Alper: Saat 23.00
Alper: Hâlâ evde değilsin. Hatta biz de değilsin.
Melike: Otomatiğe basar mısın?
Alper görür görmez çevrimdışı olmuştu. Dış kapı açılırken, sessizce bizim kattan çıkıp, Alper'lerin kapısına ilerledim. Kapıyı tıklatmadan öylece beklerken, gözlerimde biriken yaşları sildim.
Kapı açılır açılmaz, karşımda Eylül ve Alper'i gördüm. İkisi de sert bir ifade de bakarken, hafifçe tebessüm ettim.
"Neredeydin?"
Diye soran kişi Eylül olmazken, abisi Alper olmuştu. Eylül şaşkınca abisine bakarken, abisi bunu umursamamıştı.
Aklıma bir fikir gelmişti. Bunu söylemek beni zorlamıştı ama yapacak bir şey yoktu. Hafifçe kafamı kaldırdım ve ellerimi pantolonumun arka cebine koydum.
"Erkek arkadaşımla oturuyordum."
Eylül şaşkınca yüzüme baktı. Gözlerimi ondan çekerek Alper'e çevirdim. Bana tepkisizce bakıyor oluşu, beni üzmüştü.
"Başka bir yerdesin sandım. Tamam, içeri gir biraz otur. Sonra gidersin."
Alper yanımızdan normal bir şekilde çekip giderken, sinirlenmemek için ellerimi sıktım. İkimiz de peşinden ona bakarken, birden arkasını döndü ve Eylül'e sertçe baktı.
"Melike'nin erkek arkadaşı olabilir. Ama senin asla. Anladın mı beni? Duyarsam, bacaklarını ellerinde bulursun. Bu arada Melike, sen de dikkat et. Soyu sopsuz biriyle dolaşma sakın."
Samimi bir şekilde gülümsediğinde, kafamı ağırca salladım.
"Ben eve gideyim. Teşekkür ederim. İyi geceler."
Eylül itiraz edecekken onu durdurdum ve koşar adımlarla eve gittim. Kapıyı anahtarla açarken, evde uyuyor olmaları benim işime yaramıştı.
Odama gittim ve üzerimi değiştirmeden yatağa uzandım. Telefonumu elime alarak, Alper'e mesaj attım.
Melike: Teşekkürler, Alper abi.
Melike: Bu arada özür dilerim.
Melike: Abim değilsin derken, beni yanlış anlamış olabilirsin ama benim bir kardeşim yok ve olmuyor da.
Melike: Ama sen ve Eylül benim olmayan kardeşim ve
Yutkundum. Gözlerim dolmaya başlarken, kendimi toparladım.
Melike: Olmayan abim gibi olacaksınız.
Melike: Sağol, her şey için. (Görüldü.)
Alper: Sen de benim ikinci kardeşimsin.
Alper: Eyvallah. Kendine iyi bak.
Melike: İyi geceler.
Alper: Sana da :)
Gözlerim kapanmadan önce, düşündüğüm tek şey oydu.
Alper.
Olmasını istemediğim abim.
***
"Haydi kızım! Ne kazanmışsın? Çok merak ediyoruz."
Annem ve babam karşıma dikilmişlerdi. İfadesizce yüzlerine baktıktan sonra derin bir nefes verdim ve ÖSYM'nin sayfasından nereyi kazandığıma baktım.
Hafifçe gülümserken, gözlerimi annemlere çevirdim. "İstanbul Üniversitesi, Özel Eğitim."
Babam ve annem büyük bir gururla bana bakarlarken, gülümsedim. Bunu kutlamak için babam bir şey demeden pasta almaya giderken, annem de onun peşinden
tabakları hazırlamaya gitmişti.Eylül: İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
Melike: ÖZEL EĞİTİM ÖĞRETMENLİĞİ
Eylül: Helal ulan bize be. Oh be.
Eylül: Aynı bölümde olacağız ya. Çok mutluyum.
Eylül: Hemen babamlarla paylaşmalıyım.
Melike: Bende.
Mutluluğumun önünde acı çekiyor oluşum geldiği için, normal tepkiler veremiyordum.
Telefonum elimde titrerken, kilidi açtım ve kim olduğuna baktım.
Alper: Kardeşimle aynı Üniversite'de okuyacaksınız.
Alper: Mutlu oldum.
Melike: Sağol. :)
Alper: Hayırlısı olsun.
Melike: Aynen.
Yazmaya devam ederken durdu. Kaşlarım çatılırken, beklemeye devam ettim.
Alper: Ya ben şey diyecektim.
Alper: Erkek arkadaşının,
Alper: Adı neydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH (TAMAMLANDI)
Teen FictionSongecem: Ama bir sorun var. Songecem: Sen beni tanıyorsun. Songecem: Sevemem ben seni Alper. Songecem: Neden sevdim ki ben seni? 07/09/2018 "Bütün hakları saklıdır! Benden izinsiz alınamaz,satılamaz, çoğaltılamaz, aksi halde yasal işlemler başlatıl...