"Bazen, kendimizi memnun etmeyiz, insanları memnun etmek için çok uğraşırız."
"Noel tatilinden döndüğümüzden beri görüşemedik, hepimizin bir araya gelmesi lazım." Alfredo öğle yemeğini yerken, öneri sundu.
Taylor sırıttı. "Birlikte gidebili-"
"Justin'in evine," Alfredo ona kötü kötü baktı. Taylor somurtarak sandalyesine yaslandı.
Justin omuz silkti. "Tabi, her neyse."
"Güzel," Alfredo, Justin'e bakmadan önce sırıttı. "Peki, Selena nerede?"
Justin bunun sorulacağını biliyordu. "Bilmiyorum. O öğle yemeğine gelmek istemiyor, sanırım."
"Ona gerçekten sordun mu?"
"Patateslerini alabilir miyim?" Justin, duymamazlıktan geldi.
Alfredo gözlerini devirdi. "Kız arkadaşım olmasa bile, onu almaya gideceğim."
Justin başını salladı. "Ne yapmak istiyorsan yap, dostum."
Demi elini ağzına götürerek, öksürür gibi ses çıkardı. "Kıçını sandalyeden kaldır ve sevgilini bul."
"Neden o?" Sofia mırıldandı. "Selena her zaman ağzını çalıştırıyor ve o çok şişman. Bahse girerim buraya sadece tüm yemeğimizi almak için gelirdi."
"Sürtük." Demi, hamburgerinden bir ısırık alırken fısıldadı. "Asla bir kıza şişman deme. Şaka yapıyor olsan bile."
Justin haricinde kimse onu gerçekten duymadı, ama Demi biraz düşündüğünde Selena'ya takılmasının garip gelmesine rağmen, onu görmezden gelmeye karar verdi.
Alfredo, Justin'in kalkmasını bekledi ama kalkmadığı zaman ona ağzı açık baktı. "Şu an Sofya ile ciddi olarak hemfikir misiniz?"
Justin kaşlarını çattı. "Hayır, Selena'nın şişman olduğunu düşünmüyorum."
Alfredo ona düz bir bakış attı. "Ama onun burada olmasını istemiyorsun?"
Justin inkar etmek için hazırdı. "Onu burada istiyorum, ama kim ona, burada olması gerektiğini söylemeli?"
Alfred'ın yüzüne baktı ama Justin tartışmanın faydasız olduğunu biliyordu. Kız arkadaşını aramaya başlamadan önce bir süre onun gözüne baktı ve ayağa kalktı.
❀❀❀
Selena'yı avluda, bir ağacın altında oturup yeşil bir defterde yazı yazarken buldu. Justin derin bir nefes aldı ve ona yaklaşmak için bir adım attı.
"Hey," diye seslendi ve Selena bakışlarını ona çevirdi. İlk başta şaşırsada, sonradan gülümsediğinde, Justin'in kalp atışları biraz hızlandı.
Elindeki deftere bakmadan önce göz kırptı. "Ne yapıyorsun?"
Bir an için kafası karışmıştı, ama sonra defterine baktı, tekrar Justin'e baktı ve defteri kapattı. "Sadece birkaç taslak-" derken konuşmayı kesti, tereddüt etmişti.
"Neden sustun?" Justin kaşlarını kaldırdı.
Dudağını ısırdı. "Umursamayacağını düşündüm."
"Doğru."
Selena, ona baktı.
Justin iç çekti. "Neden bizimle öğle yemeğinde oturmuyorsun?" Sonunda sormuştu.
Koyu kahverengi saçlarından bir tutam gözlerinin önüne düştü, ama hareket etmedi. "Bilmiyorum. Beni orada mı istiyorsun?"
"Aslında orada olsan da bu umurumda değil."
Açıkçası Selena'nın aradığı cevap bu değildi, Justin gözlerinde görebiliyordu. Ama elbette, en iyi yaptığı şeyi yaptı: onu görmezden geldi.
Selenai, kelimelerin onu nasıl etkilediğini göstermemeye çalışarak omuz silkti. "Öyleyse öğle yemeğine gelmemin hiçbir anlamı yok."
Justin oturduğu yerde ona baktı. "Aç değil misin?" diye sorguladı.
"Hayır."
Justin gözlerini devirdi. "Bu bir ilk."
O an zil çaldı, öğle yemeğinin sonu gelmişlerdi ve Justin bir şey demeden oturduğu yerden kalktı. Alfredo, öğle yemeğini bitirmesine izin vermediği için ona borçluydu.
Bekle, Justin düşündü. Selena'yı bu gece davet etmezse, Alfredo'nun bir dahaki sefere şikâyetçi olacağı konusunda emindi.
Çantasını yerden kaldırırken ona geri döndü. "Bu arada, evimde bir araya geliyoruz. Yani, orada ol."
Selena, defterini göğsüne bastırdı. "Tamam."
Lanet olsun, bu garip Justin, birbirlerine bakmaya devam ederken düşündü. Rüzgârın bir tutam saçını uçuşturduğunu ve onun sinirlendiğini izledi, öne doğru eğildi ve kulağının arkasında sıkıştırdı.
Selena bu yakınlığa karşılık, nefesini tuttu.
O kaşlarını çattı. "Nefesini tutmayı bırak," gitmeden önce söylediği tek şey buydu.
----
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Perfect || Jelena
Fanfiction"Biliyorum kırıldın bebeğim, ama ben de kırıldım." © Tüm hakları saklıdır -@whiskeyroses