12. BÖLÜM

4.8K 117 68
                                    

"Peşimden gel." deyip gülümsedi.

Kasaları ileriye doğru itti ve yerdeki kapı görünür hale geldi. Kapıyı kaldırıp açtı ve inmem için aşağıdaki merdivenleri gösterdi. Dediğini yapıp aşağı indim. Rutubet kokusu her tarafı sarmıştı ve berbat kokuyordu. O da peşimden aşağı indi ve oradaki sandalyeyi oturmam için gösterdi, ben de oturdum.

Nefesim iyice daralmıştı burada daha da çok korkuyordum. Tahminimce bir şeyler planlıyordu ama ne?

"Şimdi seni bağlayacağım."

"Ne?! Cidden amacın ne?"

"Ağzını da kapatmam gerekecek. Çok fazla konuşuyorsun. Amacımı birazdan öğrenirsin." deyip göz kırptı.

Bütün hareketlerine gıcık oluyordum bu çocuğun.

"Sana dokunacağımdan korktun, değil mi?"

Cevap vermedim.

"Endişelenme. Sen istesen de sana dokunmam. Erkekleri tercih ediyorum çünkü."

Ellerimi ve ağzımı da bağladıktan sonra yukarıdan Rain'in sesi geliyordu. Onun sesini duyduğuma çok sevinmiştim. Rain beni kurtaracaktı.

Aidan yukarı çıktı ve kapıyı kapattı.

~Rain'in ağzından...~

O kadar bağırmama rağmen ses seda yoktu. Etrafta onları ararken ileride Aidan'ı gördüm.

"Piç herif! Nerde lan Daisy?"
diyerek ona doğru koştum ve suratının ortasına ağır bir yumruk indirdim.

Geriye doğru savruldu ve kanayan dudağına dokundu. Onu kaldırıp yakasına yapıştım.

"Nerde lan kız? Çabuk söyle!"

Kıkırdayarak gülmeye başladığında daha da sinirlenmiştim.

"Bu haldeyken gülebiliyor musun cidden?"

"Nasıl hissediyorsun abi? Nasılmış sevdiğin bir şeyin elinden alınması?"

"Ne diyorsun lan sen?!"

"Daisy'yi bu kadar sevdiğini bilseydim sana da ayırırdım."

"Düzgün konuşsana lan. Ne yaptın Daisy'ye?!"

"Hallettim."

Bunu söylediğinde tekrar yumruk attım. Yere düştüğünde üzerine çıkıp devam ediyordum. Dudağı patlamıştı ve burnu kanıyordu. Kardeşim olması  artık benim için hiçbir şey  ifade etmiyordu. Attığım yumrukların haddi hesabı yoktu.

Ellerini kaldırıp

"Aşağıda." diyebildi.

"Nerde aşağıda çabuk söyle!?!"

Parmağıyla o tarafı gösterdi. Koşarak oraya gittim ve yerdeki kapıyı gördüm. Açıp içeriye baktığımda Daisy orada bağlıydı.

~Daisy'nin ağzından...~

Yukarıdaki kapı açıldı ve Rain'i gördüğüm için çok mutlu oldum. Hızlıca aşağı inip önce ağzımdaki bandı çıkardı, sonra da beni çözmeye başladı. Bir yandan da ağlıyordu. Onu ikinci defa ağlarken görüyordum. İlki kaza günüydü.

"Daisy..." deyip bana sarıldığında ben de ağlamaya başladım. Gözyaşlarım onun ensesine düştüğünde daha da sıkı sarıldı.

Geri çekilip

"Sana bir şey yaptı mı?"

Kafamı hayır anlamında salladım. Hala ağlıyordum. Gözyaşlarımı nazikçe silerken o ağlamayı kesmişti.

Tam o sırada gelen sesle ikimiz de yukarıya baktık.

"Siz ciddi misiniz ya?"

Aidan, ağzı yüzü kan içinde söylemişti bunu.

"S*ktir git lan!"

Rain'in ağzından böyle sözler duymak garip geliyordu ve Aidan'ı Rain bu hale getirmişti.

Beni sandalyeden kaldırdı ve birlikte yukarıya çıktık. Aidan hala bize bakıyordu.

"Gözüme bir daha gözükme ve Daisy'den uzak dur. Yoksa seni dövmekle bırakmam."

Rain bunları söylerken çok acımasız bakıyordu. Beni kaçırmış olsa bile acıyordum Aidan'a.

"Abi! Bu sana bir şeyi hatırlatıyor mu?"




YAĞMURLU GECELER (+16) (Bunu Okumasanız Da Olur ^^)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin