↳ e i g h t e e n

3.7K 347 78
                                    

"Of, arabaya gel arabaya!" Gülerek Taeyong'un yeni bebeği olan bordo Range Rover'ının ön koltuğuna binerken elimle ıslak saçlarımı geriye attım. Bana sürücü koltuğundan inanamayan gözlerle bakarken kapıyı kapatıp torpido gözünü okşamaya başladım. "Yeni araba kokusu mu? Ennnn sevdiğim."

"Sana inmen için 15 dakika verdim ve sen bu süreyi banyo yaparak mı kullandın? Hava buz gibi ve şu saçlara bak." Taeyong ıslak, kısa saçlarıma eliyle vurduğunda gözlerimi devirdim.

"Bana aradığımda aşağıda olmazsan umurumda olmaz basar giderim diyen sendin," dedim ve kemerimi taktım.

"Saçın kuruyana kadar arabadan inmek yok."

"Peki anne."

Üşümüyordum. İçimde beyaz bir tişört, onun üzerine haki yeşili ve kahverengi karışık örme bir kazak ile siyah şişme bir mont giymiştim. Atkım ve botlarımla da üşümek gibi bir şey benim için söz konusu bile değildi. Fakat Taeyong korumacı birisiydi ve bu konuda inatçıydı.

Arabayla ilerlerken solumda oturan genç adama baktım. Kahverengi saçlarını yapmıştı, kulaklarından gümüş küpeler sallanıyordu. Kahverengi deri bir ceket, içine koyu gri boğazlı bir kazak, altına yırtık lacivert bir kot ile botlarını giymişti. Her zamanki gibi... etkileyici duruyordu. Sanırım?

Bense patatestim. Has, yerli Seoul patatesi.

"Bora ve Doyoung gelecek mi?" Sırf laf olsun da şu düşüncelerimden kurtulayım diye ortaya soru attığımda Taeyong yüzünü buruşturdu. "Yoo, niye gelsinler?"

"Ne bileyim," diye mırıldandım. Onların lafı geçmişti sanki, yoksa ben mi yanlış hatırlıyordum... Doktora görünme zamanım gelmişti anlaşılan, deli hastanesi beni bekliyordu.

"Onlara haber vermedim," dedi Taeyong müzik açarken. "Uzun süredir beraber vakit geçirmiyorduk. Bir gününü de en yakın arkadaşın olmadan geçiriver."

Güldüm. "En yakın arkadaşım sensin aptal."

Ama Taeyong gülmedi.

INSTAGRAM ☆ 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin