen sanki o büyük olanmış gibi duruyor. Çocukluğunu benim gibi yaşayamadığın için özür dilerim Ash.. Bu çok yanlış bir şey çocuklar çocuk gibi büyümeli.. Bu kadar erken olgunlaşmayı sen de istemedin değil mi..?'

Ash x Eiji (Banana Fish Fanfiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin