"Benim kalp kıranım olduğunu söyleme."
-Justin Bieber "HeartBreaker."
❀❀❀
Selena tuvaletten çıkar çıkmaz Justin, Yovanna ile yaptığı konuşmayı yarıda kesti. Selena durdu ve Yovanna ile konuşurken yüzündeki aptalca sırıtışa baktı, ve kendisiyle konuşurken böyle sırıtmadığını, nasıl bir yüz ifadesiyle konuştuğunu hatırlayınca göğüsünde büyük bir acı yayıldı.
Dudaklarından bir hıçkırık firar etti ve spor salonuna doğru hızlı adımlarla ilerledi. Justin'in arkasından ismini bağırmasını duymamazlıktan geldi. Justin'in gözleri genişledi ve peşinden koştu. Yovanna kaşlarını çattı ve Selena'nın yeni çıktığı tuvalete baktı, memnun bir yüz ifadesiyle Sofia'nın da çıktığı tuvalete.
"Selena!" diye bağırdı Justin, parkın ortasında Selena'nın durmasını sağlayarak. Göğüsü yukarı ve aşağı doğru hızla inip kalkarken, arkasında durdu ve çıplak omuzuna elini yerleştirdi. Selena kendini çekti ve Justin'in eli omuzundan düştü.
"Sorun ne?" Justin sorguladı, onunla yüzleşmesini istedi. Selena ona karşı direndi ama sonra pes edip yüzünü ona döndü. Justin çenesini tuttu ve kendisine bakması için zorladı.
"Neden ağlıyorsun? Ne oldu?" Justin, Selena'nın yüzünü avuçları arasında tutarken göz yaşlarını silmek için uzandı ama Selena ondan uzağa gitti.
"Dokunma bana," dedi boğuk sesiyle ve kollarını vücudunun etrafına sardı. "Sadece... beni eve götür. Artık burada olmak istemiyorum."
Justin kaşlarını çattı. "Hayır, ilk önce bana sorunun ne olduğunu söyle?"
"Hiçbir şey!" dedi ve öfkeyle kendi yanaklarını sildi, ancak Justin'e her baktığında Sofia'nın sözlerini hatırladı.
Değersiz!
Çirkin ve sinir bozucu!
O seni sevmiyor...
"Söyle bana!" bir kez daha ısrar etti, kollarını tuttu. "Tuvalette ne oldu?"
Selena titrek bir nefes aldı, "Benden utanıyor musun?" dedi güçsüzce. Görüş alanı tekrar bulanıklaşmıştı.
Justin gözlerini kırpıştırdı, yüzünde belirgin bir şok oluştu. "Senden utanıyorum?" diye taklit etti aynı ses tonuyla. Sesinde inanamamazlık vardı. "Benimle dalga mı geçiyorsun?"
Selena suratına bakıyordu ve vereceği cevabı sabırla bekliyordu.
Justin alınmıştı. "Bu sadece saçmalık. Neden senden utanacağım ki? Son zamanlarda kendini gördün mü?"
"Evet," dedi ve dudaklarının arasından bir hıçkırık daha firar etti. "Çirkinim. Şişmanım. Çöp gibi görünüyorum."
Selena sinir bozucu biri değildi, bu yüzden kelimeler ağzından çıktığında Justin'in şokunu daha da fazla arttırdı. Ne sikim oluyor? diye düşündü kendi kendine
Justin gözlerini kıstı. "Sofia'nın senin hakkında söylediklerini dinliyorsun, değil mi? Buna gerçekten inanıyor musun?" tekrardan çenesini tuttu. "O bir sürtük, Selena. Söylediği hiçbir şeye inanma çünkü kıskanıyor."
Selena başını iki yana salladı. "Ama doğruyu söylüyor. İğrencim." Göğsündeki ağrılarıyla, göğüsü yukarı aşağı hızla inip-kalktı. "Ben diğer kızlarla karşılaştırıldığında hiçbir şeyim." Hâlâ devam etmekte olan balonun olduğu yeri işaret etti. "İddiaya girerim o kızlardan birini her gün benim yerime daha çok tercih edersin."
"Selena..." Justin dişlerini sıkarak uyardı. "Kes artık."
"Bu doğru! Bu doğru ve sen de biliyorsun!" Selena tekrar ağlamaya başladı. "Benimle olmak istemiyorsun, istemediğini biliyorum! Neden beni terk etmiyorsun? Duygularım hakkında endişelenmene gerek yok.. Çoktan mahvoldum," yanaklarını sildi ve devam etti, "Beni terk et, Justin!"
"Kapa çeneni Selena," dedi tekrar, ağzından çıkan sözlere kızmaya başlamıştı. "Böyle konuşmayı kes!"
Justin'in yükselen sesiyle, Selena ağzını kapattı. Orada durup birbirlerine bakıyorlardı, her ikisinin de göğüsleri ağrıyordu, biri üzüntüden biri öfkedendi.
Justin'in kafası bir süre sonra Selena'nın yumuşak sesini duymasıyla kalktı. "Beni seviyor musun?" Yumuşakça, neredeyse çok sessizce sorguladı, ama Justin onu duymuştu bakışlarını yüzünden çekerek zemini inceledi.
Justin paniklemişti. Sevmek? "Ne?" dedi boğuk sesiyle.
Selena ona baktı, bakışları kilitlendi. Bir süre gözlerini baktı, bir şeyler aradı. Sonra gözlerini kapatıp ondan uzağa bakarak sıktı.
Fısıldadığı zaman sesi rüzgardan daha sessizdi. "Biliyordum."
Bir kalp bir kereden fazla kırılabilir mi?
Ondan uzaklaştığında Justin onu durdurmadı. Caddede yürürken peşinden gelmedi. Yağmur yağmaya başladığı için spor salonunun içindeki insanların saçlarını ya da elbiselerini ıslatmamaları konusunda endişe duyan insanlarla ilgili şikayetlerini dinlerken, Justin yardım teklifinde bulunmadı.
Justin orada öylece durdu, yağmurun kendini ıslatmasına izin verdi. Ve en önemli kişinin parmak uçlarından kaymasını izledi.
ULAAAN TAM HER ŞEY DÜZELDİ DİYORUZ PAT BİR ŞEY OLUYOR BUNLARIN İLİŞKİLERİ BOKA SARIYOR. GERÇEKTE DE BÖYLE AMK BAK YİNE SİNİRLENDİM
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Perfect || Jelena
Fanfic"Biliyorum kırıldın bebeğim, ama ben de kırıldım." © Tüm hakları saklıdır -@whiskeyroses