"süüprizzz..(!)"

114 43 44
                                    

Lütfen okumaya başlamadan ekte bulunan şarkıyı dinleyebilir misiz?
Romanın ruhunu anlayabilmek için bu çok önemli. ♥️
Aşağıdaki sorularıda cevaplarsanız çok sevinirim.😍
######

Aradan  8 ay geçmişti, Emma nihayet istenilen parayı toparlayabilmişti, iyi bir avukat ve  bir dedektif tutabilirdi.
Derin bir nefes aldı ve
"Sana kavuşacağım oğlum, ne pahasına olursa olsun."dedi.
İçinde bir sevinç vardı . Bu iş olmasaydı bu parayı nerden bulabilirdi tabi bu 8 ay içerisinde yeri geldi  geceleri garsonluk yaptı, yeri geldi mutfakta çalıştı ama otelden kazandığı para olmasaydı bu kadar biriktirmesi imkansızdı. Tekrar işe alınması mucize gibiydi.

Aklına Alex geldi ona bir teşekkür borçluydu. Daha doğrusu Emma öyle hissediyordu.
Alex Emma'ya kartını vermişti. Emma kartı  buldu. Numarayı çevirdi..
"Bir dakika, ne yazacağım?"
"Teşekkür ederim?"
"Yok bu çok basit olur zaten adımı bile bilmiyor." düşüne düşüne buldu bir şeyler işte yazmaya başladı.
" her şey için teşekkür ederim, Emma."
Belki de Alex onu hiç tanımayacaktı, mesajı dahi okumayacaktı ama olsun pişman olmadı yazdığına.
Emma bugün izinliydi o yüzden düşünecek çok vakti vardı.

Kendine atıştırmak için bir şeyler hazırladı. Uzun zamandır doğru düzgün bir şeyler yemiyordu.  Zaten oğlu  kaybolduğundan beri masaya bir tabak koymakta zoruna gidiyordu ya, neyse.
"Bir mesajınız var."
"Emma?"
gelen mesaj Alex'tendi. Tanıyamamış olsa gerek diye düşündü Emma. "Tanıyamadın  galiba hani şu valizini bulan evinde acı kahvesini içtiğin."
"Tanrım! nereye kayboldun onca ay?"
"Çalışmakla meşguldüm, her şey için teşekkür ederim bu otele alınmamda parmağın olduğunu biliyorum, yardımın olmasaydı gerçekten şuan ne yapardım bilmiyorum, sana çok şey borçluyum."
"Borcunu bir kahveyle ödeyebilirsin."
Emma gülümsedi.
"Olabilir aslında."
"Evini biliyorum yarın 05:00'te seni alırım."
Emma gerçekten çok tuhaf hissediyordu. Laf hangi ara kahve mevzusuna geldi? diye düşünmeye başladı. Biriyle konuşmak ona iyi gelebilirdi oda kendine iyi gelebilecek birşeyler arıyordu.

Ertesi gün işe yetişmek için koşturdu sonunda iş yerine vaktinde yetişmişti.
İşleri bitirip hizmetli odasına girdiğinde gözlerine inanamadı.
"Süpriiizzzz!"
"İyi ki doğdun Emma" herkes burdaydı Lily, Tom, Isabella, Mary..
Bir pasta almışlar ve Emma'yı beklemişlerdi.
"Çok çok teşekkür ederim gözlerime inanamıyorum evet bugün  24 Mayıs'tı değil mi?"
İnanılması güç ama evet Emma doğum günün unutmuştu. Herkes teker teker hediyelerini verdi Lily,Tom birlikte gümüş bir kolye almıştı.
Mary:"Bu akşam Adam'ın cafesini ayarladık akşama kimseye söz verme."dedi gülerek.
Emma:"Peki öyle olsun bakalım"dedi.
Aklına Alex gelmiş olsa bile arkadaşlarını kıramazdı.
Alex'e mesaj attı.
"Bu akşam kızlar doğum günü mü kutlamak için bir yer ayarlamışlar. Kahveyi artık başka zaman yaparız olur mu?" Bu mesajı sıkıla sıkıla atmıştı aslında.
Bir mesajınız var.
"Doğum günün mü ? İyi ki doğdun bu özel günde yanında olmak isterdim."
"Ozaman akşam cafeye gelebilirsin bizim eve uğrarsan birlikte cafeye gidebiliriz."dedi.
Akşam oldu.
Emma'nın içinde oğlunun olmamasından dolayı bir hüzün vardı o yüzden pek hazırlanmayacaktı aslında.
Çok uzun zamandır giymediği siyah bir gece elbisesi vardı onu giyip çıkacaktı sadece.
Siyah yırtmaçlı bir elbiseydi, biraz dekoltesi vardı gerçekten kırmızı bir rujla çok kaliteli duruyordu. Saçlarını topuz yaptı hazırdı.
Yarım saat sonra kapı çaldı gelen Alex'ti
Siyah BMW'sini arabasını evin önününe park etmiş içinde Emma'yı bekliyordu.
Kapının önünde Emma'yı görünce adeta büyülendi. Bu kadının diğer kadınlarda olmayan farklı bir havası vardı.
Farklı bir gülüş..
Farklı bir koku...
Farklı bir duruş..
"Alex? Neden sustun? Yoksa beğenmedin mi?"
"Sadece.. sadece.. gerçekten çok güzel olmuşsun.. "
"Teşekkür ederim."
"Kuğu gibi." dedi Alex kısık sesle.
"Duyamadım?"
"Ee nerde bu cafe?"
"Hemen ilerde."

VALİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin