16.BÖLÜM: "ZAMANSIZLIK"

18 5 4
                                    



Bölüm müziği: Scarlett Rose- Dark times.



*




Gezindiği evin içi fazlasıyla yabancıydı Ece'ye. Salonla birleşmiş mutfak fazlasıyla büyüktü. Üç katlı evde dönen merdivenlerle çıkılan üst kata beş oda vardı. Üçüncü katsa çatı katıydı ve piramit şeklindeki tavandan dolayı iki oda vardı. Biri kitap dolu bir çalışma odasıyken, diğer oda kapısı kilitliydi.

Ece Amerikan tarzı mutfaktaki büyük cam kapının önünde durdu. Burası da Türkiye gibi soğuktu, hatta çok daha soğuktu. Nemli saçlarını geriye itti. Biraz önce girdiği banyoda şuan adam vardı. Bu düşünce bile kadını aptallaştırıyordu. Kafasındakilerden uzaklaşmaya çalışarak şehrin manzarasında odaklanmaya çalıştı. Daha eve geleli birkaç saat olmuştu ve anca yemek yiyip duş alabilecek vakti bulabilmişlerdi.

Yüzünü sıvazladı. Yorgundu, hem de çok fazla. Aslında bu yolculuğun yorgunluğu değildi. Bu... Açlık dolu bir yorgunluktu. Loş mutfaktaki saatin akrebi gece biri gösteriyordu. Kaşları çatıldı bir an ve başını eğip iki yanında sallanan ellerini kaldırdı. Deli gibi titriyorlardı. Vücudu duş aldığı halde aşırı derecede terlemeye başlamıştı ve şuan yeni yeni fark ettiği detaysa, gözlerinin kararmasıydı. Solukları sıklaştı. Ne olduğunu bilmiyordu ama tek bildiği şey tehlikeli bir durumun içinde olduğuydu.

Ağzını açıp Demir'e seslenmek istedi ama sanki boğazında bir el vardı ve boğuluyordu. Hırıltılı nefesler almaya başladı. Gözleri bir kere daha karardığında yüz üstü yere kapaklanmadan önce başını yemek masasının sivri kısmına çarptığını hissetmedi. Bilinci hiçbir şeyi algılayıp yorumlayamıyordu ama vücudu sara hastalarının krizlerinde olduğu gibi titriyordu. Tıpkı sudan çıkmış bir balık titrerken bunun neden olduğunu anlamıyordu. Gözleri kayarken yanına koşan adamı da hissetmedi. Oysa ölmüş olsa bile adam, cesedinin yanında dursa hissederdi sanıyordu.

Hissetmedi. Ne onu ne de ağzına koyulan hapı... Kana karışan, ecstasy dozunun en yükseğiydi ve adam farkındaydı. Bu sefer gelen yoksunluk krizi hem gelmeden engellenememiş hem de vücut bu sefer hipertermi yüzünden iflas edebilirdi. Ece kana karışıp etkisini gösteren Ex'le yine her zamanki gibi kahkaha atmaya başlamıştı. Demir uzanıp onu aldı ve üçüncü kattaki kapısı kilitli odaya çıkardı. Gonca verilen uyku hapıyla sabaha kadar deliksiz bir uyku çekecekti. Anahtarı deliğe soktu ve çevirdi. Kadını tutan bir eliyle kapıyı açtı. Karanlık odaya bakarken ifadesiz yüzü kadının kahkahalarına ve saçma sapan konuşmalarına büyük bir tezatlıktaydı.

İçeriye girdi ve müştemilatın aynı dekorasyonuna sahip odanın lambasını açtı. Kadını koltuğa bırakıp kapıyı kapatırken gözlerinin önündeki tek görüntü kadının sırtına kazıdığı Anka'ydı.

*

Sabah uyandığında kıyafetleri yatakla birlikte sırılsıklam olmuştu. Üstündeki pikeyi attı ama kalkamadı. Vücudunda hiç güç yoktu ve sanki yıllarca bu halde kalabilirdi. Bir an nerede olduğunu anlayamadı ama birkaç saniye sonra anıları canlandı ve yabancısı olduğu yeni odaya bakmaya başladı. Eski odasından çok daha büyük olan odada iki farklı kapı vardı. Banyo ve giyinme odası. Buraya gelirken hiçbir kıyafet almamışlardı. Kadın buraya geldiğinde anladı: Onlar gelmeden önce her şey hazırlanmıştı, kıyafetlerine kadar.

ALTIN VURUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin