Ağladığına ilk kez şahit olduğum zaman.
Huysuz bir herifsin kabul et. Çok konuşan biri olmadın ama cansız cisimlerle ya da çiçeklerle ya da hayvanlarla konuşuyordun. Çok kez şahit oldum. Kabul et Min Yoongi ilişkimiz planlı olmalıydı çünkü sana yemin ederim bazı zamanlar ben istemeden karşıma çıkardın. Yine öyle bir gündü. Ocak ayıydı. İlk kar bir hafta önce düşmüştü.
Yine aynı çöp kutusuna kibrit atmak üzereydin. Bu senin seromonindi. Bunun sebebini sana asla sormadığımı fark ettim. Keşke sorsaydım Min.Kibriti atıp ilerlerken biri tarafından durdurulmuştun. Bir kadındı, aslında kız çocuğu desem daha doğru olurdu belki de en çok 15 yaşındaydı. Ellerini hardal sarısı şapkasına atıp dudaklarını büzerek bir şeyler sormuştun ona.
İlk kez bu kadar şirin gözüktüğüne de aynı gün şahit olmuştum anlayacağın. Sonra telefonunu eline alıp biriyle konuşmuştun kız o sırada sana bir şey için yalvarıyordu dudaklarını okuyabilmiştim.
"Yoongi Oppa, bir daha gelemeyeceğim biliyorsun."
Onu dinlemedin. Bir süre sonra onu gri bir arabaya bindirip yoluna devam ettin.
Ama adımların sarsaktı. Sanki bir iki dakika içinde tüm dünyayı omuzlarına yıkmışlardı.Çöp kutusundan biraz uzakta ki ıssız çocuk parkında ki bankalara ilerleyip kırmızı atkını çenenin altına indirip küçük çocuklar gibi ağlamaya başlamıştın. Tam bir saat bulutlardan gözükmeyen güneş yine batana kadar ağlamıştın.
Ve Min Yoongi, o kızı bir daha yanında görmemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Letters to the Night ×× YoonMin
FanfictionBu mektubu gülümseyişlerini saklayan geceye yazıyorum,