Sesini ilk kez duyduğum zaman
Arkadaşın vardı. Bu çok ilginç değil mi? Asla ağzını açmayan etrafa sürekli aynı bakışları atan fazla konuşmayan ve gözlerini genelde göz kapaklarının altına saklayan biriydin. Sınırların vardı.
Sınırlarını görmek istiyordum, seni alt geçitteki tuşları kırık; kahverengi cilalı bedeni renkli sprey boyalarla boyanmış piyanodan ses değilde müzik çıkardığına şahit olduğum zaman kabuğunun içinde ki Min Yoongiyi tanımak istedim.
Yalan Söylemek yok Min,bu bir mektup yüzüne asla söyleyemediklerimin yazılı olduğu bir mektup.Sana tutulmuştum.
Sana fark ettirmeden sürekli peşinde dolanıyordum. Mesela kibrit kutunun nereye kaybolduğunu asla öğrenemedin ama ben sesini ilk kez o kibrit kutusu sayesinde duymuştum. Sanki o yoldan geçiyormuş gibi yapmıştım.
Okulun formasını giyenleri kolundan tutup sana bakmasını sağlıyor,hep aynı soruyu soruyordun.
"Bu çöp kutusunun etrafında bir kibrit kutusu gördün mü?" Sesin biraz uyuşuktu ama içinde ki kırık telaşı hissetmiştim.
Bendeydi.
Yine o kutuları ve kağıtları yaktığın çarşamba günlerinden birinde düşürmüştün.
Yemin ederim arkandan koştum ama yalan söylemek yok Min, onu kendime sakladım çünkü bordo, özel olduğu belli olan kutunun üstünde ki yaldızlı yazı da kabuğunun içini görmüştüm.Ne yazıyor biliyorsun değil mi?
Carpe Noctem*
××××
*Carpe Noctem: geceyi yaşa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Letters to the Night ×× YoonMin
Fiksi PenggemarBu mektubu gülümseyişlerini saklayan geceye yazıyorum,