6.Bölüm (Endişe)

319 92 57
                                    

Gözlerimi açtığımda telaşla "İyi misin?" diye sormuştum ve Jellal'in yüzünde şaşkın bir ifade oluşmuştu. Muhtemelen tüm gece onun başında bekleyip uyuyakalmamı ve uyanır uyanmaz onun durumunu sormamı beklemiyor olmalıydı.

Ama elimde değildi, beni çok endişelendirmişti. Dün yine şehre gitmişti ve bende evde kalıp Wendy'e kılıç kullanmakla ilgili temelleri öğretmiştim, Romeo'nun da zaten biliyor olması işimize yaramıştı. İkisi kendi halinde takılırken ve ben de onlara yardım etmeye çalışırken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştık ta ki Jellal eve her zamanki saatinde dönmeyene kadar.

Biraz gecikmiştir diyerek sakin kalmaya çalıştıysak da çocuklar beni onu aramaya çıkmamam için zor tutmuşlardı. Jellal ise eve gece yarısından sonra gelmişti ve tir tir titriyordu.

Wendy onun durumuna bakıp sonra da uygun bir ilacı olup olmadığını kontrol etmeye çalışmıştı. Romeo ise bir süre belirtilerini gözlemledikten sonra bunun Jellal'in zaman zaman yaşadığı bir kriz olduğunu söyleyip onu yatağa yatırmamızı istemişti.

Ateşi vardı ve onu düşürmek için sürekli bez değiştirip durmuştum ama ateşi yine de bir türlü düşmemişti, bu beni o kadar korkutmuştu ki sabaha kadar gözümü kırpmadan onunla ilgilenmiştim. Sonunda da farkında olmadan uyuyakalmış olmalıydım.

"Erza." Dedi ellerini dağılmış saçlarıma atıp onları düzeltmeye çalışırken. "Asıl sen iyi misin? Dağılmışsın."

Onun elinin altındaki bir kedi olmaktan çıkıp kendime çeki düzen vermeye çalışırken "Senin yüzünden!" diyerek de şikayet etmekten geri durmadım. "Beni çok endişelendirdin, öleceksin sandım."

Onun kızardığını görünce stresle ellerimi sallayarak "Yani krallığı geri alma planlarımız için çok kötü olurdu, elim ayağıma dolandı." demiştim ki yine suratındaki ifadenin bozulmasına yol açmıştım.

Zoraki bir gülümsemeyle "Anlıyorum." demişti yatağa bakarak. Sonra da gözlerini gözlerime dikmişti. "Gerçekten üzgünüm, seni ve çocukları endişendirmiş olmalıyım. Görevde olduğum önemli bir zamanda sağlığıma dikkat etmeliydim.

İyi halt ettin Scarlet. Adam resmi moda döndü, birazdan da önüme krallıkla ilgili planları yayıp seninle de muhabbet etmeye gelmiyor diyecek. Ne olur sanki azıcık dürüst olsan.

"Şey..." Dedim çekinerek yere bakıp. Ellerimi dizlerimin üstüne koymuş duruyordum gergince. "Aslında krallık planlarından çok senin için endişelendim. Kendine gelemeyeceğini düşünüp korktum."

Utangaçlığıma bir son verip kafamı kaldırdığımda bana çok güzel bir gülümsemeyle bakan Jellal'i görmek rahatlamam için yeterliydi. "Çok teşekkürler, Scarlet." Dedi elini çeneme koyarken. "Gerçekten ama gerçekten benimle ilgilendiğin için çok teşekkürler."

Çenemdeki eli dudaklarımın titremesine yol açmıştı. Çok yakındı ve istemsizce buna tepki veriyordu bedenim. Aralanan dudaklarıma söz geçiremediğim gibi onun dudaklarına kayan gözlerime de söz geçiremiyordum.

İçimdeki bir ses hadi diyordu, bir öpücük kadar uzağında. Diğer ses ise hala bir savaşçı olduğunu unutma diye bağırıyordu. Dikkat dağıtıcı şeylere ihtiyacın yok. Sanki mümkünmüş gibi. Adamın varlığı bile dikkat dağıtıcı.

"Erza..." Adımı fısıldadığında kalbim bu güzel olaya hazır olmadığını söylemek ister gibi kafesinin dışına çıkmak için debelenmeye başlamıştı. Bir insan bir ismi ancak bu kadar güzel söyleyebilirdi.

Eli çenemden yanağıma doğru kaydığında bu sefer beni gerçekten öpeceğini düşünmüştüm ve öpmesini istemiştim ama kapı açılıp içeri "Jellal-san uyandı mı?!" nidalarıyla dalan çocuklara yapabilecek hiçbir şeyim yoktu malesef.

Ölüm Şehri : SavaşçıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin