Baş Belası Delta

1.BÖLÜM

------------
SEHUN
------------

Şu hayatta diğer insanlardan kaç sıfır önce başladığımı bilmiyorum.

Öncelikle ben bir deltayım. Toplumların çoğunda delta olmak çok kötü bir şeymiş gibi düşünülse de ben hiyerarşi basamağının zirvesindeyim. Çünkü ben güçlüyüm ve sahip olduğum duyguları, hormonları kontrol edebiliyorum.

En can alıcı noktadan devam edersem fazlasıyla yakışıklı, karizmatik ve çekici biriyim. Bir deltanın doğurganlık özelliği yoktur ve çocuk yapması oldukça zordur. Bu yüzden diğer türler tarafından pek tercih edilmeyiz ama peşimden istesem milyonları koştururum. Şu an sadece binlerle idare ediyorum.

Oldukça zenginim. Bunun hakkında konuşmama gerek bile yok. Çünkü zenginim.

Bunlar benim hayata üç sıfır, tabii ki üç ile sınırlı değil ama kısa kesiyorum, önde başlamamı sağladı. Tabii ki ben bana bahşedilmiş mükemmel zekamı da kullanarak avantajlarımı tekli basamaklı sayılardan çıkardım.

Kişiliğimi geliştirebildiğim kadar geliştirdim. Gücümü arttırabildiğim kadar arttırdım. Oldukça güzel bir iş, aile işimin dışında, ve saygın bir çevrem edindim.

Gelin görün ki beni bu özelliklerime rağmen aileme yaranamıyorum!

Neymiş efendim evlenmeliymişim ve onlara torun vermeliymişim. Soyumuz devam etmeliymiş.

TANRIM!

Bu saçmalığa neden katlanmak zorundayım? Evlenmek istemiyorum. Hele çocuk?

ASLA!

O küçük varlıkları nasıl sevebiliyorlar anlamış değilim.

Artık haftanın hemen hemen dört gününe yayılmış 'Evlen artık oğlum.' konulu yemeğin ardından ailem yüzümden evlenmek istememe isteğim daha da artıyor.

Yine o yemeklerinden birinden sağ çıkıp arabaya bindiğim gibi kendimi koltuğa oracıkta gömmek istedim.

"Efendim, ailenizin peşinizi bırakacağını sanmıyorum." dedi Kyungsoo yanıma otururken. 

Kyungsoo benim asistanım. Ailesi yıllardır ailemize hizmet eder. Alfalar dışında diğer türlerden gerçekten nefret ederim. Özellikle omegalardan. Özellikle ve özellikle kızışma dönemindeki omegalardan.

Kyungsoo bir beta ve konuşabildiğim tek alfa olmayan kişi. Onun gibi birinin alfa olmaması bence çok çok çok yazık ama davranışları ile alfaya benzediği için onun pek beta olmasını umursamıyorum. Beta olduğu kızışma dönemi hariç aklıma bile gelmiyor.

"Pes etmek zorundalar." dedim oflayarak. 

"Evlenmek istemiyorum. Torun istiyorlarsa gitsinler evlat edinsinler, umurunda değil. Biraz mantıklı düşünseler çok iyi olur. Tanrı aşkına Kyungsoo bende çocuk bakacak bir tip var mı? Hadi öyle bir şey oldu ve şans bana ilk defa gülmeyerek yanlışlıkla bir çocuk sahibi olmamı sağladı. Ona bakmayacağım. Direkt annemin üstüne atacağım. O yüzden beni sıkmaları çok saçma. Gitsinler torun alsınlar."

Sinirle saçlarımı dağıttım.

"Onlar kendi kanlarından birini istiyorlar efendim biliyorsunuz."

Ben sinirle tıslayarak konuşurken Kyungsoo oldukça sakindi ve bu beni daha da sinir ediyordu.

"Ben istemiyorum ama. Onları vazgeçiremez misin? Evlenmek istemediğimi, çocuk istemediğimi anlatamaz mısın? Nasıl biri olduğumu hepimiz biliyoruz. İkna et onları."

"Aslında efendim..." dedi Kyungsoo yerinde kıpırdanarak.

"Aslında ne?" diyerek üstüne gittim. Ciddi ve endişe karışımı bir yüz ifadesi ile bana baktı.