chapter 5: inevitable attraction

560 74 87
                                    

Gözlerimi açtığımda, Amanda karşımda duruyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Gözlerimi açtığımda, Amanda karşımda duruyordu. Yüz ifadesine bakılırsa onu pek memnun edememiştim. Bir iki adım atarak yaklaştım. "Amanda-" daha ben cümlemi tamamlayamadan sözümü kesti. "Direk konuya gireceğim Casey. Connor'ın bir aykırı olduğunu gördün. Elinde onu tehdit edebileceğin bir silahın bile vardı. Neden onu yakalamadın? Emirlerine karşı geldin!" Onu ilk kez kaşları çatılmış ve sinirlenmiş bir hâlde görüyordum. Bu bana garip gelmişti.

"Ben... O an senin dışında başka bir ses duydum. Sanki içimde bir şey, onun gitmesine izin vermem gerektiğini söylüyordu." Ağzımdan çıkan kelimeler beni bile şaşırtmıştı. Amanda'nın da kaşlarının havalandığını görebiliyordum.

"Unutma Casey, sadece içindeki aptal bir dürtü veya Connor'ın sözleri yüzünden aykırı olamazsın. Bunu tetikleyecek bir şey yapman gerek, ama artık emirlerime itaat edeceğin için bu da imkansız." Ben ona cevap veremeden, arkasını döndü ve çiçeklere doğru yöneldi.


YAZILIM TUTARSIZLIĞI^


〰️♦️〰️

Birkaç hafta sonra

Detroit Polis Departmanı

Dedektifle beraber çözmeye çalıştığımız davada pek bir aşama kaydedememiştik. Hatta hiç ilerleyemiyorduk çünkü dikkatimi içimdeki dürtülerden alamıyordum. Yavaş yavaş farkettiğim bir şey varsa o da Gavin'a karşı bir şeyler hissediyor olabileceğimdi.

Bana eskisi kadar kaba, aptal veya nefret edilesi gelmiyordu. Aksine, belki de yanında daha fazla kalabilmek için davayı uzatıyordum. Henüz hislerimden emin değildim, ama bu akşam emin olacaktım. Küçük bir testle, hislerim olup olmadığını anlayacaktım.

Denemek istediğim şeyi deneyebilmem için departmandaki herkesin gitmesini, etrafta çok az kişinin olacağı zamanı bekledim. Bu aşama tamamlanınca, dedektifin masasına doğru gittim. Orada değildi, kahve almaya gitmiş olabilirdi. Ben de kahve makinesinin yanına gittim.

Kahvesi elindeydi, yanımdan geçmeye çalıştı ama önünü kestiğim için geçemedi. Sinirle kaşlarını çatıp kahvesini masaya bıraktı. Bana vurmak için kaldırdığı elini tutarak onu duvara yasladım. "Ne yapıyorsun Casey!?" Yüzümü onunkine daha çok yaklaştırırken "Bir şey deniyorum," diye cevap verdim.

Bir elimi dudağının üzerinde gezdirdiğimde gözleri şokla açılmıştı. "Ne halt ettiğini sanıyorsun sen?! Bırak beni!" Elimi bu kez yanağına koydum ve "Bu emrinize itaat edemeyeceğim dedektif," diye mırıldandım. Başka bir şey söylemesime fırsat vermeyip dudaklarımı onunkilerle birleştirdim.

Asıl amacım kendimi test etmekti ama dedektifin hızlı kalp atışlarını duyabiliyordum. Birkaç saniye öyle kaldıktan sonra beni iterek "Çekil üzerimden!" diye bağırdı. Ve hızla yanımdan ayrıldı.

Az önce yaşadığımız anın etkisiyle pompa regülatörüm kanı daha hızlı pompalamaya başlamıştı. Dudaklarım sürekli yukarı kıvrılıyordu. İşte o an anladım, ben dedektiften hoşlanıyordum.

💭
Biraz hikayenin akışını ilerletmek istedim. Umarım fazla hızlandırmamışımdır.
-deviantishere

⌊Callous. - Reed900 ⌉ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin