Ash x Eiji (Banana Fish Fanfiction)

Arkadaşlıktan fazlası

Göz yaşı hikayesinin devamı
( Eiji'nin gözünden anlatılmıştır )

Ibe-san Ash ve ben odadan çıkmış bir şeyleri netleştirmek için salondaki kare masaya oturmuş konuşuyorduk.

Her ne kadar konuşuyoruz desem de.. Aslında bir ölüm sessizliği hakimdi odada. Ibe-san ciddi bir şekilde bir bana bir de Ash'e bakıyordu. Ash ise ciddi ve kaşlarını çatmış bir şekilde Ibe-san'a bakıyordu.

Sonunda Ibe-san alnını ovuşturarak konuya girdi.

"Bak Eiji.. Ash ile arkadaş olmanıza bir şey demiyorum sonuçta ikiniz de aşağı yukarı yakın yaşlardasınız.. Ama lütfen benden habersiz bir yerlere kaybolma ayrıca.."

Ibe-san hayal kırıklığı dolu ifadesiyle ikimize bakmaya başladı.

"Bu sabah gördüğüm şey... İkiniz arasında arkadaşlıktan fazlası var değil mi?"

Sesi cümlenin sonlarına doğru sert ve ciddi çıkmıştı.

Ash'e çevirdim başımı o da gözlerini bana çevirdi. Bir süre bakistiktan sonra Ash rahat bir şekilde arkasına yaslanıp, kollarını başının arkasında birleştirir bir pozisyonda oturarak.

"Ihtiyar neyi ima etmeye çalışıyorsun sence öyle bir şey olabilir mi? Cidden her şeyi yanlış anlamaya meyillisiniz. Eiji ile çıktığımı falan düşünmüyorsun herhalde. Çift delik varken tek deliği kim ne yapsın?"

Yüzümdeki şaşkınlıkla Ash'i izlerken, ne yaptığını anlamıştım. Durumu kurtarmaya çalışıyordu.

Başımı eğdim ve uzun bir iç çektim.

"Ash... Bu kadar yeter Ibe-san'a daha fazla yalan söylemek istemiyorum.."

Dedim mahcup bir ses tonunda. Ash bunun üzerine sessizlesti ve suratında endişe ve ciddi karışımı bir ifade ile bana bakmaya başladı.

"Ibe-san.. Biz Ash ile birbirimize bağlandık.. Yani.. Ne düşünürsen düşün ben.. Ash'i asla bırakmayacağım. Cunku..."

Yavaşça başımı kaldırıp hafif bir gülümseme ile beni şaşkınlıkla izleyen Ash'e baktım. Sonra da kaşlarımı çatarak ciddi bir ifade takınarak Ibe-san'a döndüm.

"Onu gerçekten seviyorum!"

Ibe-san yüzünde şaşkın bir ifade ile bana bakıyordu. Yavaş yavaş yanağından dökülen ter damlalarını görebiliyordum. En az benim kadar gergindi o da.

"Bakın.. Siz daha gençsiniz. Bu iki duyguyu karıştırıyor olabilme imkânınız çok yüksek. Şu an birbirinizi seviyorsunuz görebiliyorum ama bence bu kardeş, dost sevgisi. Hem.. Bu yakışı olacak bir şey değil.. Bunu sen de biliyorsun Eiji. Ayrıca.. Sen bana emanetsin.."

"Ibe-san.. Beni düşündüğünüzü biliyorum ama.. Bunlar benim gerçek hislerim ve emin olun ki.. Ben Ash'e karşı her türlü sevgiyi besliyorum. Ve daha önce bu kadar sevgiyi kimseye karşı beslememiştim! Lütfen anlamaya çalışın.."

Ibe-san büyük bir iç çekti ve çaresizce bana baktı.

"Ama.."

Dedi.

"Özür dilerim Ibe-san ama.. kimi seveceğim iznini sizden alacak değilim..sizi sevdiğim ve babam gibi gördüğüm için size olan saygım sonsuz, bu yuzden bunu kabullenmeniz benim için çok önemli.. Ama kabullenmezseniz bile ben Ash'i sevmeyi bırakmayacağım ya da yanında olmayı."

Hızlıca ayağa kalktım. Cümlemi bitirir bitirmez Ash'in elinden tutup onu da kaldırdım bir şey demeden. Sonra onu da kendimle sürükleyerek odamıza ilerledim hızlı adımlarla.