Merhaba Yukhei. Sanırım ben gerçekten delirdim. Delirmiş olmalıyım çünkü bugün hastaneden geri dönerken tekrardan seni gördüm. Hâlâ en son üzerinde olan kıyafetleri giyiyordun. Ama geçen sefer gördüğümle aynı değildi görüntün. Geçen sefer seni gördüğüm zaman çok mutluydun.
Ancak bu sefer korkmuş bakışlarla insanların arasından geçmeye çalışıyor. Tedirginlikten saçlarını çekip alt dudağını ısırıyordun. Sanki yolunu kaybetmiş gibiydin.
Seni o halde görünce kalbimde oluşan sancıyla sana doğru koşmaya başladım. Senin silüetin yavaşça uzaklaşırken sana ulaşmak için daha hızlı koşmaya başladım. Bacak kaslarım acıyla kasılmasına rağmen umursamadan sana koştum.
Ancak ne kadar koşarsam koşayım sana ulaşamadım. Ben ne kadar koşarsam koşayım yavaşça yürüyen sana yaklaşamadım...
Sonunda nefessiz kalınca sınırına geldiğimi anladım. Durmam lazımdı. Durmalıydım. Ama durmak istemiyordum.
Artık daha fazla koşamayacağımı anladığımda durdum ve duvarın kenarına yığıldım. Bütün vücudum sızlıyordu ve ölecek gibi hissediyordum. Derin derin nefesler alırken gözlerimden akan yaşlarla orada otururken tek düşündüğüm sendin.
Neden o haldeydin? Neden sana yetişememiştim?...
Kafamdaki milyonlarca soruyla bir süre orada kalıp sonra evimize geri döndüm. Ve şimdi de oturmuş gözlerimde biriken yaşlarla bu yazıları yazıyorum ve gerçek anlamda kafayı yediğimi düşünüyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A Little Weak ♧ Luwoo
FanfictionSöylesene Yukhei, beni tek başına bırakıp nereye gittiğini... -18.06.2018- -02.12.2018-