↳ s i x

3.7K 353 101
                                    

"CİPSLERİM! ANNENİZ GELDİ YAVRULARIM!"

Kapıyı tekmeleyerek açtım ve gözlerim yaşlarla dolu bir şekilde yatağın üzerindeki paketlere baktım. Ardından oraya koşup yüz üstü yatağa, paketlerin üzerine atladım.

Bir paket bedenimin altında patladı.

"Onu sen yiyeceksin," dedi Taeyong kolumun altındaki baharatlı paketi umursamaz bir şekilde alıp dönen, tekerlekli sandalyesine oturup. "Koca göbeğinle cipsleri patlattığına inanamıyorum."

"Ben ve göbeğim huzurlu bir hayat geçiriyoruz. Şimdi onu mutlu edip booolca cips yedireceğim."

"Kilo alırsan kimse sana bakmaz."

"Sorun yok canım arkadaşım," dedim sırıtarak ağzıma bir cips atıp. Hmm, enfes. "25 yaşına kadar birini bulamazsam senle evlenirim olur biter."

Taeyong sandalyesini yavaşça çevirip bana sırtını döndü. Elinde telefonuyla biriyle mesajlaştığını fark etsem de sormadım. O Lee Taeyong'du. Çocukluk arkadaşımdı, çocukluk aşkımdı ve bana eğer biriyle yazışıyorsa hazır olduğunda söyleyebilirdi. Sormanın mantığı yoktu.

"Eee," dedim ve yatakta iki seksen uzanıp ağzıma patlattığım yoğurtlu patates cipslerinden birkaç tane atarak. "Film mi izlesek?"

"Senin dedikodun yok muydu?" Taeyong hâlâ kafası eğik telefonda biriyle yazışırken onun görmeyeceğini bilsem de omuzlarımı silktim. "Bora ifşalarımı birçok kişiye atmış. Onun dışında pek yok. Tabii o dedikoduları dinlemek istersen başka."

"Cips için buradasın yani?"

"Her zamanki gibi."

Taeyong güldü ama gülerken telefonuna bakıyordu. Ben de sessizce önüme dönüp cipsimi yemeye devam ettim.

INSTAGRAM ☆ 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin