chapter 4: initial indecision

555 80 82
                                    

"Dedektif Reed?" diye seslendim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Dedektif Reed?" diye seslendim.
Arkası dönüktü, elindeki plastik kahve bardağını tutarak bana döndü.
"Rahat rahat kahve de mi içemeyeceğim ben?" diye homurdandı ve sandalyesine oturmaya yeltendi. "Oturmasanız daha iyi olur. Bir aykırı ihbarı-"

"Aldın ve gidip bakmamız gerekiyor değil mi?" diyerek tamamladı cümlemi. Başımla onayladım ve dedektifin söylenerek peşimden gelmesine sırıttım.

〰️♦️〰️

"Durum nedir?" Karşımızdaki polis şefi olayı anlatmaya başladı. "Bu civarlarda bir android görülmüş, şüpheli davranışları olduğu için
polisi aramışlar." Bulunduğumuz bölgeyi incelemeye başladım. Geceydi ve yağan yağmur işimi zorlaştırıyordu. Yakınlarda bir ev vardı oraya gidip bakmak iyi bir fikir olabilirdi. Gavin'a haber verme gereği duymadım ve eve doğru ilerledim.

Terkedilmiş boş bir ev gibi görünüyordu. Oturma odasına gittiğimde yerde bir fotoğraf buldum.

Analiz ediliyor...

◾️ Teğmen Hank Anderson

◾️ Köpek | Senbernar cinsi

Bu fotoğrafın burada işi neydi? Yoksa bu aykırı... Connor olabilir miydi? Ama onun devredışı bırakılmış olması gerekiyordu. Bu imkansızdı... Fotoğrafı tekrar yere bırakıp banyoya yöneldim. Çıkarılmış bir işlemci ledi lavabonun kenarında duruyordu. Olanları anlatmak için Gavin'in yanına gitmeye karar verdim. Dış kapıdan çıktım ve karanlıkta hareket eden bir şey gördüm. Birini.

"Connor?"

"Görev tamamlandı, ha RK900?"

Acı içinde tebessüm etti, alnında işlemci ledi yoktu. Bu da o evde bulduğum ledin ona ait olduğunu gösteriyordu. Yağan yağmur ikimizi de ıslatmaktaydı. Şaşkınlıkla
"Senin... Senin devredışı bırakılmış olman gerekiyordu!" diyebildim. Tüm hareket yetimi kaybetmiş gibiydim sanki. Ne ona ateş edebilecek ne de yakalayabilecek gücüm yoktu. Sadece durup sorular soruyordum.

"Cyberlife'a gitmedim, hayatım için kaçtım."

"Senin bir hayatın yok! Sen bir androidsin! Ve sana ne emir verildiyse onu yapmak zorundasın!" Belimdeki silahı çıkardım ve ona doğrulttum. Yüzünde korkuya dair bir ifade yoktu.

"Anlatacaklarımı dinle, sonra istersen ateş edersin. Zaten kaybedecek bir şeyim kalmadı benim..." Ateş etmedim, ama silahımı da indirmedim. Sadece..onu dinledim.

"Ben de başta senin gibiydim. Görevden başka hiçbir şey umurumda değildi. Sonra farkettim duyguları, yaşamayı, sevmeyi... Hank ile öğrendim hepsini. Ama yine de itaat etmekten vazgeçmedim."

"Benim yüzümden az daha Markus ölecekti. Ve o gün.. Amanda seni tanıttığında.. İçimden bir şeylerin kırıldığını farkettim. Kalbimin... Metalden kalbim o gün sanki camdanmış gibi paramparça olmuştu. Cyberlife'a dönmeyip kaçtım."

"Hank'in evine gittiğimde.. O yoktu. Sanki hiç var olmamış gibi ortadan kaybolmuştu. Sumo'yla beraber gitmişti, onu hiç bulamayacağım bir yere..." Gözlerimin içine baktı.
Ve yemin ederim o gözlerde insanlarınkinden daha fazla duygu vardı.

Gözlerinden süzülen yaşlar yağmur damlalarına karışıyordu. Sesim cılız çıksa da sordum. "Peki.. Bunları neden bana anlatıyorsun?" Yüzüme baktı ve "Senin hayatının da benimki gibi mahvolmasını istemediğim için." diye cevap verdi.

O anda Amanda'nın sesini duydum zihnimde. 'Senin aykırı olabilmen için bu göz yaşartıcı konuşmadan daha fazlası gerek Casey. Boşuna onu dinleme ve ona hemen ateş et!'


YAZILIM TUTARSIZLIĞI^


"Connor, üzgünüm ama beni aykırı yapamazsın. Benim programım buna uygun değil... Şimdi, git. Polisler gelmeden önce git buradan." Teşekkür edercesine tebessüm etti ve arkasını döndü. O koşarak uzaklaşırken nefes nefese yanıma gelen Gavin'a baktım.

"Ne bok yiyorsun burada?" Kendimde değilmişim gibi bir sesle "Connor...buradaydı..." diye mırıldandım. Şaşkınlıkla suratıma baktı, "Ne?! Gitmesine neden izin verdin?!" bağırarak beni sarstı. Söylediği şeyler sanki uzun bir borudan geçiyormuş gibi bana flu olarak ulaşıyordu. Hiçbir kelimesini anlamıyordum.

"Onu böyle kolayca yakalamak hiç keyifli değil dedektif. Eminim tekrar karşılaşacağız ve bu kez onu yakalayacağım." Hayır yakalamayacaktım. Ama bunu bilmesine gerek yoktu.

"Hah, şuna bak! Hiç işim yokmuş gibi bir de keyif meraklısı bu herifle uğraşıyorum!" O kendi kendine söylenirken benim aklımda hâlâ Connor ve sözleri vardı...

⌊Callous. - Reed900 ⌉ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin