9.SAYFA

21.1K 1.1K 30
                                    




Çatışma bütün sıcaklığı ile devam ederken, İzmir'in aklında olan tek şey bu itlerin temizlenmesiydi. Ne vurulan Ali'ydi aklını kurcalayan ne de diğer tim arkadaşları. Vereceği kayıplar onu ne kadar korkutsada o sadece bu teröristleri öldürmek istiyor ve gerçek hayata öyle dönmek istiyordu.

Gizlendiği kayanın arkasından gördüğüne ateş ederken bir yandan da diğer timleri yönlendiriyordu. Ali'nin yanında yeni timden olan Asaf ve Eyüp vardı.

"Kahramanlar can verir , yurdu yaşatmak için."

Dilinde olan tek şey buydu. Bu cümleyi söylüyor sonra atışını yapıyor ve eşek cennetine uğurluyordu.

"Hayalet 2 saat 11 yönünde 4 kişi görüyorum. Beni koru."

İzmir gizlendiği kayanın arkasından sürünerek çıkıp dediği yere ilerlemeye başladı. Biraz daha yaklaştıktan sonra omuzunda hissettiği sıcaklıkla durmak zorundaydı fakat o durmak yerine sürünmeye devam etti. Bu karanlıkta kimse onu görmezdi ve kimse birde onun için endişelenmezdi. En iyisi ses çıkarmamaktı.

Teröristlerin elinde gece görüşü olmadığı için rastgele ateş ediyorlardı, bu bordo berelilere tabiki kolaylık sağlıyordu. Yerleri belli olduğu için öldürmek epey kolay oluyordu.

İzmir onlara en yakın kayanın arkasına gizlenip gece görüşünü taktı. Gördüğü kişileri teker teker indirmeye başladı. Hepsini temizlediğinde artık ortalık yavaş yavaş sessizleşmeye başlamıştı. Kalanlarda temizlendiğinde ilk işi koşarak vurulan Ali'nin yanına gitmek olmuştu.

"Durumu nasıl."

"Kurşun kalbin altına isabet etti ve çok kan kaybediyor. Biraz daha burada durursak dayanamaz."

Ömer'in dedikleriyle yutkundu İzmir. Sevdiklerinin canı yandığında, onunda yanıyordu. Ali'yi sevmişti. En azından değer veriyordu ve aynı timde olmaları ekstra duygulara neden oluyordu. Ona alışmıştı.

"Askeriyeyi aradılar acil gelmelerini söyledi Asaf. Yarım saat daha yaşat onu Ömer."

Ömer kafa sallayıp doktor olmanın verdiği avantajlarla ilk yardımını yapmaya devam etti.

İzmir omuzunda ki yaraya eliyle baskı yaparken diğerlerine çaktırmamaya çalışıyordu fakat onu fark eden olmuştu.

"Kahretsin.! Vurulmuşsun İzmir. Neden söylemiyorsun.?"

Asaf'ın sinirli sesiyle daha çok sinirlense bile kendine hakim olup sadece omuz silkmekle yetindi.

"İyiyim ben. Onunla ilgilenin siz. Benimle değil."

Sert sesiyle herkes susmuş ve odağını Ali'ye çevirmişti. Gökalp, Emre, Demir ve diğer timde ki 2 kişi çevre temizliğine çıkmışlardı. O yüzden ortamda ki gerginliği azaltacak kimse yoktu. Hoş bu gerginlik sittin sene azalmazdı ya neyse.

*

Helikopter gelmiş ve bütün bordoları alarak yola çıkmıştı. Ali'nin durumu gittikçe kötüye gidiyordu ve bu timin moralini yerle bir ediyordu. O tim komutanıydı. Ona birşey olmasını hiç biri istemezdi. Özelliklede teröristlerden yediği tek kurşunla olmazdı. Bu kadar kolay bırakamazdı. O Türk askeriydi. Savaşmak onun ruhunda vardı ve bu gecede sonuna kadar savaşacaktı.

*

Helikopter hastanenin çatısına iniş yaptığında sadece Ali, İzmir ve Ömer inmiş diğerleri askeriyeye götürülmek üzere yola çıkmıştı. Onlar bordo bereliydi ve gizli kalmak zorundalardı.

Ali doktorlar tarafından ameliyata alınırken, İzmir bir başka doktor tarafından acil kısmına alınmıştı. İlk yardımı doktor yapmış ve kurşunu çıkarmaya çalışıyordu.

"Sırtınız kevgire dönmüş, çok göreve çıktınız sanırım."

"Gizli bilgi."

Sesinde ki tınıdan güldüğünü anlamıştı doktor. Aynı şekilde gülümseyip cevap verdi.

"Çok gizli kalamadı Özkoç."

Sağlam olan omzunu silkip gülümsedi. Haklıydı doktor, fazla gizli kalamamıştı bu bilgi. Her doktora gittiğinde bir kurşun yarası kapanıyor, diğeri soruluyordu ona. Her seferinde de cevap aynıydı 'gizli bilgi'. Ama malesef ki bazı bilgiler, bazı yerlerde gizli kalamıyordu.

Yarım saat sonra dikiş bitmiş ve yara kapatılmıştı. Acilden onlar olurken, Ali ameliyathanede yaşam savaşı veriyordu. Kalbine yakın saplanan kurşun çok kan kaybetmesine neden olmuştu.

İzmir doktorunda yardımıyla toparlanıp ameliyathanenin olduğu kata çıkıp kapıda bekleyen Ömer'in yanına ilerledi.

"Haber var mı.?"

"Daha yok. Az önce kan almaya çıktılar onda da bilgi vermiyorlar. Ona birşey olamaz İzmir. "

"Olmayacak Ömer. Kötüye birşey olmaz."

Göz kırpıp sandalyelerden birine oturdu. Dıştan bu kadar rahat gözüksede aslında içi içini yiyordu. Biliyordu ki Ali'nin durumu çok iyi değildi. Hissediyordu. Ama iyi olacaktı. İyileşecekti Ali Gurur Şahsuvar yine dönecekti timinin başına.

*

Saatler geçmiş ve nihayet ameliyat bitmişti. İçeriden çıkan doktorla Ömer hızlıca ayağa kalkıp yanına ilerledi.

"Ali nasıl doktor.?"

"Ameliyat başarıyla geçti fakat önümüzde ki 72 saat çok önemli. Bu saatler içinde bir komplike gelişmezse hastamız eskisi gibi olacak. Geçmiş olsun."

Ömer doktorun peşinden gitmiş, İzmir ise sedyeyle çıkan Ali'nin yanına ilerlemişti.

"Nereye götürüyorsunuz.?"

"Yoğun bakım ünitesine hanımefendi."

İzmir onaylayıp peşlerine takıldı odaya giremeyeceğini bildiği için cam bölmenin dışında durmuştu.

Hemşireler Ali'yi makinelere bağladıktan sonra odadan ayrıldılar.

"Çabuk uyan komutan, bu ekibin sana ihtiyacı var."

Fısıltısını hissetmişti Ali. İyileşecekti. Gözlerini sağlıkla açacak ve timinin başına turp gibi dönecekti.

*

72 saat geçmiş ve Ali gözlerini sağlıkla açmıştı. Bütün tim odasında onun uykusundan uyanmasını bekliyordu.

"Uyansın artık ya. Çığlık falan mı atsam acaba."

Demir'in dediği şeye İzmir'de dahil herkes gülmeye başladı. Bu adam gerçekten ekibin maskotuydu.

Bu hayalet timi dünyanın en harika ülkesinin, en harika bordo timiydi ve İzmir burada olmaktan gurur duyuyordu.

~

Hellööööö.

1k olmamıza çok çok çok az kalmış, resmen heyecandan mideme kramplar giriyor yahu. Gün geçtikçe artıyoruz ve bu beni çok mutlu ediyor. Yorum ve votelerinizi eksik etmezseniz çok ama çok sevinirim.

İyi ki varsınız sizleri seviyorum 💕💕💕

GÖKTE BİR GÜZEL - FİNAL - Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin