9. BÖLÜM

8.1K 117 109
                                    

DİKKAT!

Bu bölümde biraz +18 kısımlar bulunabilir. ^.^

Yatağımdaki baskı artmıştı ve sıcaklık daha da yakına gelmişti. Gözlerimi açmazsam uyuduğumu zannedebilirdi bu yüzden gözlerimi açmayacaktım. Sağ kulağımdaki kulaklığı çıkardı ve görmesem bile büyük bir ihtimalle kendi taktı. Yanımda uzanan Rain'e bakmayı çok istiyordum. Gözlerimi sessizce araladım ve kafamı hafifçe ona doğru çevirdim. Gözlerini kapatmış, benim gibi sırt üstü yatıyordu. Kirpikleri buradan çok uzun görünüyordu. Şekilli burnu ve dudakları... Şu anda o dudakları öpmeyi çok isterdim ama yapamazdım. Ben dalmış bir şekilde onun yüzünü incelerken birden gözlerini açıp kafasını bana çevirdi. Gözlerimi onun gözlerinden ayırmak istesem bile yapamıyordum. Bana doğru gülümseyip

"Şarkı güzelmiş."

dedi. Çalan şarkı "Thirty But Seventeen" diye bir dizinin şarkısıydı. Hyolyn-Just Stay.

Kulağındaki kulaklığı çıkardıktan sonra benim kulağımdakini de çıkardı ve telefonla kulaklığı yatağın yanındaki komodinin üzerine koydu.
Üzerime çıktığında ne yapacağımı bilemedim. Yüzünü yüzüme yaklaştırdığında kalbim deli gibi atmaya başladı. Beni öpmeye başladığında ona engel olamıyordum. Bu benim de istediğim bir şeydi.

Beni dakikarca öptükten sonra hiç beklemediğim bir şekilde üzerimden kalktı ve yanıma tekrar uzandı. Şaşkın şaşkın ona bakıyordum.

"Bununla yetinmeye çalışacağım."

dedi ve hafifçe gülümsedi. Daha sonra yataktan kalkıp

"İyi geceler."

dedi ve odamdan çıktı. Derin bir nefes aldıktan sonra gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım.

Sabah kalktığımda alt kattan sesler geliyordu. Böylesine yüksek sesleri ilk defa duyuyordum bu evde. Merak ettim ve hızlıca hazırlanıp aşağıya indim. Merdivenlerden indiğimde karşımda duran iki kişi vardı ve birbirlerini yiyecekmiş gibi bakıyorlardı. Biri Rain, diğeri ise... Daha önce bir yerlerde gördüğüme emindim. Biraz daha dikkatli bakınca gezide karşılaştığım egosu yüksek, sarışın çocuk aklıma geldi. Bu cidden oydu. Burada ne işi vardı?

"Buraya gelmemeni söylemiştim!"

Rain'in sesi salonu doldurmuştu. Onu ilk defa böyle bağırırken görmek tüylerimi diken diken yapmıştı. 

"Evime gelmek için sana soracak değilim."

"Evin mi? Yaptığın onca şeyden sonra buraya 'evim' diyebiliyor musun gerçekten? Ben seni çıkarmadan önce hemen s*ktir git bu evden!"

Neye şahit olduğumun farkında değildim ve Rain'in ağzından ilk defa küfür duymuştum. Hem o ne yapmıştı ki? Kimdi? Sadece onları izliyordum.

Sarışın çocuk beni fark edip incelemeye başladığında bakışlarım sadece Rain'deydi. 

"Ooo. Kimler varmış burada? Galiba sen de üvey kuzenim oluyorsun."

dedi ve bana doğru gelmeye başladı. Bana "üvey kuzenim" demişti. Ne yani? O, Rain'in kardeşi miydi? Daebak! (Daebak: Kore'de insanlar şaşırdıklarında kullanıyorlar. Türkçe'ye çevirecek olursak "Oha" gibi bir şey. ^.^)

 Elini uzatıp

"Selam. Ben Aidan." 

dediğinde elimi, elini sıkmak için uzatmıştım ki Rain bileğimden tutarak buna engel oldu. Rain'in tüm kaslarının kasıldığını elinden hissedebiliyordum. Bu sinirli bakışlar bana değil, Aidan denilen sarışın çocuğaydı. 

"Tamam, gidiyorum ama bu, bir şeyleri almak için geri dönmeyeceğim anlamına gelmiyor." 

dedi ve bana göz kırpıp çıkış kapısına yöneldi. Kapıyı vurup çıktıktan sonra Rain hala kolumu tutuyordu. Maria yenge tüm olanları sessizce izlemişti. 

"O şerefsiz bir daha buraya gelirse buradan sağ çıkabileceğini zannetmiyorum."

Fark etmemişti belki ama kolumu çok daha fazla sıkıyordu. Canım acımaya başlamıştı ama o bu kadar sinirliyken bir şey söylemek istemiyordum. Gözlerimin dolmasına engel olamamıştım. 

Kendini toparlayıp bakışlarını kapıdan ayırdıktan sonra morardığını varsaydığım, sıkıca sıktığı koluma baktı. Bakışları gözlerime değdiğinde acıttığını fark etmiş olacak ki kolumu bıraktı ve beni kendine doğru çekip eliyle kafamı göğsüne bastırdı. Fısıldayarak

"Özür dilerim."

dediğinde benim aklım bizi izleyen Maria yengemdeydi.

"Canını acıttığım için..."

diye sözünü tamamladıktan sonra kendine çeki düzen verip benden ayrıldı. Sabah sabah yaşamadığım şey kalmamıştı.

Şirkete geldiğimizde Rain'in o sinirli halinden eser kalmamıştı. Kahvesini götürmek için odanın kapısını tıklayıp içeriye girdim. Kahvesini masanın üzerine koymamla yerinden kalkması bir oldu. Tam önümde durduğunda kalçam masaya değiyordu. Beni masayla kendisi arasına sıkıştırmıştı. Ellerini belime koydu ve beni öpmeye başladı. Geri çekilmek istesem de çekilemiyordum. 

Dudaklarımı kasıyordum çünkü burada olmazdı. Dilini ağzımın içine sokmaya çalışıyordu. Bunu fark edip geri çekildi.

"Seni öpmemi istemiyor musun?"

Yutkundum.

"Hayır, ondan değil. Sadece-"

+18 

Cümlemi tamamlayamadan tekrar dudaklarıma yapışmıştı. Beni masaya oturttu ve iki bacağımı ayırdı. Bugün kalem etek giymediğime pişman olmuştum. Elleri gömleğimin üstünden göğüslerimi bulduğunda tahrik olmamak elde değildi. Dudaklarımı aralayıp dilini ağzımın içine kabul ettiğimde erkekliği, kadınlığımı tehdit edercesine sertti. 

Dudaklarını boynuma doğru yavaşça indirdiğinde nefes nefese kalmıştım. Bir yandan da dizimin altında biten eteğimi kaldırıyordu. Hiç beklemediğim bir anda elini, külodumun üstünden kadınlığımda hissettim. Bu ıslanmama yetmişti. 

"Daisy... Seni ne kadar istediğimi biliyor musun?"

Gözlerimi gözlerine kenetlediğinde gözlerinde kaybolmak istiyordum. 

Tam o sırada kapının kulpuna birinin dokunduğunu duydum. Kapı yavaş yavaş açılıyordu.

/// Yeni bölüm geç geldiği için çok özür dilerim. Lütfen affedin. Okul başlayınca her şey birbirine girdi falan... Bu hikayeyi ne zaman final yaparım, bilmiyorum ama yeni hikayeler yolda. Küçük spoiler verebilirim sanırım. Şu anda 2 taslak var. Biri biraz fantastik, diğerinde de bir gey (gay) var. Tabii ilerleyen zamanlarda değişir mi, emin olamam. ^.^///


YAĞMURLU GECELER (+16) (Bunu Okumasanız Da Olur ^^)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin