İlk kez şarkı söylediğine şahit olduğum zaman.
Mucize.
Hayatımın sadece belli zamanları için bu tanımı kullandım.
İroniktir ki Min,hepsinde sen vardın.Bahar gelmişti. Yarışmalar başlamıştı. Kimseye acımıyordun çoktan yarı finalist olmuştun.
Bir itiraf daha Min, yarışmalarına asla gelmedim.Aslında bu kadar zaman seni izlememe rağmen sana aşık olmam ya da senin hakkında her şeye hakim olmam gerekirdi değil mi?
Açık konuşayım mı Yoongi? Asla hakkında ki şeylere hakim olamadım.
Çünkü sen tahmin edilemezdin. Düşünsene yarı finalisttin herkes bu sene de okulun eski püskü ceviz ağacından dolabını süsleyeceğini biliyordu ama sen senin adına yapılan tebrik töreninde artık yarışmayacağını söylemiştinDeli piçin tekiydin kabul et.
O gün müdür seni o odaya yollamıştı yine. Odada hafif yükseklikte, peltek boğuk bir ses vardı. Şarkı söylüyordun Min Yoongi, ellerinden çıkan sözleri duyuyordum. Üstelik rap yapıyordun. Siktir. İlk aklıma gelen buydu. Sesin yükselip alçalıyordu. Sesine nefes alışın ekleniyordu. Kulaklarımın duyduğu en eşsiz şeydi. Ve sen.Sen..
Yaşıyordun Yoongi.
Gün batmamıştı Min Yoongi saat öğlen on ikiydi. En nefret ettiğin zaman dilimi,ama sen yaşıyordun Min Yoongi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Letters to the Night ×× YoonMin
FanfictionBu mektubu gülümseyişlerini saklayan geceye yazıyorum,